Gülten Kaya, eşi Ahmet Kaya'nın kasedine koymak istediği ve bu yüzden büyük tepki topladığı "Kervan" isimli şarkının TRT6'da yayınlanıp yayınlanmayacağını merak içinde beklediğini söyledi.
Kürtlerle ilgili "Kart kurt seslerinden geliyor" gibi tanımlamalardan bugüne gelinmeyi bir gelişim olarak gördüğünü belirten Gülten Kaya, açılışa davet edilen Şivan Perver'in TRT6'da Kürtçe şarkı söylemesini istedi. Kaya, başka sanatçılara yönelik ayıbın bitmesi halinde eşinin mezarını Türkiye'ye getirmeyi düşündüğünü dile getirdi.
TRT'nin Kürtçe yayına başlaması nedeniyle görüşlerini Cihan Haber Ajansı'na anlatan Gülten Kaya, test yayını olduğu için not vermek için çok erken olduğunu belirtti. Kaya, "Umuyorum bizi yanıltırlar, bizim gibi düşünenleri yanıltırlar. O zaman ben de kendimi iyi hissederim." dedi. 11 Şubat 1999'da Magazin Gazetecileri Derneği'nin gecesinde Ahmet Kaya'nın sahneye çıkıp "Kürtçe şarkı okuyacağını ve ezilen bir halkın sözcülüğünü yapacağını" söyledikten sonra büyük tepki gördüğünü anlatan Gülten Kaya, "Bunların tamamı onun Kürt kimliği üzerinden gerçekleşti." dedi. Kaya, "Çok temel insani hak olan ana dil hakkı ile ilgili bir cümle kurdu Ahmet Kaya ve sonrasında meydana gelen olayları hep beraber gördük. Son 9 yıldan bugüne geldiğimizde Türkiye bir aşama kat etti mi diye sorarsanız ben kat ettiğini düşünmüyorum. Benim yine Ahmet Kaya'dan yola çıkarak temel ölçü yaptığım bir şey var. Bir Kürtçe şarkı uğruna linç edilmiş bir insan bu ülkenin müzikal ve toplumsal tarihinde bize, hepimize rağmen yer etmişken ve ülke olarak bunun ayıbını taşıyorken Ahmet Kaya'nın uğruna bunları yaşadığı Kürtçe şarkısı hiçbir yerde yayınlanmadı. 2001 yılında çıkarttığımız 'Hoşçakal gözüm' isimli albümde vardı. Kervan isimli şarkının video klibini de yaptık. Bütün televizyon kanallarına gönderdik, TRT'ye de gönderdik. Yayınlanmadı. Hem de Türkçe altyazılı olarak hazırladık. Sözlerinde politik içerik olmadığı görülsün diye ama yayınlanmadı. Adı konulmuş bir yasak yok ama fiili bir ambargo olduğundan söz edebiliriz." şeklinde konuştu.
Kart kurt tanımlamalarından buraya gelinmesi bir gelişme
Kürtlerle ilgili "Kart kurt seslerinden geliyor" gibi tanımlamalardan bugüne gelinmeyi bir gelişim olarak gördüğünü söyleyen Gülten Kaya, "Kürtçeye kart kurt sesleri diyebiliyordu bu ülkeyi yönetenler. 'Kürtçe diye bir dil yoktur bunlar dağ Türkleridir. Karda yürürken kart kurt sesleri çıkardıkları için de kullandıkları bozuk Türkçe'ye Kürtçe diyorlar' gibi saçma sapan tanımlar yapıldı bu ülkede. Oradan buraya gelmek yine ehveni şer mantıkla gene de iyi. Ama benim istediğim, özlediğim, talep ettiğim bu mudur? Asla değildir." ifadelerini kullandı.
TRT'den nasıl bir yayın beklediğine ilişkin olarak da düşüncelerini paylaşan Gülten Kaya, "Doğru ve kardeşçe bir üslup tutturmaları gerekiyor. Ayrıştırıcı bir üslup olursa, sadece bu konuda bile hata yaparlarsa kaybederler. Yani bu adımı atanlar kaybederler. Kullanacakları dili çok hassasiyetle kurmaları gerekiyor. Ben bunu çok önemsiyorum. TRT'nin yıllar önce yaptığı bir takım programları buzdolabından çıkartıp fırına sürüp, 'Bunu sadece Kürtçe yapıyoruz' derlerse çok ayıp ederler. Kürt halkının taleplerini, ne istediklerini, neyin onlara iyi geleceğinin doğru fizibilite eder, doğru araştırır ve onların taleplerine göre şekillendirirlerse programlarını, o halkın buna not vermesini isterim. Ben onların temsilcisi falan değilim kendi adıma konuşuyorum sadece. Hassas bir dil, en birincil sorumluluklardan bir tanesi TRT açısından." ifadelerini kullandı.
"Ahmet Kaya yaşasaydı TRT6'ya çıkar mıydı?" sorusunu yanıtlayan Gülten Kaya, "O 'Ben bir sosyalistim. Sosyalizm bile bir gün kendini bana iktidar olarak dayatırsa ona bile muhalefet ederim' derdi. Ben genetik muhalif diyorum ona. Öte yandan 'Ben şarkılarımı herkes için yapıyorum, herkes dinlemeli' der ve ayrıştırmazdı dinleyicisini. Eğer bugün aramızda olsaydı ve TRT de şu haliyle yayın yapıyor olsaydı, dış dünyada Kürt kültürü ve Kürtçe hala bu durumda olsaydı buna şiddetle karşı çıkardı diye düşünüyorum. Yani çıkmazdı. Sahici bulmazdı, samimi bulmazdı. Ama aklım, bilincim, kalbim bu konuda atılmış ya da atılması düşünülen adımların gerçekten samimi olmasını çok istiyor. Çok inanmak istiyorum buna. Çünkü eğer dediğim anlamda bu gerçekleşirse o zaman şimdi 20'li yaşlarda olan Kürt ve Türk çocuklarını yaşatabiliriz. Samimiyetle yapılırsa bunun bir adım olacağına ben de inanacağım." şeklinde konuştu.
Devletin özür borcu var
Devletin Ahmet Kaya'ya, diline, kültürüne bir özür borcu olduğunu savunan Gülten Kaya, mezarın taşınması konusunda da mesaj verdi. Kaya, "Sanatçısını sürgüne gönderen bir devlete 'Alın konuşamaz nasıl olsa, şarkı da söyleyemez. Getirdim' demeyi anlamlı bulmuyorum. Diğer sanatçılara yapılan ayıp bitinceye kadar buraya getirmeyi düşünmüyorum. Ama o sayfayı kapatmayı da düşünmüyorum. Tarihsel bir sayfadır ve sorgulanmalıdır ki bir daha başka kişiye bu yaşatılmasın" dedi.
Şivan Perver'in açılışa davet edilmesini de değerlendiren Gülten Kaya, "Şivan Perver dünya çapında bir tenördür. Anadilinde TRT'de şarkılar söylemesini elbette isterim. Ama göreceğiz. Sansür var mı yok mu? Benim Perver'den dinlemeyi istediğim bir takım şarkılar var. Halepçe'de bir katliam yapıldı ve bunun üzerine Perver bir şarkı yazdı. Acaba o şarkı yer alacak mı örneğin. Geçelim hepsini, Ahmet Kaya'nın video klibi yer alacak mı? Merakla bekleyeceğim." şeklinde konuştu.