-TULUYHAN UĞURLU'DAN İSTANBUL'A YENİ PROJE İSTANBUL (A.A) - 18.10.2010 - Ünlü piyanist ve besteci Tuluyhan Uğurlu, ''Sonsuza Kadar İstanbul'' isimli son albümünün diğer albümlerinden farklı olduğunu belirterek, ''Albümde, piyano müziği ile elektronik alt yapıyı birleştirerek, insanları dinlendiren bir çalışma oluşturduk'' dedi. Uğurlu, yaptığı açıklamada, son albümüyle ilgili olumlu eleştiriler aldığını, bir çok insanın bu albümde, müzik devriminden bahsettiğini kaydederek, ''Sonsuza Kadar İstanbul' isimli albümüm, diğer albümlerimden farklı. Albümde, piyano müziği ile elektronik alt yapıyı birleştirerek, insanları dinlendiren bir çalışma oluşturduk'' dedi. Son albümünün mantık olarak ''Dünya başkenti İstanbul'' projesinin devamı niteliğinde olduğunu, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesinin sadece bir yılı kapsadığını ifade eden Uğurlu, belirli tarihlerde kısıtlanmış projelerde bulunmadığını söyledi. sanatçının vizyonun geniş olması gerektiğine dikkati çeken Uğurlu, ''sanatçı''yı sonsuzluğu hedef alan ve yaptığı çalışmaların ebedi ve ezeli kalmasını sağlayan kişi olarak özetledi. ''Dünya Başkenti İstanbul'' isimli alternatif çalışma ürettiklerini bildiren Uğurlu, katkı almadan gerçekleştirdiği projesinin büyük ilgi gördüğünü kaydetti. Projeyi 250'nin üzerinde konser ile yurt dışında, Türkiye'deki üniversite ve liselerde tanıttığını ve tanıtmaya devam ettiğini anlatan Uğurlu, çalışmalarının tanıtımına önem verdiğini söyledi. Uğurlu, ''2110'da da albümlerin alınmasını arzuluyoruz. Bir gün İstanbul'u sanat, ilim, ekonomi ve spor başkenti olarak görmeyi arzuluyoruz. Ben biliyorum ki bir gün bu anlayış egemen olacak. Kimilerine göre bu bir ütopya, bir efsane gibi görünebilir ama İstanbul bunu Bizans ve Osmanlı dönemlerinde iki defa başarmış bir şehir. Cumhuriyet döneminde de İstanbul neden ekonominin, sanatın başkenti olmasın? İstanbul bunu üçüncü kez başarabilecek bir kent'' diye konuştu. ''Dünya Başkenti İstanbul'' projesinde, Cumhuriyet dönemine göndermeler yaptığını ifade eden Uğurlu, yeni projesi ''Sonsuza Kadar İstanbul''a da geniş çerçeveden bakıldığında, yine göndermeler olduğunu ve büyük değerleri çalışmalarında öne çıkardığını anlattı. Uğurlu, çalışmalarında, Osmanlı ve Roma imparatorluklarını konu aldığını ve biraz da efsaneler kurarak, fantastik bölümler oluşturduğunu kaydetti. İstanbul'un bütün dünya görüşlerinin harmanlandığı bir şehir olarak görmek arzusunda olduğunu belirten Uğurlu, '' 'Sonsuza kadar İstanbul' projesinde, fikrin de başkenti İstanbul anlayışı var. İstanbul'un fikirsel enerjinin, beyin toplantılarının yaşandığı ve her fikrin özgürce tartışıldığı bir şehir olmasını arzuluyorum. Bu projeyi, bütün lise ve üniversitelerde, Avrupa'nın bir çok şehirinde konserler ile ayrıca internet aracılığıyla bütün dünyada tanıtmayı amaçlıyoruz'' diye konuştu. Uğurlu, ''Güneş Ülke Anadolu'', ''Mustafa Kemal Atatürk ve Güneşin Askerleri'', ''Senfoni Türk'' gibi projelerini çalmaya devam ettiğini ifade ederek, bir projeyi 20-30 konser çalıp bırakmadığını, 10 yıl önceki projelerini hala çaldığını, bunun sanatseverlerde bir güven unsuru oluşturduğunu ve günübirlik projeler yapma mantığında olmadığını anlattı. Uğurlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Teknolojik, elektronik alt yapılarla geleceğe de mesaj verdim. Projeler hep dünü bugünü anlatıyor, peki gelecek ne olacak? Bu düşünce, son çalışmamı, diğer bütün projelerden ayıracak. Bu projede, yarını hayal ediyoruz. İstanbul gelecekten ne bekliyor? Peki gelecek, İstanbul'dan ne bekliyor? İstanbul, İstanbullu'dan ne bekliyor? Onun bütün mirasının farkında olan bir İstanbullu mu arıyor? Hep biz şehirden bir şeyler bekliyoruz. Peki şehir bizden ne bekliyor? O sorunun cevabı yeni albümde bulunuyor. Doğu ve batı enstrümanları ile sahneye çıkıyoruz. Her enstrüman bir medeniyeti temsil ediyor. Piyano, kaval, rebap, yaylı tambur, keman ve viyola uyum içindedir.'' Bunun bir demokrasi örneği olduğunu ifade eden Uğurlu, demokrasinin, farklı dünya görüşlerini bir çizgide birleştirdiğini ve tüm projelerinde demokrasiyi hedef aldığını anlattı. Uğurlu, piyanonun çok sesli bir enstrüman olduğunu ifade ederek, ''Nemrut Dağı'nın zirvesine piyanoyu çıkarırken amacım demokrasiyi zirveye çıkarmaktı. Biz çalışmalarımızda, insanların bilinç altına da yöneliyoruz'' dedi.