Politika

Terör suçuna şiddet kriteri, anadilde savunma hakkı geliyor...

Aralarında Terörle Mücadele Yasası ve Basın Kanunu'nun da bulunduğu fikir ve düşünce hayatını düzenleyen 10 ayrı kanunda köklü değişiklik getirecek 4. Yargı Paketi'ne son şekli verildi

01 Kasım 2012 15:54

Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı 10 ayrı kanunda değişiklik öngören 4. yargı paketinde "terör örgütüne yardım ve yataklık" suçuna "şiddete bulaşma" şartının getirileceğini iddia edildi. Öne sürülen bu şartla tutuklu yargılanan gazetecilerin tutuksuz yargılanması gündeme gelecek. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılacak değişiklikle sanığa ifade verme ve mahkemede savunma yapma aşamasında, “Kendini daha iyi ifade edebileceği dili kullanma hakkı” verileceği de öne sürüldü.

Aralarında Terörle Mücadele Yasası ve Basın Kanunu'nun da bulunduğu fikir ve düşünce hayatını düzenleyen 10 ayrı kanunda köklü değişiklik getirecek 4. Yargı Paketi'ne son şekli verildi. Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi'nin haberine göre; 4. Paket'le "terör örgütüne yardım ve yataklık, terör propagandası yapmak" gibi suçlara, "şiddete bulaşma ve şiddeti teşvik" unsurları ekleniyor.

Özgürlükleri esas alan pakette, terör suçları konusunda getirilen şiddet kriteri net bir şekilde ifade ediliyor. Böylece basın ve ifade özgürlüğü ile terör örgütü propagandasını yapmak, terör örgütüne yardım ve yataklık fiilleri arasında net bir ayrıma gidilmesi isteniyor. Cezaevinde bulunan gazeteciler ile KCK tutuklularının bir kısmı terör örgütüne yardım ve yataklık ile terör örgütünün propagandasını yapmakla suçlanıyor.

Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan 4. Paket ile, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) raporlarında yer alan cezaevlerindeki gazeteciler ile KCK tutukluları konusunda önemli iyileştirmelerin sağlanması amaçlanıyor. 4. Paket'in yasalaşmasıyla birlikte cezaevindeki gazetecilerin ve KCK tutuklularının bir bölümünün salıverilmesi gündeme gelecek. CPJ, 22 Ekim Pazartesi günü açıkladığı 'Türkiye'nin Basın Özgürlüğü Krizi' başlıklı raporunda 61 doğrudan basın faaliyeti olmak üzere 78 gazetecinin cezaevlerinde olduğunu açıklamıştı.


İfade özgürlüğünün önü açılacak


Özellikle basın ve ifade özgürlüğü konusunda standartların yükselmesini amaçlayan 4. Paket'in yürürlüğe girmesi durumunda Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önündeki görünümünde düzelme olması amaçlanıyor. Paket ayrıca savunma ve iddia makamı arasındaki eşitsizliğin giderilerek, "silahların eşitliği"nin sağlanmasına yönelik düzenlemeler içeriyor.

Terör ve düşünce özgürlüğünü düzenleyen yasalarda değişiklikler içeren 4. Paket'in yasalaşmasıyla düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması, basın ve ifade hürriyetinin geniş anlamda sağlanması hedefleniyor.


Düzenlemenin ana teması 'insan hakları'


Yasalaşması için TBMM'ye sunulması beklenen 4. Yargı Paketi'nin düşünce ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere getirdiği düzenlemeler, şu 13 başlıkta ifade edildi:

1. Yaşam hakkı ihlallerinin önlenmesi,
2. İşkence ve kötü muamelenin önlenmesi,
3. Özgürlük ve güvenlik hakkı ihlallerinin önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması,
4. Makul sürede yargılamanın sağlanması,
5. Mahkemeye erişim hakkı önündeki engellerin kaldırılması,
6. Sanık haklarının güçlendirilmesi ve savunmanın etkinliğinin artırılması,
7. Silahların eşitliğinin sağlanması (Savunma ve iddia makamı arasındaki eşitlik),
8. Yargı kararlarının etkin şekilde icrasının sağlanması,
9. Özel hayatın ve aile hayatının tüm unsurlarıyla korunması,
10. Düşünce ve vicdan özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması,
11. İfade ve basın hürriyetinin geniş manada sağlanması,
12. Mülkiyet hakkını ihlal eden uygulamalara çözüm bulunması,
13. Dernek kurma ve toplanma özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması.


