İstanbul’un farklı ilçelerinde görevli toplam 24 aile hekimi ile hemşirede koronavirüs tespit edilmesi gözleri Aile Sağlığı Merkezleri’ne (ASM) çevirdi. TTB Aile Hekimliği Kolu Başkanı Filiz Ünal malzeme dağıtımında geç kalındığını söyledi. Sağlık Bakanlığı’nın süreci titizlikle planlayamadığını ifade eden Ünal, çoğunluğu apartmanların giriş katında yer alan ASM’lerin test için uygun olmadığını belirtti.
Birgün'den Burcu Cansu'nun haberine göre Ünal, “Çoğunluğu sözleşmeli olan aile hekimleri, kirasını kendilerinin ödemekle yükümlü tutulduğu derme çatma dükkanlarda ya da apartmanların giriş katında hizmet veriyor. Bütün ASM’lerde triyaj odası yapmak çok zor. Zaten sağlık hizmeti sunmak için uygun olmayan bu binalarda test yapmak sağlıklı da değil. Triyaj odası kuramayan hekim kültürü nerede alacak, yaşlıların ve bebeklerin sağlık kontrolü yapılan odada mı? Böyle olacağına evden kültür alacak ekip kurulsaydı, ‘ASM’lere de sadece koruyucu sağlık hizmetinden yararlanacaklar gelsin’ denilebilirdi” ifadelerini kullandı.
"Şüpheli vakaları triyaj odasına alıyor ve saatlerce ambulans bekliyoruz"
ASM’lerin süreçteki konumu ile ilgili bir netlik bulunmamasının kaos yarattığını belirten Ünal, şunları anlattı: “Cumhurbaşkanı tarafından, hastanelere değil de ASM'lere gidilmesi çağrısı yapıldı. Şüpheli vakalar geldiğinde triyaj odasına alıyor ve saatlerce ambulans bekliyoruz. Bu durum salgının hızla yayılmasında ciddi bir tehdit oluşturuyor. Dün virüs şüphesi olan bir hasta için ambulans çağırdık. Uzun süre bekledikten sonra ambulansların yetersiz kaldığı ve hastanın kendi imkanı ile hastaneye ulaşması istendi.”
"Bizler bir yandan da koruyucu sağlık hizmeti veriyoruz"
ASM'lerin çalışma programının belirlenmesinin büyük bir önem kazandığını söyleyen Ünal, “Bizler bir yandan da koruyucu sağlık hizmeti veriyoruz. 4 bin kişiye bakmakla yükümlüyüz. Gün içinde bebeklerin aşısı, kronik hastaların ilaçlarını yazmak ve kontrollerini sağlamakla sorumluyuz” dedi.
Hastanelerin daha büyük tehdit olarak algılanması ile hasta yoğunluklarının arttığını bildiren Ünal, “Halka çağrı yapılarak, bebeklerin, kronik hastaların ve virüs riski taşıyanların geliş saatleri planlanmalıdır. Bizler bunu kendimiz planlamaya çalıyoruz ama bunu yapması ve halka açıklaması gereken Sağlık Bakanlığıdır. Yoksa hasta olmayan insanlara da salgın hızla yayılmaya devam edecek” diye konuştu.
Bakanlığın, sağlık meslek örgütlerinin de içinde yer aldığı bir sistem kurması gerektiğini belirten Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Önümüzdeki en az iki ay daha salgın ile mücadele edeceğiz. Onun için bakanlık ivedilikle kriz yönetimi planlaması yapmalı. Salgına karşı başarılı olan ülkelerin bir planlaması olduğu görülüyor. Bizim de net bir plan çerçevesinde hareket etmemiz lazım.”
"Salgın nedeniyle aşılar erteleniyor"
Yaşanan salgın nedeniyle annelerin bebeklerini aşı yaptırmak için ASM’lere getirmediğini söyleyen Ünal, “Aşı yapılmaması ile bebeklerin bağışıklığı da tehlikeye atılıyor. Birçok hasta da ilaç yazdırmak için geliyor ama psikolojik ve nörolojik ilaç yazımında karşılaştığımız kısıtlamadan dolayı o hastaları da daha büyük risk taşıyan hastanelere yönlendirmek zorunda kalıyoruz” dedi.
"Koordinasyon eksikliği giderilmeli"
SES Genel Sekreteri Pınar İçel de bu süreçte ASM’lerin yoğun bir iş yükü altında kaldığına vurgu yaparak, şu önerileri sıraladı:
Uygun kalitede ve nitelikte, yeterli sayıda koruyucu ekipman eksiksiz olarak Sağlık Bakanlığı tarafından sağlanmalıdır.
Birinci basamağa, koruyucu ekipmanların kim tarafından hangi durumda nasıl kullanılması gerektiği, kendilerini ve hastaların güvenliği için hangi önlemleri almaları gerektiği, Covid-19 şüpheli hastaya geldiğinde neler yapmaları gerektiğine yönelik eğitimler verilmelidir.
KHK ile ihraç edilmiş sağlık emekçilerinin bir an önce atamaları yapılmalı, ASM’lerin çalışan sayısı artırılmalıdır.
Listeler toplum sağlığı merkezinde, takip aile hekimlerinde, izolasyona uymayanları takip işi ise İçişleri Bakanlığı’nda, bu koordinasyon eksikliği derhal giderilmelidir.
65 yaş üstü kişilerin sokağa çıkmasında uygulanan kısıtlama sonrasında, izolasyon uygulanan kişilerin takipleri ve tıbbi işlemlerinin tümü aile hekimlerine yüklendi. Tüm bunlar yapılırken yeterli koruyucu malzeme temin edilmediği gibi bir taraftan da koruyucu ve tedavi edici hizmetlerini aksatmamaları da beklenmektedir.