Karar gazetesi yazarı Taha Akyol, bugünkü yazısında, Türkiye’nin F-35 projesinden çıkarılmasına neden olan Rusya’dan aldığı S-400’lerin Ukrayna savaşında, Türk yapımı Bayraktar TB2’ler karşısında Rus mevzilerini ve Moskova adlı savaş gemisini koruyamadığını yazdı.
Bunun S-400’lerin teknik kapasite zaafını da ortaya çıkardığını yazan Akyol, “Daha önemlisi, Rusya’dan iki adet S-400 savunma sistemi almak, Türkiye’yi bir çıkmaz sokağa sürükledi. Ne kullanabiliyoruz ne de üstüne kilit vurabiliyoruz. Üstelik bu yüzden F-35 projesinden dışlandık… Bu kayıpların bedeli milyarlarca dolar… Hepsi bu değil. Dış politikada 'eksen kayması', diğer bir deyişle yalnızlaşma işte bu S-400’lerle pekişti…” değerlendirmesinde bulundu.
S-400’lerin ne zaman faal hale geleceğinin belli olmadığını ifade eden Akyol, şöyle devam etti:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Şansölye Olaf Scholz’a söylediği şu: 'Rusya’dan aldığımız silahlar noktasında bunun cevabını merak ettiğinizi görüyorum. Şu andaki şartlar içerisinde gelecek ne gösterir onu şu an konuşmak erken olur. Şartlar ne getirir ne götürür bunu görmek lazım.' (14 Mart 2022)
Bu sözler S-400’ler konusunda Türkiye’nin nasıl bir çıkmaza girdiğinin beyanıdır.”
S-400’lerin Türkiye’ye siyasi ve stratejik olarak çok pahalıya mal olduğunu ifade eden Akyol, Ankara’nın bu çok ağır maliyetin daha da ağırlaşmasından endişe ettiği için ‘bakalım’ noktasında tuttuğunu yazdı.
Türkiye’ni F-35’lerden dışlanmış olmasının “akıl almaz bir kayıp” olduğunu ifade eden Akyol, şu değerlendirmede bulundu:
“Burada bilhassa “endüstriyel kayıp” kavramına dikkat çekerim. F-35 projesinde ortaklığımız devam etseydi savunma sanayiinde ileri teknolojilerin ortağı olacaktık. Bu alandaki firmalarımız büyüyecek, istihdam artacak, iyi eğitimli gençlerimiz Türkiye’de hem iş bulacaklar hem bilgi ve becerilerini geliştireceklerdi.
Bayraktar TB2’ler elbette milli bir gururumuzdur. Fakat birkaç çiçekle bahar gelmiyor. “Endüstriyel toplum” bilgi ve uzmanlık odaklıdır. Gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşmak için önümüzde çoook uzun bir yol vardır: İlmi zihniyet, yüksek kalitede üniversite, enstitü, laboratuvar, iyi eğitimli işgücü, kurumlar, kurallar…”
Yazının tamamını okumak için tıklayın