Yaşam

Tarihte iz bırakan kediler

Onlar tarih, bilim ve edebiyat dünyasına yön vermiş kediler... Ancak bu, hiç de umurlarında değil. Hatta yaptıklarının farkında bile değiller.

22 Mart 2009 02:00

Onlar tarih, bilim ve edebiyat dünyasına yön vermiş kediler... Ancak bu, hiç de umurlarında değil. Hatta yaptıklarının farkında bile değiller.

Milliyet gazetesinde yayımlanan haberde, tarihte iz bırakmış önemli kediler anlatılıyor.
Uluslararası krize yol açan Ahmedabad, Başkan Bill Clinton’ın medya kahramanı olan kedisi Socks, Churchill’in tarihi simge haline dönüşen kedisi Jock, uzaya “fırlatılan” ilk kedi Felix, katili yakalatan Kartopu, beste yapan Pulcinella, Oscar’a layık görülen Portakal... Bunlar, Sam Stall’un “Uygarlığı Değiştiren 100 Kedi” (Can Yayınları) adlı kitabındaki tarihte iz bırakan ünlü kedilerden sadece birkaçı. Sahibi fenalaşınca doktora telefon eden Tommy’den klonlanan ilk kediye kadar pek çok ünlü kedinin hikâyesi var kitapta. Her ne kadar yaptıklarının farkında olmasalar da bilim, tarih ve sanata katkıda bulunmuş kediler bunlar. İşte bu 100 kediden birkaç örnek...

Sahibini kurtardı

2006’da Ohio’da yaşayan Tommy bir gün kronik hasta olan sahibi Gary Rosheisen’in tekerlekli sandalyesinden düştüğünü gördü. Bunun üzerine telefonun yanına gidip patisiyle tuşlara basarak 911’i çevirdi. Polisler eve geldiğinde Rosheisen hâlâ yerde yatıyor, Tommy de telefonun başında duruyordu. Meğer Rosheisen kedisine telefonun otomatik çevirme düğmesine basıp 911’i aramayı öğretmiş...

Tüyleri katili yakalattı


Kartopu, karısını öldüren sahibi Douglas Beamish’i polise yakalattı. 1994’te Kanada’da ölü bulunan kadının cesedinin üzerinde beyaz tüyler vardı. Katilin bir kedisi olduğu öğrenilince de, Kartopu adlı beyaz kediye DNA testi yapılarak tüylerin ona ait olduğu kanıtlandı. Böylece Beamish hapse atıldı. Bunun üzerine ABD Adalet Bakanlığı Ulusal Kedigiller Genetik Veritabanı oluşturdu.

Uluslararası krize yol açtı

1960’da Hindistan’da elçilik yapan ABD’li John Kenneth Galbraith’in kedisi Ahmedabad yüzünden neredeyse savaş çıkacaktı. Doğduğu kentin anısına kedinin adını “Ahmedabad” koymaları ve ona kısaca “Ahmed” demeleri kıyameti kopardı. Çünkü “Ahmed”, Hz. Muhammed’in isimlerinden biriydi. Pakistan’da halk ayaklandı, Amerikan binaları taşlandı, Galbraith ölüm tehditleri aldı. Yapılan açıklamalar sonucunda kriz sona erdi, kedinin de adı Gucerat olarak değiştirildi.

Füg besteleyen kedi

18’inci yüzyılda ünlü olan İtalyan besteci Domenico Scarlatti, kedisi Pulcinella sayesinde en ünlü parçalarından birini besteledi. Resmi adı “Kk. 30, Fa Minör Füg” olan bu tek bölümlü klavsen sonatı, gayri resmi olarak “Kedi Fügü” olarak biliniyor. Kedinin, klavyenin üzerinde gezinmesiyle ortaya çıkan hoş notaları bir kenara not eden sanatçı, bunun üzerine koca bir füg bestelemiş. Eser bugüne kadar pek çok resitalde yer aldı.

