Karar gazetesi yazarı Taha Akyol, "Kuralları sağlam, kurumları güçlü bir hukuk devletinde sınav sorularını çalarak ve siyasi ilişkiler kurarak devlet içinde 'bizimkiler'i böylesine örgütlemek mümkün olmazdı. Kuralların ve kurumların böyle zayıf olursa “bizden”lerin bu iştahı tükenmez!" düşüncesini dile getirdi.
Akyol, "15 Temmuz ise askeri hiyerarşiyi tahrip eden, devletin siyasi, askeri ve idari kurumlarına bomba yağdıran, sivil kitlelere ateş açarak 251 insanımızı şehit eden, 2200 vatandaşımızı yaralayan gözü dönmüş bir cuntanın kanlı darbe teşebbüsüydü. Onun için klasik darbeler zincirinden biri değildir." görüşünü savundu.
Akyol, "Almanya’da, Fransa’da veya Güney Kore’de böyle bir şey düşünülebilir mi? Amerika’da çok tarikat var; hangisi devlet içinde böyle örgütlenebilmiştir? Hem siyasi kültürün demokratikleşmiş olması hem sağlam denetim ve denge mekanizmaları buna imkân vermez. Bizde kurallarının ‘delinebilir’, kurumların ‘ele geçirilebilir’ olması sadece bu tür örgütlenmelerin iştahını arttırmıyor; devlet idaresinde verimsizlik, partizanlık, hatta yolsuzluk gibi eğilimlere de imkân veriyor. Marmara İlahiyat Dekanı Sayın Prof. Ali Köse, TRT’deki 15 Temmuz programında 'Bir FETÖ gitti,. Bin FETÖ geliyor, bunun vebalini kimse üstlenemez' diyordu. Kuralların ve kurumların böyle zayıf olursa 'bizden'lerin bu iştahı tükenmez!" ifadesini kullandı.
Yazının devamı için tıklayın