Politika

'Toplumu paranoyaya kim getirdi belli değil'

Başbakan Yardımcısı Arınç, Genelkurmay’dan yapılan "toplum ne hale getirildi" açıklamasını değerlendirdi.

03 Ocak 2010 02:00

T24 - Başbakan Yardımcısı Arınç, Genelkurmay’dan yapılan “toplum ne hale getirildi” açıklamasını değerlendirirken “Türkiye’de son yıllarda bu ve buna benzer o kadar çok olay yaşandı ki artık hangisinin toplumda paranoya yarattığını doğru seçmek mümkün olmuyor” dedi.

Vatan gazetesinden Kemal Göktaş'ın haberine göre Hafta sonu tatilini Afyonkarahisar’da geçiren Arınç, kentteki tarihi yerleri ziyaret etti. Taş Medrese’ye giden Arınç, kapının anahtarının bulunduğu görevliyi bir süre bekledi. Bu arada Arınç’ın korumaları etrafı dikkatle izledi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yılbaşı tatili için bulunduğu Afyonkarahisar’da gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı:

BİLGİ KİRLİLİĞİ VAR (Suikastın ihbarının ardından yaşanan gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusu üzerine): Her gün ekranlarda ve gazetelerde bu haberler olunca hem bir bilgi kirliliği meydana geliyor hem de kafaları karıştıracak olaylar yayınlanıyor. Bir defa benim ismim etrafında 10-15 gün önce başlayan ve şu anda adli yargıda olan bir inceleme var. Bildiğimiz kadarıyla bir hakim belli yerlerde inceleme, araştırma yapıyor.

KARIŞTIRIYORSUNUZ: Arkadaşlar sizde herhalde konuları çoğu zaman birbirine karıştırıyorsunuz. Her kafadan bir ses çıkınca buna benzer haberlerin de gerçeklik derecesi iyice azalmış olur. Yani arabadan kaç kişi çıktı? Gazetelere bakarsanız 2 kişi değil. Birisinde 5 kişi, birisinde 4 kişi. Yaptıkları işler ne değil, ne değildir bunlar çok önemli şeyler değil. Yani hakimin kendi isteğiyle, kendisini takip ettiği öne sürülen 2 araçta durdurularak ve arama yaparak bir sonuç ortaya çıkarılmaya çalışılıyorsa bu araştırmaya yapanlar neticeyi de açıklarlar.

SİVİL ARABALARDA SİVİL ASKERLER: Yani orada ortaya çıkan kişilerin sivil kıyafetle oldukları ama asker kişiler oldukları söyleniyor. Bu haberleri biraz ayıklamamız lazım. Yani hepsinde müşterek olan konu şudur ki, sivil arabalarda asker kişiler var ama sivil kıyafetliler. Yaptıkları işlerde kendi yine askeri kurumları içerisinde sivil işlerle görevlendirildikleri anlaşılıyor. Yani birisinin teknisyen, birisinin sebze alımı için dışarı çıkmış bir kişi olması ne kadar önemlidir.

YARGIYI ETKİLEMEYELİM: Ama gazetelerimiz maalesef 32 kısım tekmili birden adeta sonu belli olmayan biz dizi şekline getirirlerse bu konuyu çok daha dedikodu, çok daha yalan, yanlış haberlerle bu işler birbirine karışmış olur. Bırakalım savcıyı, hakimi kendi soruşturmalarını yapsınlar. Bunlara ilişkin yargıyı başka yönlere yönlendirecek ve etki altına alabilecek sözlerden ve davranışlardan kaçınmış olalım.

PARANOYA: Türkiye’de son yıllarda bu ve buna benzer o kadar çok olay yaşandı ki artık hangisinin topluma paranoya yarattığını doğru seçmek mümkün olmuyor. Eğer bir hukuk devleti içerisinde bir yargı süreci ile sonuca sağlanırsa bundan demokrasimiz açısından sanıyorum çok daha iyi sonuçlar elde edilebilir.

‘Doğru bilgi edinin'

Başbakan Yardımcısı son günlerde yaşanan olaylarla ilgili yayın yapan medyanın da sorumluluğuna dikkat çekti. Arınç, “Bu arada medyamıza düşen önemli bir görev var. Siyasetçilere düşen önemli görevler olduğu gibi medyada bilgi kirliliğine yol açabilecek sadece ortada konuşulan dedikoduları veya buna yönelik yeni senaryoları gündeme getirmekle görevini yaptığını zannetmesin, doğru bilgilendirmeye çalışsın bu konuda resmi mercilerin yaptığı açıklamalara daha çok dikkat etmemiz gerekir. Yoksa herkes yeni senaryolar konuşabilir, yeni dedikodular üretebilir. Bunların hepsi mümkün ama yargıya intikal etmiş bir konu üzerinde çok daha seçici olmalıyız. Kanunlara çok daha fazla dikkat etmeliyiz. Ben şahsen müsterihim, böyle bir olay vesilesiyle yargı süreci çok iyi işlerse umarım Türkiye için çok hayırlı sonuçlara ulaşırız” dedi.

Takipten dondurma ve pasta çıktı

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yönelik suikast iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda arama yapan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi hakimi Kadir Kayan’ın şikayeti üzerine durdurulan iki askeri araçtan askerliklerini aşçı, teknisyen, marangoz olarak yapan erler çıkmıştı. Durdurulan ilk araçtaki 3 asker aracın, Deniz Kuvvetleri Komutanı Yiğit’in konutuna tahsisli olduğunu söyledikleri öğrenildi. Savcılığın yaptığı araştırmada aracın günde ortalama 5 kez konutun ihtiyaçlarını karşılamak üzere görevlendirildiği anlaşıldı. Askerler, olay günü konuttan her zamanki gibi bir alışveriş listesi verildiğini ve yaş pasta, dondurma, kuruyemiş aldıklarını söylediler. Askerler, “Basit bir alışveriş için 3 kişi mi çıkıyorsunuz?” sorusuna “Bir erin tek başına bu şekilde görevlendirilmesi mümkün değil. Görevlendirilen asker, beraberinde alışverişi yapacak ilgili kişi ve araç komutanı olarak tespit edilen ikinci bir kişi ile birlikte gitmek zorunda” yanıtını verdiler. Alışveriş fişleri ve satın alınan yaş pasta, dondurma ve kuruyemiş de savcıya gösterildi. Hep aynı güzergahı kullanmalarının nedeni sorulan askerler, hep aynı marketten alışveriş yaptıkları için aynı güzergahta dolaştıkları yanıtını verdi. Askerler, “Hakim Kadir Kayan’ı tanımıyoruz. Yürüttüğü soruşturmadan da haberimiz yok” dediler.

Mamak Caddesi’nde durdurulan ve içinden ikisi şoför, biri elektrikçi, biri marangoz 4 asker çıkan aracın ise 4. Kolordu Komutanı Korgeneral Mehmet Emin Alpman’ın konutuna tahsisli olduğu ortaya çıktı. Askerler, konutun bir ihtiyacı nedeniyle Mamak’taki askeri birlikten alınarak konuta götürüldüklerini, bu sırada polisin kendilerini durdurduğunu söyledi. Bu araçta da konuta götürülmek üzere alınmış 3 yaş pasta bulundu.