Sözcü yazarı Necati Doğru, Taksim'e yapılacak caminin adının belli olduğunu iddia etti. Doğru, "Reis, inşaatçıyı arkalasın. O da Taksim'e cami yapsın. Caminin adı ne olsun? İsim belli de, aramızda kalsın. 52 İslam ülkesinin cami yapma tarihinde, böylesine 'Allah aldatan' rezillik görülmedi" diye yazdı.
Cami inşaatı için tarihi Maksem'in hemen arkasında yer alan bin 482 metrekarelik boş alanın Talimhane'ye bakan tarafına konteynerler konulmuş ve etrafı tahta plakalarla çevrilmişti.
Necati Doğru'nun "Taksim'e cami" başlığıyla yayımlanan (12 Şubat 2017) yazısı şöyle:
Her şey Allah için, kitap için, peygamber için diye gösterilir. Oysa her şey inşaat içindir. İnşaatçı, bilgisi olan değil, diploması olan da değil, arkası güçlü olandır. Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, belediye başkanı, Emlak Konut GYO Başkanı, parti önde gelenleri onun arkasındaysa işte o inşaatçı olandır.
Gün gelir!
Tulumbada su biter.
Kriz patlar.
Kurlar yükselir.
Sıcak para gelişi durur.
İnşaatçının satışı azalır.
Stokları şişer.
Nakit akışı pörsür.
Dönüşüm tıkanır.
Ne yapmalı, inşaatçıyı rahatlatmalı: Paket üstüne paket açmalı. Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, belediye başkanları, Emlak Konut GYO Başkanı, parti önde gelen kodamanı “ağız ağıza verirler” inşaatçının “suyu biten tulumbasına” devlet damacanasından su aktarmaya başlarlar.
KDV'yi:
Yüzde 18 demiştik.
Yüzde 1'e indirelim.
Damga vergisi:
Binde 9.48 demiştik.
Sıfırlayalım.
Nakit iadesi:
Bir yıl sonra demiştik.
Aylık ödeyelim.
***
Bunlar yetmez.
İnşaatçıya daha verelim. Emlak Konut GYO' ya söyleyelim. 1 Şubat itibarıyla yeni bir kampanya başlatsın.
Yüzde 5 peşinata:
60 ay.
Yüzde 0.45 faize:
120 ay.
Yüzde 0.79 faize:
240 ay taksit verilsin.
Devlet bankaları öncülük etsin, 9 banka bu kampanyaya destek versin. Bu da yetmez: İnşaatçının önü iyice açılsın; her yaptığı inşaatın 1 metrekaresine denk gayrimenkul sertifikası çıkarsın yani inşaatçı aynı zamanda banker de olsun, para toplayabilsin.
Söyleyin Reis'e!
Saray'a muhtarları çağırsın.
Bankalara çatsın.
Konut kredi faizi:
Yüzde 1'in altına insin.
Yabancı gelmiyor, konut almıyor. Yabancıya konut satışı yüzde 23 düştü. Söyleyin Başbakan'a; Bakanları toplantıya çağırsın; inşaatçımızın “kot oyunu yaparak” diktiği “cam kondu” plazalardan en az 1 milyon dolarlık gayrimenkul alan Katarlı, Kuveytli, Suudi Arap, Suriyeli Arap yabancıya “Türk vatandaşlığı” verilsin. Yabancıya konut satışları yeniden canlansın. İnşaatçımız; Çırağan Sarayı'nda kızına 2 gün, 2 gece süren dillere destan düğün yapacak. Damadına 8 milyon dolara yalı alacak. Düğünde geline 25 kilo altın takılacak. Çırağan'daki düğüne çağıramadığı 2 bin kişilik kalbi kırık dostunun gönlünü alabilmek için Bursa Uludağ'da 2 oteli kapatıp “fakir çatlatan” düğünü “BİS yapacak” yani düğünü tekrarlayacak.
İnşaatçıyı hep arkalamalı!
Sürekli şehir rantı yedirmeli.
Yönetmelikleri değiştirmeli, konut yapımında riskli alan sınırını kaldırmalı, apartmanlarda dönüşüme karşı çıkan azınlığın onayını almadan yıkıma geçmeli, bir vatandaş inşaatçıdan bir daire alıp da sonradan vazgeçmişse vatandaşa “cayma para cezası” bindirmeli ki, inşaatçı arkasında Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, Emlak Konut GYO, parti kodamanı olduğunu
hep hissetmeli.
***
Reis, inşaatçıyı arkalasın.
O da Taksim'e cami yapsın.
Caminin adı ne olsun?
İsim belli de...
Aramızda kalsın!
NOT: 52 İslam ülkesinin cami yapma tarihinde, böylesine “Allah aldatan” rezillik görülmedi!