16 Mart 2009 02:00
‘TEPEDEKİNE BİRAZ DOKUNMAK LAZIM ARTIK’
“16 Ekimde Şenerle AOÇ'deki binada yemekli görüşme... başbaşa... bilgibelge... en tepedekini gerekirse aramıza alıp birlikte yürüyoruz havası verme. O ölü bile olsa ayakta ve bizimle göstermemiz gerekli... Güleni getirme girişimi olamaz. Bunların bir saniye verdiği zarar fazla..
13 Kasım Perşembe.. Aynı yerde bu kez sadece neskafe... Bir saatten fazla...tepedekine biraz dokunmak lazım artık. Hafiften... Bunun ikisine gidişimizde bir duruşu vardı, hani sustalı maymun gibi..”
DEĞERLENDİRME
Söz konusu yazılarda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 13 Kasım’ın 2003 yılında Perşembe gününe rast geldiği ve bu nedenle söz konusu görüşmelerin “16 Ekim - 13 Kasım 2003” tarihli olduğu değerlendirilmiştir.
NECDET TİMUR: KORKARIM YİNE MECBUR OLACAĞIZ
“10 Aralık Perşembe günü saat 10.00'da Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı
Orgeneral Necdet Timur telefon etti
-Bugün öğleyin yemek yesek, sizin de durumunuz uygunsa. Bizim komutan (KKK Org. Atilla ATEŞ) dışarıda. Benim için uygun bir gün..tamam' dedim..
Saat 12.15'te KKK Dış girişinden beni özel araçla aldılar, komutana gittik. Önce odasında 15 dakika sohbet ettik..
(…)
13.45'e kadar sohbet ettik
Konu başlıklarıyla konuştuklarımız
-Mesut YILMAZ'a gümüş tepside başbakanlık verdik... Kullanamadı. Planlar bu yüzden tam yürümedi..
-Baykal'ın ne yapmak istediğini tam olarak kestiremiyorum
-Geniş tabanlı hükümet diyorlar. Böyle bir hükümet kurulursa bu, devlet olaraklarının dört koldan talanı demektir. Her parti kendine göre seçim propagandası için devleti kullanacak. Bu felaket olur.
-Üstelik böyle bir hükümet, seçimden sonra da bir iki ay daha yürürlükte olacak
-Partilere bakıyoruz, çoğunda muhatap olunacak kişi yok. Örneğin DYP, kiminle muhatap olursun ki
-Nasıl bir hükümet kurulacak öngörmek güç. Düşürülmesi zamanlama olarak pek uygun değildi...
Seçi
-Bu koşullarda seçim hiçbir şeyi değiştirmez. Aynı istikrarsızlık olur. Ben daha kötüsünden endişe ediyorum
-Fazilet Partisi tekrar iktirar olur mu? Ona tekrar hükümet verilir mi? Verilmez. Bu mümkün mü? olmaz..
-İşte hükümet işlevini yerine getiremedi. Yılmaz'la olmadı... Yapabilseydi, FP'nin oylarını eritebilirdi... olmadı..
-Seçimlerin mutlaka iki turlu olması gerekiyor. En azından yerel seçimlerin iki turlu olması şart. Bizde yüzde 20 ile iktidar olunuyor. Öteki ülkelerde yüzde 15-20 marjinal partilerin aldığı oy bu olur mu?
-Seçim yasasında bu barajın da düşünülmesi lazım. Tartışılsın, yüzde 10'da kalmalı mı yüzde 5'lere inmeli mi? tartışmak gerekiyor.
-Siyasi Partiler yasasında değişiklik şart. Milletvekili adayları Genel Başkanların iki dudağı arasında olmamalı. Bunu mutlaka değiştirmek gerekiyor. Mutlaka.
-Korkarım yine mecbur olacağız... Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevleri arasında iç güvenlik de var..
