Yıldıray Oğur
(Taraf, 30 Nisan 2012)
Kürt sorunu konusunda en kritik ismi açıklıyorum: Takashi Kadota. Öcalan’ın tüm görüşme notlarının ham halini önce o görüyor, örgüt için bütün kulisler ona gidiyor, Öcalan’ın İmralı’da geçen 10 yılının anlatıldığı kitap bile onun son okumasıyla yayımlanıyor.
Çoktan Takashi Kadota kim diye Google’a girdiğinizin farkındayım.
Ama üzgünüm Zeytinburnu Pilot Deprem Projesi’nde görev yapmış Japon şehir planlamacısı olan Takashi Kadota değil o. Japonya’da akşam yemeklerinde şarkılar söyleyen teenage piyanist şantör de... Toronto’daki TOEFL kursunun reklâmlarında çıkan Japon öğrenci Takashi Kadota ile de Amazon.com’da teknolojik ürünlerle ilgili tanıtım yazıları yazan blogger Takashi ile de ilgisi yok.
Eğer daha sabırlı ve dikkatli bir medyamız olsaydı bir haftadır bu adı biliyor olacaktık. Çünkü Takashi Kadota’nın adı geçen hafta açıklanan, son üç aydır MİT krizi adı altında neden olduğu büyük altüst oluşa rağmen hak ettiği ilgiyi görmeyen Öcalan’ın avukatlarının yargılandığı iddianamede geçiyor:
“Cengiz Kapmaz’ı aradığı 905378969830 numaralı hattın TAKASHI KADOTA adına kayıtlı sahte hat olduğu ve bu hat üzerinden Cengiz KAPMAZ ile X Erkek Şahıs arasında müteaddit defa görüşme yapıldığı ...”
Savcının iddianamesinin başına suçu yazması gereken yere “PKK/KCK terör örgütü üyesi ile yönetici üye konumundaki şüphelilerin eylem ve faaliyetlerinin engellenmesi amacıyla yapılan soruşturma sonunda” diye yazdığı bir iddianame karşımızdaki. Öcalan’ın avukatları arasındaki en kıdemlilerden biri olan İrfan Dündar’ın etkin pişmanlık yasasından faydalanıp neredeyse PKK-devlet görüşmelerinin tüm tarihini anlattığı bir iddianame.
Avukat Dündar’ın sadece şu sözleri bile günlerce konuşulmayı hak ediyor: “2005 yılında Sabri OK cezaevinden çıktıktan sonra Ağrı İli Eleşkirt İlçesi’nde askerlik görevini yapmakta iken ben bir kere ziyaretine gitmiştim, burada yaptığım ziyarette Sabri OK’un yakın arkadaşlarında ve sürekli kendisini ziyaret eden ismini şuan hatırlamadığım bir şahıs bana. Sabri OK’un askerlik görevini yaparken Jandarma istihbaratından Zeki ya da Zekeriye isimli bir binbaşı ile sürekli temas halinde bulunduklarını, fikir alış-verişinde bulunduklarını, Sabri OK’un askerlik yaptığı dönemde iki askerin kendisini koruduğunu bana anlattı.”
Cengiz Kapmaz Öcalan’ın avukatlarının Asrın Hukuk Bürosu’nun basın sözcüsü. Diğer avukatlar gibi tutuklu. Kapmaz’ın adını Öcalan’ın İmralı’da geçen 10 yılının anlatıldığı neredeyse Öcalan’ın resmî İmralı tarihi hükmündeki Öcalan’ın İmralı Günleri kitabından biliyoruz.
İddianamede Kapmaz ile Takashi Kadota sahte adıyla alınmış telefondan görüşen kişi için “X şahıs”ifadesi kullanılmış. Bu iddianamelere aşina olanlar için adın bir nedenle saklandığı anlamına geliyor. Takashi’nin bir kadın mı yoksa bir erkek mi olduğu da belirsiz çünkü bu telefonla bazen bir kadınla bazen de bir erkekle konuşuyor Kapmaz. Hem de çok sık. Peki, neler konuşuyorlar?
Bu yazıyı yazmaya ve başlığı da böyle atmaya neden olacak kadar ilginç şeyler.
Buyurun biraz kulak verelim. Telefon görüşmesi daha KCK soruşturmasının bile başlamadığı 2008 yılına ait. Konu da 2010’da yayımlanan Kapmaz’ın Öcalan’ın İmralı Günleri kitabı.
Cengiz Kapmaz: Alo
X erkek şahıs: Alo merhaba
Cengiz: Buyurun Sayın Avukatım merhaba
X erkek: Nasılsınız iyi misiniz?
