(Tarhan Erdem - Radikal - 15 Eylül 2011)
Dün yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı kuruluş ve örgütlenmesini düzenleyen Kanun Hükmünde Kararname (KHK), şimdiye kadar çıkanların önüne geçti. Anlamı, özü ve biçimi bakımından dikkat çeken bu KHK, birçok değişiklik getiriyor. Bunlardan bir kısmını sıralayacağım:
Teknik ve etiğe uygun KHK
1/ Bu KHK’nın son iki ay yayımlanan 7 KHK’dan yasa hazırlama tekniği ve ahlakı bakımından farkı var. Yasanın amaç ve konusu dışına çıkılmamış, bir bakanlıkla sınırlı kalınmış. Önceki 3797 sayılı Teşkilat Kanunu’nun dağınıklığı bu KHK ile toplanmıştır. Hizmet birimleri azaltılmış, hükümler sadeleştirilmiştir.
Dokunulmaz yasalar
2/ 1961’den beri anayasalarımızda, “Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz” olarak tanımlanan kanunlardan biri de 3.3.1924 tarihli Tevhidi Tedrisat Kanunu’dur (TTK). Milli Eğitim’le ilgili yasalar, ‘devrim kanunları’ arasındaki bu kanunla birlikte, 1973 yılında Naim Talu’nun başbakanlığında çıkarılan ‘Milli Eğitim Temel Kanunu’na (METK) da dokunulmadan çıkarılmıştır. Son çıkan KHK’da da bu anlayışa uyularak TTK ve METK’ya değinilmemiş, ancak onlara karşı sayılacak hükümler konulmuş, eskiler korunmuştur.
Atatürk inkılapları ve milliyetçiliğin çıkarıldığı ‘Amaç’
3/ Çok önemli madde, ‘Amaç’ maddesindedir. Yanda üç kanundaki amaç maddesiyle, son yayımlanan KHK’daki amaç maddelerinin ilk fıkraları bulunmaktadır. Görüldüğü gibi bariz fark, ‘Atatürk inkılaplarına’ ve ‘Türk milliyetçiliğine’ bağlı, ‘Türk milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen’, ‘koruyan’, ‘geliştiren’ ibarelerinin KHK’da bulunmamasıdır.
Bu fıkra ile, bugünkü yönetimin önceki yönetimlerle, devlet ve eğitim anlayışındaki önemli bir farkını ortaya koymaktadır. Bu anlayış, eğitimle ilgili kanun kadar, yeni anayasamız için de çok tartışılacaktır, tartışılmalıdır! Herhalde her parti kadar, özellikle BDP’nin, hemen dün söylemesi gerekenler vardı; belki söylemişlerdir. Ben getirilen bu yeni yaklaşımın yanındayım; yazım hariç, esas olarak görüşün doğruluğuna inanıyorum.
Sözleşmeliye geçiş
4/ KHK’da, bakanlığın üst kademelerindeki yöneticilerin ‘sözleşmeli’ sisteme geçirilmesi kabul edilmektedir. İlke olarak, bunların ve il teşkilatındaki müdürlerin görevleri, dün ‘hiçbir işleme gerek kalmaksızın sona’ ermiştir! Diğer bakanlıklarla ilgili KHK’larda da bulunan hükümlerle, işlerin devamı sağlanmakla birlikte, değişikliklerle anlaşılmaz hale gelen 657 sayılı devlet personel düzeni kanunuyla birlikte düşünüldüğünde, yeni kadro–sözleşme–düzeninin uygulanma zorluğu açıktır.
Sözleşmeli personele ödenecek ücretler, yeni bir ‘personel ödeme kuralı’ getirmektedir.
Yeni personel rejimi üzerinde çalışalım
5/ Söz buraya gelmişken, kamu görevlileri sendikalarıyla ilgili hükümlerin tartışıldığı bu günlerde; hızlı ve ciddi çalışacak dar kadrolu bir ekip kurarak, devlette çalışanların tabi olacakları temel bir kanun tasarısını hazırlamaları yolunun açılmasını önermek istiyorum.
Çünkü her yıl çıkan değişiklikler ve KHK’larla çok karışık, anlaşılmaz ve karmaşık duruma gelmiş devlet personelini yönetmek daha da zorlaşmış, hatta imkânsız hale gelmiştir.
Bugün devlet sistemimizde haksız ücret ödenmesi önlenemez; verimliliğe bağlı ücret adaleti sağlanamaz; bunların sağlanması bir yana, haksız yere yüksek ücret dağıtılması ve partizanlık engellenemez. Son günlerde birçok açıkgözün bakanlık koridorlarında bakanların ve personel müdürlerinin peşinde koştuğunu herhalde tahmin ediyorsunuzdur. Devlet çalışanı bu ilkellikten kurtarılmalıdır.
KHK’larla devlet düzeninin değiştiğinin farkında mısınız? Değilseniz, biraz yakından bakınız.
Değişik metinlerde amaç maddesi
Milli Eğitim Temel Kanunu 1973 ilk metin
(Genel amaçlar: Madde 2- “Türk Milli Eğitimi’nin genel amacı, Türk Milletinin bütün fertlerini;)
1. Atatürk inkılaplarına ve anayasanın başlangıcında ifadesini bulan Türk Milliyetçiliğine bağlı, Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan milli, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek; ...
Milli Eğitim Temel Kanunu 1983 değişikliği
1. Atatürk inkılap ve ilkelerine ve anayasada ifadesini bulan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek; ...
Milli Eğitim Teşkilat Kanunu 3797 sayılı, 1992 tarihli
Madde 2 – Milli Eğitim Bakanlığı’nın görevleri şunlardır:
a) Atatürk inkılap ve ilkelerine ve anayasada ifadesini bulan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, Türk Milletinin milli, ahlaki, manevi, tarihi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren, ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş vatandaş olarak yetiştirmek üzere, bakanlığa bağlı her kademedeki öğretim kurumlarının öğretmen ve öğrencilerine ait bütün eğitim ve öğretim hizmetlerini planlamak, programlamak, yürütmek, takip ve denetim altında bulundurmak; ...
Milli Eğitim Teşkilatı KHK 652 sayılı, Eylül 2011
Madde 2- Millî Eğitim Bakanlığı’nın görevleri şunlardır:
a) Okulöncesi, ilk ve ortaöğretim çağındaki öğrencileri bedenî, zihnî, ahlakî, manevî, sosyal ve kültürel nitelikler yönünden geliştiren ve insan haklarına dayalı toplum yapısının ve küresel düzeyde rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatarak geleceğe hazırlayan eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak, güncellemek; öğretmen ve öğrencilerin eğitim ve öğretim hizmetlerini bu çerçevede yürütmek ve denetlemek...