(…)
DEĞERLENDİRME
Söz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 10 Aralık’ ın 1998 yılına Perşembe gününe rast geldiği ve bu nedenle söz konusu görüşmenin “10 Aralık 1998” tarihinde yapıldığı,
Açık kaynaklardan yapılan araştırmada Atilla ATEŞ’ in dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı, Kurmay Başkanı Necdet TİMUR’un ise Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Necdet Yılmaz TİMUR olduğu değerlendirilmiştir.
DOĞU AKTULGA: KOMUTANIM BU İŞ SOPAYLA OLUR, ÖTEKİ YOLLAR BOŞUNA
“15 Ocak 2000 salı günü, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla ATEŞ, Kurmay Başkanı Orgeneral Necdet TİMUR, Emekli Orgeneral Doğu AKTULGA ile öğle yemeğ
Atilla ATEŞ(AA
Necdet Timur(NT
Doğu AKTULGA(DA
Saat 12.00'de NT'nin makamında buluşma. da orada... Dokuzuncu kata çıkış. Ankara ayaklar altında. çatı kat... üst düzey komutanlara hizmet veren yiyecek-içecek bölümleri... En uçta özel oda var... Oraya geçtik
12.15'te AA geldi. koltuklardan masalara geçtik..
Konulara göre görüşm
Medy
(AA, masaya oturur oturmaz ilk bu konuyu açtı
AA- bu medya nereye gidiyor böyle... memlekette olup bitenlerin gerçek yönleriyle yansıtmıyorlar. Her ihaleden koku çıkıyor, dünyaya açılma diye herşey haraç mezat satılığa çıkarılıyor, bunların hiçbiri yok... Bu kişiler vatansever değil mi.. (olup bitenleri özetledim... devam etti
AA- Pek çok şeyden haberimiz vardı ama, bu kadarına pes... Peki nasıl adam olur bunlar? Böyle gidemez.
NT- gazeteciler araba bir araya gelip, konuları tartışmıyor mu? Olup bitene müdahale etmeleri lazım..
AA- Ben Kayseri'de konuşma yaptım. Çok önemli şeyler söyledim. Bir tek Cumhuriyet birinci sayfadan verdi. Ötekiler ya olanların farkında değil ya da vermek istemiyorlar..
DA- Komutamınım Cumhuriyet de zaman zaman değişik yazılar çıkıyor. Onlara çok kızıyorum. İlhan bey sağlam, Cüneyt ARCAYÜREK doğruları yazıyor, işte sizler varsınız, o kadar..
AA- Medyanın neyin ülke yaranına neyin zararına olduğunu ayırt etmesi gerekiyor
Laiklik
AA- Türk Silahlı Kuvvetleri bu konuda milim ödün vermez. Ancak işin merkezi meclis. önce meclis'in bu konuda duyarlı meclis olması lazım..
DA- bu meclis mi komutanım
AA- Evet bu meclis. Başka meclis yok. Meclis'in laiklik konusun artık tartışılır hale getirmekten çıkarması lazım.
NT- Toplumda da bir suskunluk var. Arada bir canlanıyor o kadar.
Soru- Herşey daha kötüye giderse, toplumun öteki kesimlerinde de beklenen canlanma olmazsa, Silahlı Kuvvetler ne yapar
AA- Gereğini yapar. (biraz duraksayıp, yeniden) Yapar... TSK'ye sızmaya çalışıyorlar ama uzun yıllar bunu başaramazlar. Bizleri nasıl tanıyorsanız, en alttaki öğrenciler öyle. Onlara böyle eğitim veriliyor... İran'ın durumu belli, Suriye'yi biliyoruz, laiklik çok önemli..
DA- Komutanım bu iş sopayla olur, öteki yollar boşuna..
AA- (gülümseyerek) sen beni kötü yola iteceksin..
NT- Komutanım sivillere söylenmesi gereken ne varsa, en açık biçimde söylüyorsunuz..
AA- Evet, MGK'de inanın söylenecek en sert üslupla söylüyorum bunları.
