"Aslında üretim meselesinden başlarken, tüm canlıların eşit şekilde yararlanacağı gıda üretimini hedeflemiştik. Bu da, kadına, erkeğe, hayvana, bitkiye, canlı olan her şeye hizmet. Bu hizmet, sosyalist bir anlayışın ürünü. Yerel yönetimlerin buradaki rolü, birlikte emek veren insanların yönetimde söz sahibi olabilmesini getirir. Regl izni de, belediye meclislerimizden Kadın Meclisi ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu’nun aldığı bir karar. Benim aldığım bir karar değil.
Direkt talimat olarak görüyoruz onların aldığı kararı. Tartışmaya bile açmıyoruz. Bu kararı aldıklarında ben Londra’daydım zaten. Karar alındı ve bildirildi, bu kadar.
"Kadınlarla ilgili karar mekanizmasında da özne kendileridir
'Feministleri destekliyorum, feminist olmayanları desteklemiyorum' değil, ben kadınların eşitlik mücadelesini destekliyorum. Kadın kimliğinin bu kadar geri tutulduğu bir dönemde, bu kimliğin eşit olana dek mücadelesini doğru buluyorum, destekliyorum. Bir grup kendine feminist der, bir grup ilerici kadın der, bir grup Mor Çatı der, bu süreçteki tüm mücadele yöntemleri artılarıyla eksileriyle doğrudur. Eşit olana kadar bu mücadelenin verilmesi gerekir. Ben şunu söylüyorum, bireylerin de toplumların da özgürlükleri, kendi mücadeleleriyle gerçekleşir. Bir toplumun özgürlüğü, dışarıdan müdahaleyle sağlanamaz. Kadınlar için ya da diğer gruplar için de bu böyle. Öncelik onların kendisine yönelik baskıların farkındalığıyla vereceği mücadeledir. Biz sadece bu mücadelenin bir parçası, destekleyicisi olabiliriz. Yoksa asıl özne onlardır. O yüzden kadınlarla ilgili karar mekanizmasında da özne kendileridir, biz değil.
Maçoğlu belediyedeki kadın personel sayısı hakkında ise şunları söyledi:
Toplam 247 personelin 61’i kadın. Ama toplam dört danışmanımız var, hepsi kadın. Planlama yaparken iş yükünün ağırlığından dolayı erkek fiziğine ağırlık verilmiş, çöptür, kanalizasyondur... Bu yüzden erkek çalışan çoğunlukta. Ben öyle düşünmüyorum ama, ben kadının her tür işi yapabileceğini düşünüyorum. Fakat kısa vadede işçilere çok müdahale edemiyoruz açıkçası. Onlarca işçiyi çıkarmamız gerekir, o da doğru değil, işini düzgün yaptığı sürece tabii.