A Milli Takımlar eski Teknik direktörü Fatih Terim, istifasının TFF (Türkiye Futbol Federasyonu) tarafından kabul edilmesi sonrası bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
Fatih Terim, istifasının TFF tarafından kabul edilmesi sonrası düzenlediği basın toplantısına bugüne kadar sağlam kararlar verdiğine inandığını, futbolla ilgili tecrübelerine güvendiği için iç sesine güvendiğini, yanlışlarının doğrularını götürmediğini söyleyerek başladı.
Terim, "Geçen yıl bugünlerde sözleşmem 2012 yılına kadar uzatıldı. Federasyonla ortak görüş birliği içindeydik ve rahmetli TFF eski Başkanı Hasan Doğan'la, Türk futbolunun uzun sürede önemli yerlere getirecek projeler husunda çalışmaya başlamıştık. 2010 Dünya Kupası, en önemli hedeflerimizden biriydi ancak bunun gerçekleşmemesi sonrası eleme maçlarının bir tanesi akabinde istifa açıklamamı gerçekleştirdim ve kararım da TFF tarafından uygun görüldü" dedi.
Bugüne kadar karar veren, kara merciği yerlerinde bulunduğunu ifade eden Terim, bu yerlerde bulunan kişilerin yeri geldiğinde bedellerini ödediğin ifade etti.
"Yıllardır birlikte çalıştığım mesai arkadaşlarımın benden sonra da rahat bir çalışma ortamında çalışmalarını sürdürebilmeleri için bu toplantıyı gerçekleştiriyorum" diyen Terim, Türk futboluna güzel bir gelecek çizmek için net ve objektif bir tablo çizmek istediğini ifade etti:
"Görev yaptığım 2005-2009 senesinde görev yaptığım A Milli Takım'ın sonuçları ortadadır. Bu toplantı için çok dikkatli açıklamalar yapıyorum. Son dört yılı rakamlarla birleştirecek olursak, attığımız gollerin yediğimizden, galibiyetlerin yenilgilerden fazla olduğu göreceksiniz, yani istikrarı göreceksiniz. Sürekli olarak gündeme gelen istikrar sözcüğünün başarı için teşhisine bende katılıyorum. 4 senelik görev süremde bir hayli istikrarlı gözüküyorum ve önemli işlere imza attığımızı düşünüyorum. Euro 2008'deki Milli Takımı portresi bunun bir göstergesidir."
'Milli Takım markası kaliteli değilse, yukarıya çekmek zordur'
Terim, 4 yıl önce küçük bir rakam olan sponsor gelirlerinin, şu an bir kaç kat arttığını gördüğünü, bu konuyla ilgili gerekli kişilerin hakkını teslim etmekle birlikte özellikle Euro 2008 sonrası marka değerinin çok ciddi biçimde arttığını söyledi.
Bu konuda yönetim becerisinin öncelikli olduğunu ifade eden Terim, "Türk Milli Takım markası kaliteli değilse, marifetinizi ne olursa olsun yukarıya çekmek zordur" dedi.
Terim konuşmasını şöyle sürdürüdü:
"Bu konu dışında görünmeyen veya görmezden gelen bir takım çalışmalar oldu. Lisanslı oyuncuların arttırımı için çalışmalar, okulla sporun el ele vermesi için verdiğimiz çabalar unutulmamalıdır. Yeni ve genç isimler katılabilimesi için yaptığımız çalışmalar, 25 oyuncu benim dönemimde ilk kez milli takıma çağrılmıştır. Bunun karşılığı ise minimum bir kaç Dünya veya Avrupa şampiyonası oynanabilecek bir nesil demektir.
Bilimin öneminin farkında olduğumuz için üniversiteler ile milli takımlar arasında kalıcı ve sağlam bir bağ kurmaya çalıştık."
'Taraftar desteği konusunda sıkıntı duyduk'
Terim hangi stadda maç oynanırsa oynansın taraftar desteğini tam anlamıyla hissetme konusunda sıkıntı duyduklarını, bazı stadlara çıkarken oyuncuların tedirgin oldukların söylediklerini belirtti.
Medyanın bu tip konualra mesafeli durduğunu ifade eden Terim, 'Milli Takımın günahları, hataları' başlıklarının, 2010 dünya kupasına gitme şansının yitirilmesi sonrasa çıkmasını çok anlamlı olduğunu ifade etti.