BALBAY: SİYASİLERİN TSK’YI İKİNCİ PLANA İTME PLANI DİKKAT ÇEKİYOR
Soru- Hassas bir konu ama...Herhangi bir kulis bilgisi alma kaygısıyla da sormuyorum... Biz yanlız kalmış gibi görünüyorsunuz... Kıvrıkoğlu, öteki Kuvvet Komutanları elbette laiklikte çok hassas. Ancak siyasilerin de TSK'yi ikinci plana itme planı dikkati çekiyor... Demirel, Kıvrıkoğlu'nu konuşma kürsüsünün arkasına alıyor, şık bir fotoğraf çıkmıyor... Dışarıdan görünen bu... Siz ne dersiniz
(bir süre sessizlik
AA- Sakın ola bunları bir yerde değerlendirmeyin... Söylediklerinizin tümünün farkındayız... Komutanın (Kıvrıkoğlu) böyle hareket etmemesi gerektiği yönünde değerlendirmemiz oldu... Örneğin cumhurbaşkanı bizi Iğdır'a çağırdı... Tüm komutanlar oradayız. Kürsüye çıkınca bize seslendi, yanıma gelin' dedi. Komutan (Kıvrıkoğlu) gitti. Ben gitmedim. Öteki arkadaşlar da yönelikler, arkadaşlar ben çıkmıyorum' dedim. Onlar da çıkmadılar. Kürsüde Demirel'le komutan oldu..yanlız laiklik konusunda TSK'den hiçbir kuşku olmasın.
DA- Bu fazilet komutanım... hemen kapatılması gereken bir parti..(AA sustu
NECDET TİMUR: ÖCALAN DA SİYASETİN BİR AYAĞI HALİNE GELECEK
Terör-ülkenin geleceğ
AA- Herkes PKK bitti Hizbullah başladı diyor. Hayır, PKK da bitmedi. Şu anda bastırıldı o kadar. Kuzey Irak'ta tehdit unsuru olarak duruyorlar. Sonra bu HADEP'li belediye başkanlar... Diyarbakır belediyesinde Türkçe konuşmak yasak. Dışarıdan gelenler de Türkçe konuşursa işleri yapılmıyor. Kürtçe mecburi dil. Yani biraz daha güçlenseler ne yapacakları ortada..
NT- HADEP'in ne yapacağı önemli..
DA- Komutanım ben bu Öcalan'ın hala yaşıyor olmasını kabul edemiyorum. Vatan hainliğinin insan hakları mı olur. asılmalıydı..
NT- Öcalan da siyasetin bir ayağı haline gelecek..
(AA biraz sustu, konu değiştirdi
AA- Bizi AB'ye aday yapıyorlar... Yunanistan dostluktan söz ediyor... Birşeyler değişiyor. Bizden istediklerini PKK terörüyle alamayınca başka yollar arayacaklar. Şimdi bunlar (AB), her konuda yedek politikalar geliştirirler, bir politika tutmadı mı, hemen yenisini sürerler... Çok, çok dikkatli olmamız lazım. Ama bu medya, Cumhuriyet'i ayrı tutuyorum, bunların farkında değil. Biz ne yapmamız gerektiğini tartıyoruz... Kayseri'de konuşuyoruz... Yer verilmiyor..
DA- Komutanım, bu demeçle olacak şey değil, sopayla..
AA- (gülerek) Bugün kar yağacak..
Güle
AA- bu Gülen'i iyi tahlil etmek gerekiyor. Adam aylardır Amerika'da... Bunlar siyaseti ele geçirerek, hedeflerine ulaşmak istiyor..
DA- en tehlikelisi..
ATİLLA ATEŞ: ABD’NİN ÇIKARI NEREDEYSE GÜLEN ORADA OKUL AÇMIŞ
AA- bakıyorsunuz ABD'nin çıkarı neredeyse bunlar orada okul açmış..
DA- komutanım üstelik bu okulları kendisi de açmıyor. Bizim dangalaklara açtırıyor. yani parayı da biz veriyor..
