Adalet Bakanlığı aksi yönde görüş belirtmesine rağmen, ‘Jandarma gibi Emniyet ve MİT de ülke genelinde iletişimi izleyemez’ kararını Yargıtay’a götürmedi ve telekulak dinlemeyi sürdürdü
Adalet Bakanlığı'nın, Emniyet ve MİT'e ülke genelindeki iletişimi izleme yetkisi tanıyan mahkeme kararını, "kararın bozulması" istemiyle Yargıtay'a taşımadığı ortaya çıktı. Yargıtay'ın Jandarmaya aynı yönde tanınan yetkiyi iptal etmesinin ardından, "bu tip kararları hukuki bulmadığını" söyleyen Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Emniyet ve MİT'le ilgili kararları Yargıtay'a taşımamasının gerekçesini ise "İzleme yetkisinin 3 aylık dönem için tanındığı, söz konusu 3 aylık sürenin de zaten geçtiği" ifadeleriyle açıkladı.
Ancak jandarmayla ilgili kararı süresi geçmiş olmasına rağmen bozan Yargıtay'a Emniyet ve MİT'le ilgili mahkeme kararların taşınmaması, ülke genelini izleme yetkisinin sürmesi yolunda açık kapı bıraktı.
‘Gereğini yaparım' demişti
Şahin, haziran başında Türkiye Noterler Birliği Genel Kurulu'nda bir soru üzerine, "Bakanlığıma Emniyet ve MİT'le ilgili böyle bir başvuru olursa, kuşkusuz bakanlığım gereğini yapar" demişti.
İP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cengiz ve YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu da bunun üzerine 5 Haziran 2008'de Adalet Bakanı'na başvurdu. Başvurularda, "Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2006'dan 2008'e kadar 3'er aylık periyotlarla verdiği, ülke genelindeki tüm telefon, faks, sms, internet iletişimi kayıtlarının Emniyet ve MİT'e verilmesine yönelik yetki kararlarının bozulması için Yargıtay'a götürülmesi" istendi.
Ancak Şahin daha önce aksi yönde görüş belirtmesine karşın Emniyet’e ülke genelindeki iletişimi izleme yetkisi veren mahkeme kararlarını Yargıtay'a taşımadığı anlaşıldı. Konuya ilişkin Bakanlık yazısında şöyle denildi:
Zaten süre bitti
"Somut olayda ise Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 25/10/2006 tarih ve 2006/2855 sayılı, 24/04/2008 tarih ve 2008/2454 sayılı, 24/04/2008 tarih ve 2008/2455 sayılı kararlarının 3'er aylık dönemler için verilmiş olması karşısında, anılan kararların geçerliliklerinin kalmadığı, iletişimin tespitini içeren sürelerin sona erdiği cihetle, tüm dosya kapsamına nazaran alınan kararlar aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilmemiştir."