İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 15 Temmuz darbe girişimi iddianamesinde, tanık polis memurlarından Mustafa Kocaoğlu 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığında 2. Mekanize Piyade Tabur Komutan vekili olan Binbaşı Enver Muratoğlu'nun olay gecesi kendisine "Evet darbeden haberim vardı. Burayı kontrol altına almaya gelmiştik. Ben de cemaattenim" dediğini ifade etti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökhan Yolasığmaz tarafından 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Mahmutbey gişeler ve Ispartakule'de meydana gelen ve 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nda görevli askerlerin iştirak ettikleri olayla ilgili yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan 213 sayfalık iddianamenin detayları belli olmaya başladı.
DHA'nın haberine göre, başsavcıvekili İsmail Uçar tarafından onaylanarak mahkemeye gönderilen iddianamede, 'FETÖ' tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi sırasında Mahmutbey gişeler ve Ispartakule'ye 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığında görev yapan subay, astsubay, uzman çavuş ve erlerin gittiği anlatılarak, içerisinde tank ve zırhlı araçları barındıran 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığının darbe girişimi kapsamında Avrupa yakasında FETÖ Üyelerince en etkin olarak kullanılan birliklerden olduğu kaydedildi.
İddianaemde, suç tarihinde 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığında 2. Mekanize Piyade Tabur Komutan Vekili olan Binbaşı Enver Muratoğlu'nun, 14 Temmuz 2016'da darbe toplantısında aldığı emirler doğrultusunda, 2. Tabur 3. Bölük Komutanı olan şüpheli Üsteğmen Zübeyir Bayır'a ve diğer bölük komutanlarına emniyet takviye ekibi hazırlaması konusunda emir verdiği ve şüpheli tarafından 4 araçlık, ortalama 7 kişiden oluşan 4 ekip hazırlandığı aktarıldı.
Telsiz kodu cirit
Şüpheli Enver Muratoğlu, şüpheli üsteğmenler Zübeyir Bayır ve Gökhan Şahan'a kendisini takip ederek Mahmutbey gişelerine gelmeleri emrini verdiği anlatılan iddianamede, bu kapsamda şüpheli Muratoğlu'nun komutasında bazı şüphelilerin araçlarla 21.30-22.00 sıralarında intikale başladıkları belirtildi.
İddianamede, aynı anda şüpheli Üsteğmen Zübeyir Bayır'ın komutasındaki şüpheli erler ile şüpheli üsteğmen Gökhan Şahan'ın komutasındaki şüpheli Astsubay Mustafa Ozan Keserci, şüpheli Uzman Çavuş Durali Sazlık ve şüpheli erlerin GZPT'lerle (geliştirilmiş zırhlı personel taşıyıcı) harekete geçtikleri ifade edildi.
Şüpheli Serhat Serdar Bank'a Mahmutbey gişelerine gitme emri verildiği, akabinde de Ispartakule-TEM yol ayrımına giderek İstanbul girişine araç geçişine izin vermemesi ve gelen araçları Ispartakule'ye yönlendirmesi talimatının iletildiği anlatılan iddianamede, şüpheli Serhat Serdar Bank intikale başlamadan önce Tugay Harekat Merkezinde bulunan ve darbe girişimine ilişkin faaliyetleri takip eden, hakkında başka bir dosyadan soruşturma yapılan Bayram Bekdemir tarafından aranarak telsiz kodunun "Cirit" olduğunun söylendiği belirtildi.
Darbecilere destek olanlara engel
İddianamede, şüphelilerin intikali sırasında darbe girişimi nedeniyle tüm polis ekiplerinin göreve çağrıldığı belirtilerek, bu kapsamda Mahmutbey gişelerde ve Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Şehit Şakir Koç İstasyon Amirliğinde görevli tanık polis memurlarının emir doğrultusunda Trakya tarafından gelerek darbe girişimine destek olacak birlikleri engellemek amacıyla her iki yöne araç trafiğini kapamak amacı ile tırlar çekilerek tedbir alınmaya başlandığı vurgulandı.
Şüpheli Enver Muratoğlu ve beraberindeki şüphelilerin, İstanbul-Edirne yönünden Mahmutbey gişelerine gelince zırhlı araçlardaki MG-3 ve uçaksavar silahlarının namluları istasyona bakacak şekilde durdukları ve İstanbul istikametine geçişlerin kapalı olduğunu görünce farklı yollar aramaya başladıkları anlatılan iddianamede, "Binbaşı bariyerlerin üzerinden geçeceğini söylemiştir. Bunun üzerine polis memuru tanık Fahri Emek, Binbaşı Muratoğlu'na hitaben 'Bariyerler paletlerini tıkar, yolun ortasında kalır geçemezsin.' demiştir. Şüpheliler de Ispartakule istikametine doğru intikale başlamışlardır. Şüphelilerin intikali akabinde tanık polis memurları sıralı amirlerine askerlerin durumunu aktardıkları, amirlerinin de şüphelilere kesinlikle inanmamalarını, dost kuvvet olmadıklarını bildirmiştir" denildi.