AA- Şimdi bunlar (şeriatçılar) ekonomik bir güç de elde ettiler. Artık işadamları, tüccarları var... Kimi iş alanları öyle ki, Gülen'in adamlarına para vermeyen ihale alamıyor... bu böyle gitmez..
Cumhurbaşkanlığ
AA- Benim gördüğüm şu... Bu Meclis Demirel'i seçmeye hazır değil. Demirel de çok istiyor... Ecevit, Demirel yukarıda olursa daha rahat yürüteceğini düşünüyor...Mesut YILMAZ'ın hesabı farklı..
DA- Yılmaz kendine oynuyor..
AA- Yılmaz'ın iki aşamalı hesap yapıyor... Birincisi, anayasa değişikliğinin olmaması için çalışacak. Bu olmayınca, bakın olmuyor diyecek, adaylığını koyacak. İkincisi Demirel'in üç yıllık bir uzatmayla seçilmesini sağlayacak. Beş artı beş on olduğuna göre... Demirel yedi yıl cumhurbaşkanlığı yaptığına göre, geriye üç yıl kalıyor... Sonra bu Meclis'le kendisini seçtirecek... Hesabı bu görünüyor..
NT- Demirel de Meclis'e ödün veriyor... kıyak emeklilik falan..
DA- Bu memleket zaten gelir dağılımındaki dengesizlikten batacak... Milletin yüzde 40'ı aç, bunlar bir milyar emekli maaşı alıor..
AA- Bu gidişle Demirel başka hatalar yapmak zorunda kalabilir... Yapacak... Öyle görünüyor..”
DEĞERLENDİRME
Açık kaynaklardan yapılan araştırmada söz konusu görüşmenin yapıldığı dönemde beşer yıllığına aynı kişinin iki kez Cumhurbaşkanı seçilmesi konusu ve Avrupa İnsan hakları Mahkemesinin Abdullah ÖCALAN dosyası ile ilgili kararların yazılı basında yer aldığı görülmüştür.
BALBA
BALBAY: 28 ŞUBAT DİYORSUNUZ AMA BU KEZ ATILACAK ADIM SONUÇ ALICI OLMALI
“31 Ekim Pazar günü saat 16.00-19.00 arasında KKK'da KKK Kurmay Başkanı Org. Necdet TİMUR ve Emekli Orgeneral Doğu AKTULGA ile sohbe
Necdet TİMUR(NT
Doğu AKTULGA(DA
Mustafa BALBAY(MB
Durum Saptamas
NT- Ne oluyor, nereye gidiyoruz, duruma nasıl bakmak gerekir, ne yapmak gerekir bir konuşalım dedik. Toplumda bir umutsuzluk var. Geçen gün ben kumaşçım var, ona uğradım, neredesiniz efendim' diyor bana, siz düzeltirsiniz bunu' diyor..
MB- Evet siyasete güvensizlik yerleşiyor..
NT- Ne yapmalı, mesela 28 Şubat benzeri bir girişim mi olmalı
MB- 28 Şubat devam ediyor deniyor ama... Durum da ortada... Bence irtica o günlerden daha fazla mesafe aldı..
DA- Evet evet ben de onu diyorum..
NT- İşte nasıl bir şey yapmalı, mesele orada..
MB- 28 Şubat benzeri durum diyorsunuz, ama bu kez atılacak adım sonuç alıcı olmalı, süreye yayılınca görünen ortada..
AKTULGA: 28 ŞUBAT YETERİNCE İLERİ GİTMEDİ
DA- Ben de onu diyorum... Bence de... Zaten 28 Şubat yeterince ileri gitmedi
Eskiler-Yenile
MB- Benim dikkatimi çeken bir şey var. Kıvrıkoğlu Paşa da 28 Şubat bin yıl yaşayacak diyor, ama Karadayı dönemiyle bugünkü dönem arasında yüzde yüz çakışma yok gibi..
NT- Yok... Öyle..
DA- (NT'ye dönerek) bak görünüyor işte..
