Gündem

TMK değişmeden 'Terör Mahkemesi' kurulursa 'Vay halimize!'

Tarhan Erdem: ÖYM, halkımızın karşılaşabileceği tehlikeli kurumların en yıkıcısıdır; bugünden tezi yok hemen kapatılmalıdır

28 Haziran 2012 14:21

Tarhan Erdem

(Radikal, 28 Haziran 2012)

 

Özel mahkemelerin kaldırılmasına alkış

 

Özel Yetkili Mahkemeler’in (ÖYM) kapatılacağından daha sevindirici haber duyamazdım; bundan sonraki ömrümde de duyacağımı sanmıyorum. Bir-iki kez açık-kapalı yazmıştım; ÖYM, halkımızın karşılaşabileceği tehlikeli kurumların en yıkıcısıdır; bugünden tezi yok hemen kapatılmalıdır.
Tabii yargı dışında özel mahkemeler, anayasaya 1973 yılında yapılan değişiklikle ‘Devlet Güvenlik Mahkemeleri’ (DGM) adıyla girmiş, 1983 yılında da özel kurulu ve usul kanunu çıkarılmıştır.
AK Parti iktidara geldikten sonra DGM’nin süresi uzatılmamış, 2004 yılında yapılan değişiklikle anayasadan da çıkarılmıştır. Ne hazindir ki mahkemeleri kaldıran AK Parti aynı yıl, Kürt meselesini çözmek yerine, Ceza Muhakemesi Kanunu’nu (CMK), ÖYM’leri kurarak çıkarmıştır.

ÖYM devletin diğer kurumlarını kemirerek yaşamıştır. Her girişimi bir kurumun amaçlarına ve çalışma ilkelerine saldırıyla başlamış ve sürmüştür. Bu saldırılar özel mahkemeleri beslemiştir, beslendikçe büyümüşler, büyüdükçe daha geniş çevreye saldırmışlardır.

ÖYM’nin çalışma alanını tanımlayan hükümler, yoruma uygun ve genişledikçe genişletilebilir yapıda yazılmıştır. Her kurumu, her kişiyi, her fiili o hükümler içine alabilirsiniz. Eğer CMK’nın, herhangi bir kişinin herhangi bir fiilini kapsamıyor gibi görürseniz Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 10’uncu maddesinden yararlanarak yeni bir düzen kurup nereye gitmek istiyorsanız oraya kadar da gidebilirsiniz.
Aslında, başlangıçta daha utangaç, daha mahcup davranılırdı; onu alayım, bunu bırakayım diyordu. Aradan beş yıl geçtikten sonra hedefi büyüttü. Kalırlarsa hedeflerini yarın daha da büyütüp genişleteceklerdir.

MİT Başkanı’nı çağırmak tesadüf veya bilinmeden alınan karar değil; bilerek bir basamak daha çıkmak içindi; Hakan Fidan sorgulanacak ve hakkında karar verilecekti; aslında böylece, Başbakan ve hükümet sorgulanmış olacaktı; Başbakan ciddi davrandı, top direkten döndü. İlker Başbuğ’un Genelkurmay Karargâhı’ndaki fiillerinden dolayı yüce divan yerine, özel mahkemede soruşturulması kararı da bitmeyen ve bitmeyecek olan zorlamalardan biriydi; topun filelerle buluşmasını herkes ağzı açık biçimde izledi!

28 Şubat soruşturması da eski cumhurbaşkanına ve MGK’ya kadar uzanma girişimi veya denemesidir. Çevik Bir’le başladı, Kemal Gürüz’e varıldı; nerelere vardırılacağını göreceğiz. İlk fırsatta, bir sabah ansızın yüce divan koşulu atlanarak bir siyaset adamının kapısı çalınacaktır!

Farklı bir konu sayılabilirse de, ÖYM’nin anlayışıyla yakın ilgili gördüğüm için, ‘Darbeler Komisyonu’ kurulmasını buraya yazmak istiyorum. Meclis’teki bütün partilerin katılımıyla, anayasada yeri olmayan, içtüzüğün neresine sıkıştırıldığını anlamadığım komisyon, yaşayan darbecileri ve ‘darbe bilir’leri dinliyor. Komisyon, sonuçta ÖYM’ye siyasal meşruluk sağlayacak veya “Biz niçin toplanmıştık” dedirtecek bir rapor yazarak görevini bitirecektir.

Bütün bunları, özel mahkemelerin yargıladığı sanıkların suçlarını, iddiaların yanlışlık ve doğruluğunu irdelemek ya da yargıç ve savcılarımızın yanlış karar verdiklerini iddia etmek için yazmıyorum! Sadece, herkesin tabii mahkemelerde, yine bizim yargıçlarımızca, ifade özgürlüğünü yasaklamayan yasalar içinde yargılanmasını savunuyorum.

Tekrar başa dönersek; özel mahkemelerin kapatılma kararı, kutlanacak, alkışlanacak bir karardır. Ancak bir husus eksik kalırsa değişik yoğunlukta adaletsizlikler sürüp gidecektir. TMK, özellikle terörü tanımlayan birinci maddesi değiştirilmeden ÖYM kapatılırsa, hele bir de ÖYM yerine ‘Terör Mahkemesi’ kurulursa “Vay halimize!” demeliyiz.

Birinci maddeye ‘ne girmez’ diye sormayın, her düşünce, her fiil, her tasavvur, her niyet bu tanıma göre ‘terör’ olarak anlaşılabilir. İnanmadığınızı sanıyorum ama lütfen inanınız!

Bir örnek vereyim: Bir buluşma sohbetinde dostlarınızı, ihracat kararnamesinin değişmesi gerektiğine inandırmaya veya bir devlet görevlisini işini bilmediğine ikna etmeye çalışmanız ‘terör’ fiili olarak görülebilir ve siz TMK’ya göre özel mahkemede, çete kurmak suçundan yargılanabilirsiniz!
Uzak yakın tanıyanlarınız da haberi “İyi adamdı, hiç anlamamıştık” diye birbirine anlatırlar!