Terör ve Basın Yasası değişiyor


1991 yılında çıkarılan ve 2003 yılında değişikliğe uğrayan Terörle Mücadele Yasası'nın 7. maddesinde, 'Örgüt mensuplarına yardım edenlere veya şiddet veya diğer terör yöntemlerine başvurmayı teşvik edecek şekilde propaganda yapanlara fiilleri başka bir suç oluştursa bile ayrıca bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş yüz milyon liradan bir milyar liraya kadar ağır para cezası verilir' deniliyor.

Yasada suçların basın yoluyla işlenmesi ise şöyle düzenleniyor: 'Propaganda suçunun 5680 sayılı Basın Kanunu'nun 3. maddesinde belirtilen mevkuteler vasıtası ile işlenmesi halinde, ayrıca sahiplerine de mevkute bir aydan az süreli ise, bir önceki ay ortalama satış miktarının; (…) yüzde doksanı kadar ağır para cezası verilir. Ancak, bu para cezaları yüz milyon liradan az olamaz. Bu mevkutelerin sorumlu müdürlerine, sahiplerine verilecek para cezasının yarısı uygulanır ve altı aydan iki yıla kadar hapis cezası hükmolunur.'


'Sanık istediği dilde ifade verebilecek'


Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılacak değişiklikle sanığa ifade verme ve mahkemede savunma yapma aşamasında, “Kendini daha iyi ifade edebileceği dili kullanma hakkı” verilecek.

Hürriyet gazetesinde Nuray Babacan'ın haberinde; Bakanlığın yaptığı çalışmaya göre, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun, mahkemelerde tercüman bulundurulmasına ilişkin halleri düzenleyen 202’nci maddesinde değişiklik yapılacağı öne sürüldü. Mevcut düzenleme, Türkçe bilmeyenlerin ana dillerinde savunma yapma hakkı veriyor ve mahkemelerde tercüman bulundurulmasını düzenliyor. Bu maddede yapılacak değişiklikle, sanığa “İfade verme ve mahkemede savunma yapma” aşamasında, “Kendini daha iyi ifade edebileceği dili kullanma hakkı” verilecek. Madde, şöyle düzenlenecek:

“Sanık veya mağdura, meramını daha iyi anlatabileceği dilde,  mahkeme tarafından atanan tercüman aracılığıyla duruşmadaki iddia ve savunmaya ilişkin esaslı noktalar tercüme edilir. Engelli olan sanığa veya mağdura, duruşmadaki iddia ve savunmaya ilişkin esaslı noktalar, anlayabilecekleri biçimde anlatılır. Bu madde hükümleri, soruşturma evresinde dinlenen şüpheli, mağdur veya tanıklar hakkında da uygulanır. Bu evrede tercüman, hakim veya Cumhuriyet savcısı tarafından atanır.”

Böylece bir kişi Türkçe bilse de, “Ben derdimi Kürtçe daha iyi anlatabilirim” derse Kürtçe tercüman atanacak. Bakanlık, yargı aşamasında anadili kullanma hakkını bu iki nokta ile sınırlı tutacak. KCK ve Ergenekon gibi davalarda, bu hakkın kötüye kullanılıp mahkeme sürecinin geciktirilmesi önlenecek. Bu davaların gecikmesi için binlerce sayfayı bulan dava dosyalarının “Fransızca, İngilizce veya Kürtçe’ye çevrilmesini istiyorum” denemeyecek.                 


Değişiklik yapılan kanunlar


- 1602 Sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu
- 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu
- 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu
- 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu
- 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun
- 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu
- 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu
- 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu