Prof. Ahmet Çakmak
Geçen akşam telefonda bir arkadaşım “ne yapıyorsun” dedi. Ben de “akşamları tencere tava çalıyoruz işte” diye cevap verdim. Tepkisi şu oldu:
“Bunlar Kemalistlerin eylemleri, sen niye katılıyorsun ki.. Ve aslında bu Kemalistlerle olan farkımızı göstermek için iyi bir fırsat.”
Türkiye radikal solunun bir kısmı halkın teveccühünü kazanmak için öncelikle Kemalist olmadıklarını onlara göstermek gerektiğini epeydir söylüyor. Ben bunun “biz Kemalist değiliz” demekle veya farklı eylem biçimleriyle pek olmayacağını düşünüyorum. Muhafazakâr kesimin bilinen isimlerinden bir tanıdığım bana yıllar önce “bütün mesele yaşam biçimi” demişti. Yaşam biçiminin çok net bir gösterge olduğunu ben de düşünüyorum ve radikal solcular Kemalistler gibi giyiniyor, aynı tarz eğlence yerlerine gidiyor, aynı tarz bir hayat yaşıyor. Halkın baktığı yer de burası. Dolayısıyla kaç takla atarlarsa atsınlar onları kendinden görmeyecek, onlardan görecek.
Neden böyle? Çünkü Türkiye radikal solunun sınıfsal kökenleri ile Kemalistlerin sınıfsal kökenleri genelde aynı: Küçük burjuvazinin batılı yaşam biçimini benimseyen kesimi. Türkiye radikal solunun kadroları baştan beri bu kesimden besleniyor. Türkiye radikal solunun sınıfsal karakteri bu. O yüzden halkın içinde maya tutturamıyor ve onların gözünde Kemalistlerle bir tutuluyor.
Bu yazdıklarımı çok köşeli okumamak gerekiyor. Sözgelimi CHP Ecevitle birlikte 1973 seçimlerinde yüzde 40’a yakın oy aldı. Bunu nasıl yorumlayabiliriz? Yani burada söylemeye çalıştıklarımla tutarlı bir biçimde nasıl yorumlayabiliriz? Buna cevap vermek gerekiyor ama okumakta olduğunuz yazının konusu bu değil.
Gezi Parkı eylemlerine buradaki perspektiften bakınca ne göründüğünü anlamak için bir fotoğrafa dikkatinizi çekmek istiyorum. Bence yılın fotoğrafı olan bu görüntüde elinde BDP bayrağı olan bir genç Türk bayrağı ve Mustafa Kemal posteri taşıyan bir genç kızın elinden tutmuş, birlikte gazdan kaçmaya çalışıyorlar. Hemen yanlarında birisi polislere doğru ülkücülerin işaretini yapıyor. Olayların, küçük burjuvazinin batılı yaşam biçimini benimsemiş kesiminin bu yaşam biçimine yönelik saldırı algılayarak partilerüstü bir hareketi başlattığını en iyi işte bu fotoğraf anlatıyor.
Radikal sol grup ve partilerin de çoğunun bu harekete katıldığını biliyoruz. Oysa onların esas tabanı olan yüz binler Sincan’da ve Kazlıçeşme’de toplanmış başbakana desteklerini sunmaktaydı.