Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, "Türkiye, Avrupa'da süt sığırı varlığında birinci sırada, büyükbaş hayvan varlığında da ikinci sırada. İnşallah 2022 yılı itibarıyla tekrar hayvan ihraç eden ülke sınıfına gireceğiz" dedi.
Bakan Pakdemirli, Kurşunlu Meydanı'nda vatandaşlara fidan dağıttı. Daha sonra Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'ne geçen Pakdemirli, burada kurulan stantları gezdi. Vatandaşlara dağ çayı ve kekik dağıtan Pakdemirli, alanda kurulan fotoğraf sergisini ziyaret etti.
Pakdemirli, AKM 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Salonu'ndaki sektör toplantısında, hayatı boyunca üreticilerle birlikte olduğunu, köy kahvelerine hiçbir zaman yabancı olmadığını, şimdiye kadar 40 ili ziyaret ettiğini söyledi.
Türkiye'nin küçükbaş hayvan varlığında Avrupa'da birinci sırada olduğunu anlatan Pakdemirli, şunları kaydetti:
"Türkiye, Avrupa'da süt sığırı varlığında birinci sırada, büyükbaş hayvan varlığında da Fransa'dan sonra ikinci sırada. İnşallah 2022 yılı itibarıyla almış olduğumuz tedbirlerle tekrar hayvan ihraç eden ülke sınıfına gireceğiz. Üreticiyi çok önemsedik. Bu nedenle destekler 1.9 milyardan bu yıl 16,1 milyara yükseldi. Bununla beraber bitkisel üretimimiz yüzde 20'ye yakın artmış, büyükbaşta 10 milyondan 17 milyona, küçükbaşta 32 milyondan 46 milyona, kanatlılarda 250 milyondan 350 milyona gelmişiz. Et üretimimiz 420 bin tondan 1,1 milyona, süt üretimimiz 8,4 milyon tondan 22,1 milyon tona, tavuk üretimimiz 700 bin tondan 2,1 milyon tona, yumurta üretimimiz 11 milyardan 20 milyar adede, bal üretimimiz de 70 bin tondan 110 bin tona geldi."
Su ürünleri yetiştiriciliğinde Türkiye'nin dünyada en hızlı büyüyen üçüncü ülke olduğunu vurgulayan Pakdemirli, bu alanda Avrupa Birliği'nde de yedinci sıradan ikinci sıraya yükseldiklerini dile getirdi.
Pakdemirli, 2017 yılında 276 bin ton olan üretimi 2023'te 600 bin tona çıkarmayı hedeflediklerini belirterek, "Bu hedef tabi ki Muğla için de çok önemli. Muğla su ürünleri yetiştiriciliğinde çok önemli bir kentimiz. 2023'te 2 milyar dolar hedef koyduk. Muğla da bu işten yaklaşık yüzde 35 pay alır diye hesap ediyorum. Bir yandan ihracatımız artacak bir yandan çevremizi de koruyacağız. Bundan sonra Türkiye'de denizlerimizde yapayalnız dalgalar salınmayacak. İçinde balıklarımız da olacak ve biz bunları ihraç edeceğiz." diye konuştu.
"Bir milyon 50 bin ton tohum üretiyoruz"
Türkiye'de çok konuşulan konulardan birinin de tohum olduğunu vurgulayan Pakdemirli, şöyle devam etti:
"Yıllardan beri yabancı firmalar Türkiye'yi istila etti diye konuşulur. Tohum çok speküle edilen bir konudur. Ama bir başarı var ki 15 yıl evvel 150 bin ton üretimimiz varmış, şimdi bir milyon 50 bin tona gelmişiz. Bu, Türkiye'nin önemli bir başarısıdır. 750 milyon dolarla da dünyada 11'inci sıradayız. Yeterli mi? Asla yeterli değil. Olduğumuz yeri beğenmeyeceğiz. Tohumu da stratejik olarak görüp mutlaka yerli üretimle katma değeri de Türkiye'de kalıcı hale getirmemiz lazım. Hepimiz biliyoruz ki yurt dışından tohum getirdiğimiz zaman ektiğimiz ürünün katma değerinin önemli bir kısmını da yurt dışına bırakmış oluyoruz. Türkiye orman varlığını arttıran nadir ülkelerden biri. Orman varlığımız 1,5 milyon hektar artmış ve toplam arazilerin de yüzde 30'u olması konusunda 2023'te bir hedefimiz var. Şu anda yüzde 28'deyiz. İktidarı aldığımız 2002 yılında da bu yüzde 22 idi. Yani Türkiye'nin toplam alanının yüzde 22'si orman iken şimdi yüzde 30'una doğru koşuyoruz."
Orman ve ağaç varlığının çok önemli olduğuna değinen Pakdemirli, ağaç olmadığı zaman yağış, yağış olmadığı zaman su, su olmadığı zaman da tarımın olmadığını ifade etti.
Bu nedenle tarım ve orman alanlarının birlikte planlanması gerektiğini vurgulayan Pakdemirli, yeni dönemde bakanlıkların birleşmesinden doğan sinerjiden, orman alanlarında hayvancılık yapmanın yollarının aranması gerektiğini söyledi.
Bu konuda gerekli adımları attıklarına işaret eden Pakdemirli, otlatmaya açtıkları orman alanı sayısının da her geçen gün arttığını, şu an yüzde 55 civarına geldiklerini anlattı.
Pakdemirli, Türkiye'nin erozyonla mücadelede dünya lideri olduğunu belirterek, "1970'li yıllarda erozyonla gelen yağışla birlikte 500 milyon ton toprak kaybediyorduk. 2017'de 154 milyon tona düştü. 2023 hedefimiz ise 130 milyon ton. Yani dünyada birinci olmamızı kendimize başarı olarak kabul etmeyip, daha agresif bir hedefle erozyonla mücadelede daha iyi bir noktaya gelmek için çalışıyoruz." diye konuştu.
Sulamanın, başarının anahtarı olduğuna değinen Pakdemirli, sulu tarımla susuz tarım arasındaki farkın herkes tarafından çok iyi bilindiğini bildirdi.
Türkiye'nin 2,5 milyon hektar daha sulamaya açılacak alanının bulunduğunu ifade eden Pakdemirli, bu alanların sulamaya açılmasıyla Türkiye ekonomisine yıllık 15 milyar liraya yakın katma değer sağlanacağını dile getirdi.