Emre Uslu
(Taraf, 25 Ağustos 2012)
PKK başarabilir mi
PKK son bir aydır yeni eylem biçimleriyle bir stratejik hamle deniyor. PKK kaynaklarının anlattığı kadarıyla bu stratejik hamlede hedef 2012 yılı içinde “sonuç almak”. PKK’nın almak istediği sonuç ise en azından Türkiye’nin bir bölümünde, örneğin Hakkâri, mümkünse Şırnak, KCK sistemini fiilen uygulamaya koymak. KCK sistemini uygulamaya koyabilmek için öncelikle PKK’nın hedefe koyduğu bölgelerde toplum üzerinde “psikolojik kuşatılmışlık hissi” yaratması gerekiyor. Yani insanlar bu coğrafyada devlet yok PKK var bu nedenle devletin sistemine göre değil PKK’nın sitemine göre kendimi ayarlamalıyım diye düşünmeye başlaması gerekiyor.
Bu strateji için Şemdinli kritik bir yer, çünkü Şemdinli halkı çoğunlukla gönüllü olarak PKK sistemini kabul etmiyor. Bu nedenle de PKK zorla Şemdinli üzerinde psikolojik kuşatılmışlık hissi yaratmaya çalışıyor.
Hatta son aldığım bilgilere göre Şemdinli’de PKK’ya müzahir köylere gelen PKK militanları halkı silahlandırmak için köylülere baskı yapmaya başlamışlar. Köylerde yaşayan gençlere silah dağıtacaklarını ifade edip herkesin PKK’nın dağıtacağı silahları almak zorunda olduğunu belirtmişler. Bir nevi devletin kurduğu koruculuk siteminin benzerini PKK kendine müzahir köylerde kurmak istiyor. KCK sistemi içindeki öz savunma gücü mantığın biraz daha genişletip halkı silahlandırarak burada ben hâkimim duygusunu yerleştirdikten sonra bir halk savaşı başlatmak istiyor.
Ancak Şemdinli’de PKK’ya müzahir köylüler dâhil PKK istediğini yapabilmiş değil. Örneğin, köylerinizde gençler silah alacak diye zorladıkları köylülerin bir kısmı köylerini boşalttı. Bazı köylüler çocuklarının zorla silahlandırılmasını önlemek için çocuklarını Kuzey Irak’a gönderdi.
Bütün bu veriler bize PKK’nın en azından Şemdinli de “sonuç alıcı hamle” için işinin kolay olmayacağını gösteriyor. Ancak psikolojik kuşatılmışlık hissi yayma noktasında da PKK’nın şimdiden hedeflerine ulaşmaya başladığını söylemek yanlış olmaz. PKK kuşatılmışlık duygusunu genişlettiği için geçen yıl yapılan operasyonlarla devletin eline geçen psikolojik üstünlük PKK’nın eline geçmiş durumda. Geçen yıl faaliyetleri durdurulan “KCK mahkemeleri” ve “vergi” sorumluları harıl harıl çalışıyor ve halkı devletin sistemine değil kendi sistemine göre yaşamaya zorluyor.
Bu zorlama nedeniyle de PKK’ya haraç vermek istemeyen bazı zengin aileler Şemdinli ve Hakkâri’nin ilçelerinden göç etmeye hazırlanıyor. Hatta bazıları göç etti bile. Bu açıdan bakıldığında, evet, PKK en azından kendi psikolojik ortamını yaratma noktasında başarılı oluyor denebilir. Ancak psikolojik ortam yaratıp bunu muhafaza edebilmek çok zor bir iştir. Bir operasyonda verilecek büyük kayıplar, devletin Uludere öncesindeki nokta operasyonları konseptine yeniden dönmesi bu havayı tekrar tersine çevirebilir.
PKK’nın hedeflediği sonucu alıp alamayacağına ilişkin değerlendirilmesi gereken diğer faktör kuşkusuz Suriye’nin içinde bulunduğu durumdur. Eğer Suriye’deki mevcut kaos durumu bu şekilde devam ederse, yani taraflar yenişemezse, ve Esad iktidarını bir süre daha korumayı başarışa, örneğin bir iki yıl, bu PKK’nın elini kolaylaştıracaktır. En azından Suriye’de kurduğu PKK devleti sayesinde terörü batı bölgelerine kaydırarak Hakkâri civarında kurduğu psikolojik iklimi koruyabilir. Nitekim son dönemde gerek Antep gerekse Kayseri Pınarbaşı’nda patlayan bombaların Suruç ile ilişkisi çok dikkate değer bir ayrıntı. Ne oldu da Suruç birden bire PKK’nın otomobil bombalarıyla yaptığı eylemlerin merkezi hâline geldi?
Bu soruya cevap vermek için Suruç’un karşısında yer alan Kobani’nin uzun bir süredir PKK’nın Suriye’deki kolu PYD’nin kontrolünde olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Davutoğlu ve Beşir Atalay Kobani’de olanları küçük göstermeye çalışıyor ama etkisi Antep’ten, Kayseri’den hissediliyor. Yani Antep’te, Kayseri’de ve önümüzdeki dönemde Urfa, Hatay, Maraş, hatta İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde patlayacak bombaların izleri Kobani’den, Afrin’den çıkacaktır. Bu yönüyle bakıldığında PKK şimdiye kadar başaramadığını başardı; terörü ülkenin batısına yayarak psikolojik kuşatılmışlık hissini derinleştirdi denebilir.
Son olarak, PKK’nın başarısı biraz da devletin toplumsal duyarlılığı nasıl yönetip yönlendireceğiyle ilgilidir. Görüldüğü kadarıyla devlet PKK’nın psikolojik kuşatma hamlesine karşı hazırlıksızlık yakalanmış. Nitekim Şemdinli’de iki hafta süren çatışma döneminde toplum PKK propagandasına maruz kaldı. Buna karşı devlet etkili bir açıklama bile yapamadı. Özellikle twitter’ın bu kadar etkin olduğu bir yerde bilgi saklayarak, yalana dayanarak toplumsal dalgayı yönetmeye kalkarsanız bu ters teper. Devlet tam da bunu yapmaya çalışıyor. Bu da devletin hazırlıksız olduğunu gösteriyor.
İşte PKK devletin bu hazırlıksızlığını kendi avantajına dönüştürerek yaptığı eylemleri twitter gibi sosyal medyada köpürterek toplumsal yarılma sağlamaya çalışıyor. Kürt-Türk çatışmasının fitilini ateşleyici eylemeler yapıp bunları twitter’dan paylaşarak Türkleri Kürtlere karşı kışkırtıyor. Zira muhtemel toplumsal tepki ile Kürtler ile Türkler arasındaki duygusal bağ tamamen kopacak bu da PKK’nın Devrimci Halk Savaşı hamlesini kolaylaştıracaktır.
Doğrusu PKK’nın başarıya ulaşmasını sağlayacak en zayıf halka da burası. Bir toplumsal çatışma PKK’nın istediği sonucu alması sürecini hızlandıracaktır...