'En büyük hatam inanmak ve beklentileri büyütmek oldu'
"Hatalar olmuştu. son 15-20 yıl kadar, dünya futbol tarihinde yeri olmayan bir ülkenin çocukları gibi devrim yapmak isteyen herkes gibi bende hata yaptım. En büyük hatam inanmak, inandırmak, kazanmak ve bunlarla insanları mutlu ve etmek ve beklentileri büyütmek oldu" diyen Terim, yanlış olan ne varsa bunların Milli Takım'a yansınması kadar doğal bir şey olmadığını da iifade etti.
'Bu durum, tuhaf bir yaratığı andırmaktadır'
Futbolun geleceği için bazı bilgiler açıklamak istediğini ifade eden Terim kimseyi suçlmaka gibi bir niyeti olmadığına vurguladı:
"Benim futbol oynadığım dönemde ve yakın bir zamana kadar, akla sadece Milli Takım gelirdi. Kulüp takımları bu rekabetin alt yapısı gibiydi. Endüstriyelleşen futbolla birlikte kulüpler başrol oyuncusu haline geldi. Bu durum, dengenin milli takımlar için bozulmasına yol açmıştır.
Bu durum, gövdesi güçlü ve kuvvetli, bacakalrı cılız tuhaf bir yarartığı andırmaktadır. Oyuncu yetiştirme konusunda dünya koşullarına uyum sağlamak zorundayız. Son yıllarda Türkiye'nin ürettiği yıldız oyuncu sayısı beklenenin çok altında."
'Futbolcular yurt dışına çıkma konusunda daha cesur olmalı'
Terim, bunca yabancı transfere karşın ligimizin çok da kaliteli olduğunun söylenemeyeceğini belirterek, futbolcuların Avrupa'ya gitme konusunda daha kararlı ve cesur olmaları gerektiğini vurguladı.
"Gençlerimizi artık fizik kondisyon olarak iyi yetiştirilmeli. Türk futbolcusu iyi eğitimli değil. Çoğu şeyde Avrupalı meslektaşlarının gerisinde" diyen Terim, Milli Takım'ın halen çağın şartlarına uygun kamp ve eğitim merkezlerine kavuşamadıığını ifade etti.
Yurt dışında doğmuş Türk çocuklarının artık kültürel olarak Türkiye'den uzak olduğunu ifade eden Terim, " Geçmişten bugüne beraber çalıştığımız başkan ve yöneticilere verdikleri destekten ötürü teşekkür ederim. Bizden sevgisini ve desteğini esirgemeyen Türk insanına şükran borçluyum. Bir gün başka bir yerde, başka koşullarda birlikte oluruz. Dünya Kupası'na gidememenin ceremesini istafa ederek, ayrılarak çekiyorum" dedi.
'Başka bir milli takımın başına geçebilirim'
Terim, Atletico Madrid'den kendisine şu ana kadar bir teklif gelmediğini ancak birçok teklif olduğunu, henüz kimseyle görüşmediğini ifade etti.
"Beden eğitimi seçmeli hale geldi. Peki bu ülke nasıl sporcu yetiştirecek?" diyen Terim, " Güzel ayrılmayı becerebilmeyi deniyorum. Başaracağımdan eminim" dedi.
Terim, başka bir Milli Takım'ın başına da geçebileceğini belirterek, " Ne Mahmut Özgener ne de yönetimden herhangi biriyle en ufak sorun yaşamadım. Belçika maçı öncesinden yaşanan bazı olaylar, bırakma kararımı öne almamda sebep oldu" dedi.
Fatih Tekke ile ilgili kendisine yöneltilen bir soru üzerine Terim, "Sadece bir oyuncunun Milli Takım'a seçilmemesini konuşmak diğerlerine haksızlık olur. Ayrıca o dediğiniz arkadaşa da (Fatih Tekke) şans verildi. Formda olan futboluya Milli Takım'ın kapısı her zaman açıktır. Ceyhun Eriş bunun son örneği" dedi.
Terim son olarak "Yenilgiyi kabullenmeyen, oyunu rakip sahada oynayan bir ekol bıraktım" diyen diyerek, "15 yılda çok yol katetmişiz. Bu 15 yılda da ben varım." dedi.