Clinton’ın kedisi Socks

ABD başkanları Beyaz Saray’a genellikle köpeklerini getiriyorlar. Ancak Bill Clinton 1993’te kedisi Socks’u da saraya taşımıştı. Kısa sürede bir medya kahramanı olan Socks, dünya çapında üne kavuştu. Günlerini Oval Ofis’te geçiren kedinin en sevdiği şey ise sarayın bahçesinde dolaşmak ve başkanlık sarayının batı kanadındaki o çok sevdiği koltukta şekerleme yapmaktı. Üzerinde başkanlık amblemi yerleştirilmiş kutusunda ise seyahat ediyor, sık sık halka karışıyordu. 

‘Klon Kedi’


Klon Kedi (Copy Cat), yani kısaca KK, 2001 yılında dünyaya gelen dünyanın ilk klonlanmış kedisi. Teksas A&M Üniversitesi bilim insanlarınca klonlanan kedi, aslında köpek klonlamak üzere başlatılmış bir araştırmanın ürünü. Milyoner girişimci John Sperling 1997 çok sevdiği köpeği Missy’yi kaybedince onu klonlatmak ister ve üniversiteye 4 milyon dolar bağışta bulunur. Ancak köpek klonlamak çok zor olduğu için bilim adamları kedi klonlarlar...

Ödüllü artist kedi

Portakal (Orangey) adlı sarman, bugüne kadar pek çok önemli filmde rol aldı. Ünlü hayvan bakıcısı Frank Inn tarafından keşfedilen Portakal, 1951 yılında, “Rhubarb” filmiyle sinema dünyasına adım attı. 1961’de “Breakfast at Tiffany’s” filminde Audrey Hepburn’ün kedisi rolünü oynamasıyla ününün doruğuna ulaşan Portakal, bu rolüyle bir heykelciğe, Rhubarb’daki rolüyle de hayvan dünyasının Oscar’ı olan Patsy Ödülü’ne layık görüldü.

Uzaydaki ilk kedi

Parisli sokak kedisi Felix, 18 Ekim 1963’te Cezayir’deki Fransız üssünde Veronique AG1 sondaj roketine yerleştirilerek uzaya fırlatıldı. Uzayın derinliklerinde
200 kilometre yol kat etmişti. Uzay kapsülü atmosfere girip paraşütü açılınca Felix de tekrar dünyaya geri dönmüştü.
Ancak daha sonra bulunamayan Felix’in anısına pul basıldı.

Churchill’in vasiyeti

Winston Churchill’in en sevdiği kedisi Jock’tu. 1965’te Churchill son nefesini verirken başından hiç ayrılmayan Jock, 1974’te ölene kadar Churchill’lerin aile ikametgâhı olan Chartwell’de yaşadı. Churchill vasiyetine Chartwell’de daima Jock adlı bir kedi yaşayacak diye bir madde koydurtmuştu. Şu anda orada III. Jock yaşıyor...

Evlenen kediler


1996 yılında Bangkok’ta evlendirilen kedilerin yaklaşık 500 bin dolara malolan düğünü, “en şaşaalı kedi düğünü” olarak tarihe geçti. Sahipleri Vicharn Charasarcha’ya göre iki kedi de ender rastlanan “zümrüt gözlü” yaratıklardı. Tayland inancına göre de bu hayvanlar ona şans getirecekti. Düğüne damat helikopter, gelin ise limuzinle geldi. Tüylü çift balayında nehir gezisine çıktı, sonra da veterinere gitti. Çünkü “zümrüt gözleri”, bir tür glokom hastalığıydı...

Dünya Fare Avlama Şampiyonu

Towser adlı dişi kedinin bronz heykeli İskoçya’da Glenturret Damıtımevi’nin bahçesinde duruyor. O, “Dünya Fare Avlama Şampiyonu” olarak “Guinness Rekorlar Kitabı”na girmiş bir kedi. Glenturret Damıtımevi’nde 24 yıl yaşamış olan Towser, yaşamı süresince 28 bin 899 tane fare yakalamış. 1963-1987 yıllarında yaşamış olan kedi günde üç fare öldürüyormuş.