NT- Karadayı'nın ekibi çok kuvvetliydi. Bu iş biraz takım oyunu... Biri karar alacak, öteki uygulayacak, bir diğeri olanı takip edecek, bir başkanı plan-program üretecek..
BALBAY: GENELKURMAY’IN TAKINDIĞI TUTUM KARŞI TARAFI CESARETLENDİRİYOR OLMASIN
MB- Laiklik konusunda ödün verileceğini düşünmüyoruz, ama Genelkurmayın takındığı yeni durum, karşı tarafı cesaretlendiriyor olmasın..
NT- Karadayı döneminde aktif politika uygulanıyordu. Örneğin sizlerden biri aradığında Özkasnak çıkıyor, gerekeni söylüyordu... Kıvrıkoğlu paşa pasif siyaset uyguluyor. Dışa kapalı. Gazetecilerle diyalog kesik... Böyle olunca da depremde adım atınca, gazetecilerle tam olarak buluşamıyorsun...
MB- KKK Atilla ATEŞ paşanın görev süresi uzayabilir deniyor..
NT- Hayır, bağrımıza taş basarız onu yapmayız. (DA'yı göstererek) bakın en değerli komutanlarımızı emekli ettik... TSK'da o olmaz... Ama şunu da söyleyeyim, Ateş paşadan sonra bir boşluk geliyor..
MB- Ama laiklikten ödün verecek bir boşluk olmaz sanırım bu..
DA- Olmaz, olamaz... üstte boşluk olsa, altı var..
Cumhuriyet'in Durum
MB- Eski-yeni dönem dedik de, biz yeni dönemde Cumhuriyet'e karşı bir soğukluk hissediyoruz..
NT- Var..
MB- Örneğin brifinge çağrılmadık..
NT- Bak onu duydum ne kadar üzüldüm. Olmaz böyle şey... Ama bana söylediler ki, hata ettik. Yaptıklarının doğru olmadığını söylediler... Sonra düzeldi ama..
DA- Yaa Türkiye'de tek gazete cumhuriyet... Laiklikte, Atatürkçülükte üstüne var mı, nasıl yaptılar böyle bir şeyi...
NT- Komutanı bazen çevresi etkiler..
DA- Tabii cumhuriyet'in içinde bazı çatlak sesler de var..
NT- Evet var, oo şey, Toktamış ATEŞ, Oral ÇALIŞLAR, Aydın ENGİN, yani bunlar bazen ne diyorlar bilemiyorum... Bazen de Attila İLHAN... İnanın yazılarını sonuna kadar okuyamıyorum..
MB- Tabii asıl olan geminin rotası, sotada bazı değişik isimler olabilir..
NT- Elbette öyle... Biz zaten Cumhuriyet'i onlarla değerlendirmiyoruz
‘BU İŞ ENİNDE SONUNDA ORDU TARAFINDAN ÇÖZÜLECEK’
Ne yapmalı
DA- Bu işin eninde sonunda ordu tarafından çözülecek... Ben böyle görüyorum
NT- Biz bir şey söyleyince de bozuluyorlar... Faşist ordu falan diyorlar. Toplumun öteki kesimleri doğruları söyleyince de bu oluyor. Mesela Vural SAVAŞ, gayet güzel koydu olayları... Adama yapmadıklarını bırakmadılar
MB- Savaş parlamentoya yüklenince hemen kenetlendiler. Ama toplumda savaş haklı diyenlerin sayısı az değil..
NT- Belki az değil, ama adamı yalnız bıraktılar..
DA- Ben Atatürkçü Düşünce Derneğine gireceğim. Orada bir ışık görüyorum.
MB- 430 şubeleri var, güçlü bir örgüt... ama işin merkezi parlamento..
NT- ADD falan tamam da bu CHP ayağa kaldırılmalı... Mesela Ecevit'ten sonra ortada DSP diye bir parti kalmaz. Bu adamlar dağılırlar. Buradan 30-40 kişilik bir çekirdek çıkabilir... Ona bakmak lazım..
