Dünya

Türk gemisi Akdeniz'de bombalandı: Bir Türk vatandaşı öldü

Saldırıya uğrayan geminin kaptanı, geminin 'Libya'nın yaklaşık 13 mil açığında herhangi bir uyarı yapılmaksızın karadan ağır silah saldırısına uğradığını' söyledi

11 Mayıs 2015 14:17

'Tuna-1' isimli Türk yük gemisinin Libya açıklarında hem karadan hem de havadan vurulduğu açıklandı. Dışişleri Bakanlığı, olayda Türk vatandaşı olduğu belirtilen üçüncü kaptanın öldüğünü duyurdu.

Deniz Haber Ajansı'nın gemi Kaptanı Ünal Bilici'nin aktarıma göre, kuru yük gemisi "M/V Tuna-1", dün akşam Tobruk'a doğru hareket ettiği sırada Libya'nın yaklaşık 13 mil açığında herhangi bir uyarı yapılmaksızın karadan ağır silah saldırısına uğradı.

Saldırı üzerine gemi acil durum sinyali göndererek karadan daha da uzaklaştı. Acil durum sinyaline Yunanistan, Malta ve Fransa'dan cevap geldi. Yaklaşık 10 dakika sonra ise gemiye hava saldırısı düzenlendi, geminin 3. kaptanı hayatını kaybetti. Gemi, ikinci saldırının yapıldığı yerden 7 mil daha uzaklaştığında üçüncü hava saldırısına maruz kaldı. Saldırılarda, makine dairesi ve mürettebatın acil durumlarda sığındığı yer hedef alındı.

Gemide 8'i Türk, 6'sı Gürcistan ve 1'i de Azerbaycan uyruklu olmak üzere 15 kişilik mürettebat bulunuyordu. Saldırıda geminin Türk olan 3. kaptanı İlker Büyükdere hayatını kaybederken, 3 mürettebatta yaralandı.

Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şöyle denildi:

“Dün (10 Mayıs) akşam saatlerinde bir Türk şirketine ait Cook Islands bayraklı, "Tuna-1" isimli kuru yük gemisinin İspanya'dan aldığı alçıpan yükünü teslim etmek üzere Tobruk/Libya limanina giderken, Tobruk'un yaklaşık 13 mil açığında, uluslararası sularda karadan topçu atışına maruz kaldığı öğrenilmiştir.

Saldırı üzerine bölgeden uzaklaşmaya çalışan gemiye aralıklarla  iki ayrı hava saldırısı düzenlendiği, saldırılarda geminin Türk vatandaşı üçüncü kaptanının hayatını kaybettiği, mürettebattan yaralananlar olduğu, gemide maddi hasar meydana geldiği bildirilmiştir.

Olayda hayatını kaybeden vatandaşımıza Allah'tan rahmet diliyoruz.

Uluslararası sularda sivil bir gemiye karşı gerçekleştirilen bu alçakça saldırıyı şiddetle kınıyor, saldırıyı gerçekleştirenleri lanetliyoruz. Bu menfur saldırı ilgili Libya makamları nezdinde şiddetle protesto edilmiş, anılan gemiye ve bölgede bulunabilecek diğer Türk gemilerinin güvenliğine yönelik eylemlerin derhal sona erdirilmesi ve söz konusu saldırının sorumluları hakkında gerekli hukuki işlemlerin yapılması talep edilmiştir. Anılan gemiye yönelik saldırı kapsamında uluslararası hukuktan kaynaklanan tazminat dahil her türlü hakkımız mahfuzdur. Konu hakkında ilgili uluslararası örgütler nezdinde girişimler yapılmaktadır.

Söz konusu saldırı, Libya hava ve deniz limanları başta olmak üzere sivil altyapıyı bombalayan, BM gözetimindeki Libya Siyasi Diyalog Sürecine katılan resmi heyetlerin seyahatlerini engellemek için havalimanlarına saldıran, sivil uçakları tehdit eden ve daha önce de olduğu gibi sivil gemilere saldıran kişilerin uluslararası hukuk ihlallerinin yeni bir örneğidir.  Bu tür suçları işleyenlerin BM Şartı ve ilgili BMGK Kararları çerçevesinde sorumlu tutulmaları hayati önem taşımaktadır.”

 

Tobruk hükümeti üstlendi 

 


Tobruk Hükümeti'nden yapılan açıklamada, geminin Derna limanına yaklaşırken uyarıldığı belirtildi. Reuters'a konuşan hükümete bağlı ordunun sözcüsü Muhammed Hejazi, "Gemi, Derna kıyılarından 10 mil açıkta top ateşine tutuldu. Derna limanına yaklaşırken uyardık. Bir mürettebat hayatını kaybetti, bir de yaralı var" dedi. Askeri bir kaynak ise yangın çıktığını ve geminin Tobruk limanına çekildiğini söyledi.

 

Türkiye ile Tobruk hükümetinin arası açık

 

Türkiye ile Tobruk hükümeti arasında uzun süredir gerginlik hâkim. 2011'de Kaddafi rejiminin devrilmesinin ardından ülkede siyasi kaos patlak verdi ve iki başlı yönetim ortaya çıktı. Bir tarafta başta Batılı devletler olmak üzere uluslararası camianın büyük bölümü tarafından tanınan Tobruk hükümeti, diğer tarafta ise başkent Trablus'taki hükümet bulunuyor.
Tobruk hükümeti, geçen yaz Fecr-i Libya (Libya Şafağı) adı altında birleşen ve aralarında Müslüman Kardeşler taraftarlarının da bulunduğu İslamcı grupların Trablus’u ele geçirmesinin ardından ülkenin doğusuna çekilmek zorunda kalmıştı.

Tobruk hükümetinin başındaki Başbakan Abdullah el Sani, Türkiye’nin Trablus’taki hükümete silah yardımı yaptığını öne sürüyordu.