-TUNCAY GÜNEY GÜVENCE İSTEDİ İSTANBUL (A.A) - 12.04.2011 - Birinci ''Ergenekon'' davasının 178. duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda yapılan duruşmaya, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 16 tutuklu sanık katıldı. Duruşmada, başka suçtan tutuklu Semih Tufan Gülaltay ile tutuksuz sanıklar Aykut Metin Şükre ile birleşen dosyanın sanığı Erkan Ayyıldız da hazır bulundu. Tutuklu sanıklardan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ergün Poyraz, Hayrettin Ertekin, Mehmet Fikri Karadağ ve İsmail Sağır ise duruşmaya gelmedi. Duruşmada Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, sanıklarla bir arada bulunmamak için talepte bulunan tanık Esra Feride Gökçimen'in tanık odasında hazır olduğunu yanında da hakim Hüsnü Çalmuk'un bulunduğunu belirtti. Gökçimen'in tanık odasındaki görüntüsü de duruşma salonundaki ekranlara yansıtıldı. Bu arada Veli Küçük'ün avukatı Zeynep Küçük söz alarak tanığın bulunduğu odaya gitmek istediğini söyleyince Şengün, isteyen bir sanık avukatının odaya gidip gelebileceğini belirtti. Küçük de tanık odasına gitti. Şengün, Gökçimen'in 7 Nisan tarihinde mahkemeye dilekçe vererek tanıklığından dolayı tehdit aldığını ve bunun devam edeceğini ifade ederek, tanık koruma kapsamında yer alan hükümlerden yararlanmak istediğini söylediğini kaydetti. -EMNİYET İFADEM DOĞRU- Gökçimen de daha önce Semih Tufan Gülaltay'ın tutuklu olarak yargılandığı İstanbul 12. Ağır Caza Mahkemesi kapsamındaki davaya ilişkin emniyette verdiği tüm ifadelerin doğru olduğunu söyledi. Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesinde duruşmalar başlamadan önce Solmaz Gülaltay ve Emre Gülaltay tarafından telefonda yapılan ağır tehditler üzerine herkes gibi ifadesini geri çektiğini anlatan Gökçimen'e Başkan Şengün, 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyada mağdur sanık konumunda olduğunu hatırlattı. Sanık olduğunu bilmediğini ifade eden Gökçimen, Şengün'ün kendi mahkemelerinde tanık olarak verdiği ifadelerinin doğru olup olmadığına ilişkin sorusuna da anlattıkları bazı şeylere tanık olmadığını, ancak yazılı olarak da ifade verdiğini belirterek, bu ifadelerinin doğru olduğunu dile getirdi. Şengün'ün, ''Mahkemedeki ifadende niye öyle dedin'' sorusuna ise Gökçimen, korktuğunu belirterek, ''Tehditlerden dolayı çok endişe duydum. Oğlumu tekerlekli sandalyede göreceğimi, bana anlatamayacağım kadar ağır, kötü şeyler yapacaklarını söyledi. Şikayetçi olmamamı, şikayetimi geri çekmemi istedi'' dedi. Hakim Şengün'ün ''O korkuyu nasıl yendiniz?'' sorusu üzerine de Gökçimen, yemin ederek çıktığı bu mahkeme huzurunda gerçeği sakladığı için vicdanen rahatsız olduğundan, korkusuna rağmen, gerçeği söylemek adına bu duruşmaya geldiğini kaydetti. Kendisine yönlendirme yapılmadığını, yazılı beyanlarını kendisinin yazdığını dile getiren Gökçimen, bunları kabul ettiğini söyledi. Şengün'ün, ''Size sanıklar tarafından sorular sorulacak hazırlıklı olun. Telefon tehditlerine ilişkin şikayette bulundunuz mu?'' sözlerine Gökçimen, daha önceden başına bir şey gelmesi durumunda sorumlusunun Semih Tufan Gülaltay olduğuna dair şikayette bulunduğunu, ancak bir sonuç çıkmadığını anlattı. -''SUSMAK ZORUNDA KALDIM''- Gökçimen, bu şikayetin ardından da kendisinin aranması üzerine ''gerçekten kötü şeyler yapabilirler'' düşüncesiyle susmak zorunda kaldığını dile getirdi. Esra Feride Gökçimen, avukat Vural Ergül'ün sorusu üzerine de Gülaltay'ı görmek istemediği, buna hazır olmadığı, sağlığının iyi olmadığı gerekçesiyle mahkemeye dilekçe verdiğini söyledi. Geçen duruşmada mahkemenin kendisi hakkında aldığı koruma kararından daha sonra haberi olduğunu ifade eden Gökçimen, koruma talep ettiği dilekçeyi yazarken de kimsenin kendisini yönlendirmediğini anlattı. Ergül'ün kendisine gelen tehditleri açıklamasını istediği Gökçimen, ''Solmaz Gülaltay telefonla aradığında 5-10 dakika falan konuştu. Önce ılımlı bir şekilde yaklaşarak ifademi geri çekmemi, benden başka şikayetçi kalmadığını, oğlunun mağdur olduğunu, şikayetimi çekersem bana kızgın olmayacaklarını söyledi. Ben de devlete anlattığımı belirtince, eğer şikayetimi çekmezsem anlatamayacağım şekilde bana kötülük yapacaklarını söyledi. Oğlumu korumak zorundaydım. O davada şikayetimi geri çekince her şey bitecek zannetmiştim. Ama bitmedi'' diye konuştu. Duruşma, Semih Tufan Gülaltay'ın Gökçimen'e sorularını yöneltmesiyle devam ediyor. Gökçimen, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki Gülaltay'ın tutuklu yargılandığı dava kapsamında emniyette alınan ifadesinde, ''Gülaltay'ın yanında kaldıkları dönemde, Muzaffer Tekin'in sık sık bu binaya geldiğini, Danıştay saldırısından 2 gün önce de yine Tekin'in yanında 4-5 kişilik grupla Gülaltay'ın ofisine geldiğini ve saatlerce toplantı yaptıklarını, Alparslan Arslan'ın da olaydan önce bu binaya kalabalık bir grupla geldiğini gördüğünü'' söylemişti. Sanıklarla yan yana gelmek istemediği için 10 Mart'ta yapılan kapalı oturumda tanıklığına başvurulan Gökçimen, bu emniyet ifadesinde ise bazı değişiklikler yapmıştı. -GÜNEY HAKKINDAKİ GÜVENCE TALEBİ- Bu arada, avukat Vural Ergül tarafından mahkemeye verilen dilekçede, Tuncay Güney'in mülakatında adı geçtiği için Doğu Perinçek, Veli Küçük, Adnan Akfırat ve diğer isimlerin sanık olarak yargılandığını belirterek, Güney'in bugüne kadar bir türlü ifadesinin alınamadığını ve hakkında yakalama kararı çıkarılmadığını kaydetti. Mahkemenin Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 246. maddesinin 1. fıkrası kapsamında Güney hakkında ''duruşmaya gelmesi halinde tutuklanmayacağı hususunda bir güvence belgesi'' verilmesini isteyen Ergül, yine Güney için tanık koruma tedbirleri gibi Terörle Mücadele Kanunu'nun 20 ve 5276 sayılı Tanık Koruma Kanunu'nun 5'inci maddesindeki koruma tedbirlerine hükmedilerek kendisine davette bulunulmasına karar verilmesini talep etti.