DA- Ama asıl toplumu ayağa kaldırmak lazım... Bizim millet tembel kolay kolay ayağa kalkmaz. Bakmayın siz o karşıdakilerin arada toplu eylem yaptığına, parayla yapıyorlar. Anadolu'da işsiz güçsüz adam mı yok. Topluyorlar, haydi İstanbul'a gideceğiz. Şu şu sloganları atacaksınız. Araba bedava, yemek bedava diyorlar. bizim toplum bedavacı..
NT- Bu iş asıl medyayla olacak. Bazan ben medyayı da anlayamıyorum... Neler oluyor..
MB- Bugünlerde olup bitenlerin yanında orman kanunları Roma Hukuku kalır. Artık medya gücü kalmadı, güçlerin medyası var..
NT- Mesela bu Aydın DOĞAN, yok CNN ile işbirliği yapıyor... Nedir bu gidiş
MB- Çok uluslu şirketlerle ortak hareket ediyor. Bu şirketlerin Orta Asya'ya da bu ortaklıklarla gideceği söyleniyor... Hükümetle de müttefik oldular..
NT- Evet hiç eleştirmiyorlar. Sözleşmiş gibi köşe yazarları da övüyor.
Ecevit-Demire
MB- Tabi önümüzdeki günlerdeki asıl tartışma cumhurbaşkanı konusunda..
NT- Demirel istiyor... yapacak..
MB- Ne yapacak
NT- En azından görev süresi yarım uzar... İş oraya gidiyor. Hükümetle çok iyi oynuyor. FP'yi de cebine koyabilir..
KARADAYI’YA ‘BAŞBAKAN ERBAKAN’LA KONUŞMA’ UYARISI
MB- Yeri gelmişken, Kıvrıkoğlu'nun da Kosova'da Bakü'de hemen Demirel'in yanında yer alması biraz manidardı..
NT- Orada çerçeveye girmeyecekti... Adam nutuk mu çekiyor, sen git Kosova'daki birliği denetle... Bakü'deki garnizonu ziyaret et... Aynı kareye girmesi pek olmadı... Tabi bu Demirel başka bir yapı... Allah kimseyi onun etkisi altına sokmasın. Adamı et gibi çürütür
DA- Biz Karadayı zamanında, Erbakan başbakanken onunda yakın görünmesini bile eleştirirdik. Birinde Anıtkabir'e giderken, sohbet ettiler. Karadayı gülerek Erbakan'a birşeyler anlatıyordu. Mesele yaptık. Olmaz dedik
NT- Karadayı da adam Başbakan, o kadar da konuşmayacak mıyım demişti..
DA- Olmaz... biz de olmaz dedik..
‘DEMİREL ÇEKER BİTİRİR ADAMI’
NT- O günler tabii... Karadayı bazen Köşk'e çıkar, bambaşka biri olarak gelirdi. Etkilerdi onu... Dedim ya Allah kimseyi onun etki alanına sokmasın. Çeker bitirir adamı..
MB- Ecevit'le ne kadar gideceği konuşuluyor..
NT- Gitmez... Zaten yarım çalışıyor. Esasen bu parlamentonun bir şey yapması zor. Vural SAVAŞ söyledi açık açık... Mesut YILMAZ'la da olmaz. Neyi niçin diyor anlamıyorsunuz..
MB- Cumhurbaşkanlığı için Mesut YILMAZ'ın da hazırlandığı söyleniyor, İsmail CEM de adı geçerlender..
NT- İsmail CEM korkaktır. Bu tür büyük adımlar için cesareti yoktur. Başka adlar olabilir..
DA- Ben Kemal YAMAK adını attım, ama Necdet hemen Özal'ın sekreteriydi dedi. doğru..
MB- Demirel'le Ecevit de iyi anlaşıyor. Ecevit evet dedi mi Demirel'in dediği olur..
NT- Tabii siyasette neler değişir belli değil. Belki bu hükümet düşer. MHP, ANAP, Fazilet'ye başka bir hükümet kurar... Bir başka durum, bu parlamentonun ömrü ne kadar olur, o belli değil. bir yıl daha taşıyamayabilir..