Cengiz: Teşekkür ederim sağolun sizi sormalı
X erkek: Ben de iyiyim inceledim son bölümü
Cengiz: He
X erkek: Ondan sonra hızlı bir şekilde okudum zaten bahsettiğin çerçevede yazmışsın yani şey açısından sakınca yoksa zaten kitap, örgütün yazdırdığı kitap hani bizim pek müdahale etme şansımız yok o doğrultuda şey olmasın diye senin konumun zedelenmesin diye zaten baştan da söylediğim gibi bana kalırsa hiç yayınlanmamalı böyle kitap ama sen yazdığın senin konumunu yükselttiği için başkası yazacağına sen yaz dediğimiz noktasından hareketle sen yazdın daha yumuşak yazılmasına sebebiyet verdin iyi oldu son bölümü iyi toparlamışsın ben bu kadar akıcı olacağını beklemiyordum yani bu kadar karmaşa içinde çelişkiyi şey yapmışsın böyle bir yumağa dönüştürmüşsün iyi olmuş
Cengiz: Bi sorun çıkmaz diyorsun
X erkek: Sorun çıkar mı çıkmaz mı onu ben bilemem ama şey açısından
Cengiz: O ... (anlaşılmadı) bölümler var
X erkek: Ne olan bölümler
Cengiz: Boltlu olan bölüm var siyah karakter
X erkek: Evet evet yani genel itibariyle şey hani iki taraftan da bakmaya çalışmışsın dolayısıyla kitabın genel ruhunu yansıtıyor fazlada o sonuç bölümüne müdahale edilemez ama sen göstermelik olarak o benim söylediğim yerlerde şey yaparsan değişiklik yaparsan hani işte yumuşattık işte bizde elimizden geleni yaptık şeyi veririz.
Devam edelim:
X erkek: Sen ne yaptın şimdi ne oldu sonuç nedir sen anlat yani
Cengiz: Tamam gönderiyorum işte
X erkek: Gönder gönder bir an önce kurtul şu işten de
Cengiz: Gönderiyorum artık Bülent şey var ya bu son bölüme ilişkin tashih için 1 milyar gerekecek parayı bulamıyoruz
X erkek: Ne için 1 milyar gerekiyor
Cengiz: Tashih için editörlük için
X erkek: Onu da şey versin artık avukatlar falan versin onların işini yapıyorsun
Cengiz: Ya onlar vermez sen onu arıyorum harıl harıl bakalım kime fatura edecez
X erkek: Yani versin birisi versin Hamit mamit versin ...(anlaşılmadı)
Cengiz: Yok kimsede yok ya sen onları şey yapma
X erkek: Allah Allah yani şimdi bendede yok çünkü zaten kitap şeyin kitabı örgütün kitabı ben mi destek vereyim ona da
X erkek: Peki şeyler bizim avukatlarla falan ne oldu durum uzlaşı oldu mu?
Cengiz: Yok yani cuma günü toplanacaktık cuma günüde gelmediler ...(anlaşılmadı) daha önemli işlerimiz var artık onları bundan sonra şey yapmıyorum
X erkek: Ama şeyi bozma onlarla ilişki bozma yani kaş yapalım derken göz çıkarmayalım biz doğruya daha yakın olmak için
Cengiz: Yok yok ...(anlaşılmadı) dicem
X erkek: Bu işlere girdik yani onlarla ilişkilerini bozma onlarla ilişkin benim için açık söylim ben kendi tarafımdan bakıyorum daha önemli kitap çıkmış çıkmamış o senin açından önemli benim açımdan da neden önemli senin konumunu yükseltecek o yüzden ben.
Cengiz: Yok ben şey demiyorum yani zaten şu ana kadar bekledik nereye kadar beklicez yani.
İddianamede “X şahıs”la daha pek çok benzer telefon görüşmesi var. Öcalan’ın yakın ekibindeki bir isme kariyer planlaması yapan, avukat görüşmeleriyle ilgili bilgi isteyen bir isim Takashi Kadota.
Şöyle diyor savcılar:
“Tespiti yapılan bu ve benzeri konuşmalarda şüpheli Cengiz KAPMAZ’ın, ÖCALAN ile avukatları arasında yapılan görüşmeler sonrası, Asrın Hukuk Bürosu Avukatları (KCK Önderlik Komitesi Yürütme Üyeleri) tarafından hazırlanarak metne çevrilen ve ilk etapta sınırlı sayıda örgüt mensubu tarafından elde edilen “Görüşme Notları”nı, kim olduğu belli olmayan şahıs veya şahıslara e-mail yolu ile gizlice ve sürekli gönderdiği, bu durumdan diğer şüpheli avukatların da haberinin bulunmadığının fark edildiği.”
Kürt sorununu bu her işin içinde olan bu Takashi Kadotalar yüzünden çözülemiyor olabilir mi?