İddianamede, şüpheli Enver Muratoğlu ve beraberindeki şüphelilerin Ispartakule kavşağından dönerek vatandaşları tepkilerine rağmen Mahmutbey gişelere 500-600 metre kalana kadar ilerledikleri, bu noktadan sonra yoğun tepkiler üzerine araçlardan inmek zorunda kaldıkları belirtilerek, şüpbeli Binbaşı Muratoğlu'nun, polis memurlarına trafiği açmaları konusunda emir vermek için yaya olarak gişelere doğru yürümeye başladığı, daha sonra ise vatandaşların ve tanık polis memurlarının nezaretinde gişelere getirildiği kaydedildi.
Tanık polis memurları şüpheli Enver Muratoğlu'na beraberindeki gruptaki subayların aramasını, askerleri teslim olmaya ikna etmesini, kendilerinin şüphelileri mutlaka alacağını, zorluk çıkarmaları halinde kendilerinin de zor kullanacaklarını söyledikleri belirtilen iddianamede, karşılıklı yaşanan diyaloglar şu şekilde yer aldı:
"Bu kararlılık karşısında şüpheli Enver Muratoğlu beraberindeki şüphelileri arayarak teslim olmalarını ve polise direnmemelerini emretmek zorunda kalmıştır. Şüpheli Binbaşı ve beraberindekiler, vatandaşların engellemesi ve polislerin çabası sonucunda teslim olmuştur. Burada şüpheli Binbaşı Enver Muratoğlu, polis memuruna 'Evet doğrudur darbe yapmaya geldik, amacımız bu istasyonu alıp Hadımköy'de kalan birliğin sevkini buradan sağlamak ve Avrupa yakasındaki geçişleri kontrol altına almaktı.' şeklinde bildirimde bulunmuş, bu emri komutanlarından aldığını söylemiş, kendilerini bırakmalarını ve kışlaya dönmelerini istemiştir.
Tanık polis memurlarından Mustafa Kocaoğlu bir ara şüpheli Enver Muratoğlu ile yalnız kaldığında şüphelinin telefonundaki çocuğuna ait fotoğrafı göstererek ailesinin ve çocuklarının kendi yaptığı hata nedeniyle mağdur olacağını söyleyerek, neler olduğunu anlatmasını istemiştir.
Bunun üzerine şüpheli Enver Muratoğlu tanığa 'Evet darbeden haberim vardı. Burayı kontrol altına almaya gelmiştik. Ben de cemaattenim.' şeklinde bir açıklamada bulunmuştur."
"Biz size teslim olmayız"
İddianamede, TEM otoyolu Edirne-İstanbul yönünde Ispartakule kavşağına konuşlanan şüpheli Üsteğmen Gökhan Şahan'ın, kendilerini teslim almaya gelen polis memurlarına "Biz size teslim olmayız." şeklinde karşı çıkarak fiziki olarak direndiği, şüpheli askerlere de asla silahlarını teslim etmemelerini söylediği bilgisi yer aldı.
Şüpheli Serhat Serdar Bank'ın da aynı konumda yolu kapatacak şekilde konuşlandığı belirtilen iddianamede, "Şüpheli erlere 'Artık acımak yok, kimsenin gözünün yaşına bakmayacaksınız, hiçbir yere kaçmayacaksınız, benim emrimden çıkmayacaksınız.' şeklinde emir vermiştir. Şüpheliler, Edirne yönünden gelen sivil araçları Ispartakule çıkışına yönlendirip İstanbul içine girişini yasaklamışlardır. Şüpheli Serhat Serdar Bank, Edirne yönünden gelen araç sürücülerine 'İstanbul'a girişler yasaklandı, can güvenliğiniz için Edirne tarafına gidin.' şeklinde bildirimde bulunmuştur.” ifadesine yer verildi.
"Sizlere sıkarım"
Burada toplanan vatandaşların şüphelilere telefonlarından darbe girişimine ilişkin haberleri göstererek tepki gösterdikleri ve şüphelilerin üzerine yürümeye başladıklarını, bu sırada şüpheli Serhat Serdar Bank'ın, şüpheli erlere, "Siz işinize bakın arkanıza dönmeyin, yoksa sizlere sıkarım." şeklinde bildirimde bulunarak şüpheli erlerin araçlara binmelerini engellediği kaydedildi.
Vatandaşların sayısının artması ve kendilerini çember içine almaları üzerine şüpheli Serhat Serdar Bank'ın piyade tüfeği ile havaya birden çok atış yaptığı belirtilen iddianamede, vatandaşların yoğun mücadelesi sonunda şüpheli Bank'ın şüphelilere araçlara binmelerini emrettiği ve İstanbul yönüne intikal emri verdiği, şüphelilerin bir süre İstanbul yönüne devam ettikten sonra yeniden vatandaşlar tarafından durdurulduğu ve gelen polis ekiplerine teslim oldukları kaydedildi.
İddianamede, darbenin planlayıcıları tarafından İstanbul'a giriş çıkışların kontrol altına alınmasına çok önem verildiği anlatılarak, "Trafiğin kontrol altında tutulması hem şehir içindeki birliklerin hızlı intikali hem de emniyet birimlerinin ve darbe karşıtı grupların kontrol edilmesi ve engellenmesi için kritik önem arz etmektedir. Ayrıca İstanbul dışından gelecek askeri birliklerin hızlı intikali de ancak şehir giriş çıkışlarının kontrolü ile sağlanabilecektir. Bunun bilinci ile boğaz köprüleri gibi aynı amaçla İstanbul'un batı girişi olan Mahmutbey gişeler girişi de işgal edilmek istenilmiştir” denildi.