Pkk-Öcala
MB- Öcalan'ın geleceği, PKK'nın durumu hakkında ne düşünüyorsunuz
NT- zaten gerilla hareketi siyasi bir harekettir. Şimdi diyorlar ya, siyasallaşacak diye... Bu tür hareketlerin zaten çıkış şekli siyasidir. Ama zaman PKK'nın lehine işliyor. Bu işler uzadı mı terör örgütünün lehine işler..
MB- Peki ne yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz
NT- Yasalar ne diyorsa o...
MB- Bir taraftan da çekiliyoruz diyorlar.
DA- Bakmayın siz ona... Ben o bölgede görev yaptım... Biz bu savaşı zaman zaman hatalar yapmamıza rağmen bir yere getirdik. Şimdi terörle mücadeleyle bölgenin kalkınmasının birlikte gitmesi lazım. Adam senin dozerini yaktı mı bir tane daha koyacaksın. Onu da mı yaktı, bir daha... Yılmayacaksın. Şimdi önce terör önlensin sonra yatırım diyorlar... olmaz...
MB- Bazı hatalar derken, neyi kastediyorsunuz..
DA- Canım geçti artık... yani her devlet bazı gizli operasyonlar yapar... Ama bunları Ağar gibi beceriksizlerle neyi niçin kullanacağı belli olmayan kişilerle yapmayacaksın..
NT- ABD de birşeyler yapmaya çalışıyor. Adam çekti 36. Parelele çizgiyi. O çizgi Kürdistan'ın güney sınırıdır. bunu böyle görmek lazım..
Ordu-Solcular-İrticacıla
MB- Geçen gün bize 12 eylülde teğmenken yüzbaşıyken solcu olduğu için ordudan atılanlar geldi... Ordunun bugünkü durumunu, Türkiye'nin sorunlarına bakışını onaylıyorlar. Önyargıyla bakmıyorlar. bana ilginç geldi..
NT- O dönem bazı şeyler oldu tabi..
‘SOLCULAR ORDUDAN ATILDI MI GİDER, ÖTEKİLER İFTİRA EDER’DA- Bu solcular diyelim ordudan atıldı mı, birşey demezler, toparlanır giderler. Ama ötekiler öyle değil. Çok aşağılıktır onlar. Attın mı, atmadık çamur bırakmazlar, iftira ederler..
NT- Biz irticacıları atıyoruz, ama FP'li belediyeler hemen onlara iş buluyor. Adamların biri açıkta değil
Çevik Bİ
NT- Bu medyanın yaptığı... Biraz evvel Çevir BİR'le konuştum. Hürriyet'e o beyanatı vermemiş... Sedat ERGİN'le bir kez yemek yedim. O galiba kendisini biraz öne çıkarmaya meraklı... Çevik Amerika'dayken bu anonsları verdiler. Biz şaşırdık. Dün akşam komutanlarla bir vesileyle bir aradaydık. Herkes Çevik'e bozuk. Bir ben, yapmamıştır, bir de kendisini dinleyelim dedim. Çevik sadece AB'yle ilişkilerimizin geleceğini anlatmış onlar nerelere götürmüş. Çevir, derhal Aydın DOĞAN'ı aramış. Bunu düzeltmezseniz basın toplantısı yapar, açıklarım demiş. Sonra Ferai TINÇ'ı aramış. Sen ne yapmak istiyorsun, niyetin de demiş..
DA- Çevik de biraz heyecanlı..
NT- Evet heyecanlı, o var tabii... Biz Çevik, Ben, Doğu Paşa, Hava Kuvvetleri Komutanı aynı devreyiz...”
DEĞERLENDİRME
Söz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 31 Ekim’in 1999 yılında Pazar gününe rast geldiği ve bu nedenle söz konusu görüşmenin “31 Ekim 1999” tarihinde yapıldığı değerlendirilmiştir.
© Tüm hakları saklıdır.