Kültür-Sanat

T24 Kitap Kulübü

31 Ekim 2011 02:00



Yalnızca  beş yıllık bir süre içinde dört öncü nitelikli kitabın yayımlanmasıyla  Slavoj Zizek, yakın tarihin en etkileyici, derin görüşlü ve skandal yaratıcı düşünürlerinden biri olma ününü yakaladı.

Olumsuzla Oyalanma, Zizek’in, “gerçek” felsefenin ayırt edici özelliği olarak nitelendirdiği  radikal olumsuz jest konusundaki en kapsamlı eseri.  Bu kitapta Zizek, çağdaş ideoloji  kritiğine meydan okuyor ve bunu yaparak da toplumsal çatışmanın, özellikle de  milliyetçiliğin ve etnik çatışmaların son zamanlarda patlak vermesinin farklı bir bakışla anlaşılması için yeni yollar ortaya  koyuyor.  Zizek -kışkırtıcı bir tavırla-, milliyetçi ve etnik  düşmanlığı körükleyen  şeyin kendi keyfimizin kolektif düzeyde reddi olduğunu ileri sürüyor.

Zizek, kendi zamanlarının reativist tutumlarını  aşan Plato ve Kant’ın ardından Lacan’ın bu radikal olumsuz jesti  gerçekleştirmiş üçüncü  felsefeci olduğu savını gündeme getiriyor. Zizek, bir  yandan Lacancı analizin Başat Gösteren denen üretilmiş ve yapay karakteri nasıl ortaya koyduğunu gösterirken diğer yandan da  Lacan’ın yaklaşımının evrensellik  kavramını nasıl yeniden canlandırdığını gösteriyor. Kitabın  büyük bölümünde bu  konuyu işleyen Zizek, aynı zamanda da hem Hegel’in felsefesi hakkında en tutarlı açıklamalarını gerçekleştirip hem de cogito kavramının unsurlarını  tek tek ele alıyor.  Bu açılardan derinlemesine incelenmeyi hak eden kitap, okuyucunun  bütün bu çabalarının karşılığını fazlasıyla verecek değerde.


EŞEKARISI - Toplu Öyküler

Yapı Kredi Yayınların’ndan çıkan ilk öykü kitabı Hop Eden Şey’den (1978) İncir Çekirdeği Yanığı’na (2010), bütün öykülerinde kendine özgü biçemiyle en sıradan görünen olayları bile sıra dışı bir bakış açısı ve ustalıklı bir sinematografik anlatımla işleyen Şiir Erkök Yılmaz’ın yayımlanmış bütün öykü kitapları Eşekarısı’nda bir araya geliyor. İroniyi anlatım gücüyle birleştiren, dili şaşırtıcı bir gerçeklik duygusuyla bütünleştiren öyküleriyle Şiir Erkök Yılmaz, sözcüklerden oluşturduğu sinema perdesinde yaşamı, her an, okurla buluşturabilecek bir yalınlık ve gerçekçilik içinde görüntülüyor. 

“...Bay X şu devingen yaşamda bir durağan denge tutturmuş giderken bir gün fena halde göbeklenmiş olduğunu fark eder. Önce aldırmaz. Nasılsa uzun dönemde göbeğin ve diğer örgenlerin toplam getiriden alacakları pay eşitlenecektir. Bir süre bekler ama boşuna... Göbek gitgide semizleşir. Bay X varoluş nedenini pek kestiremediği bu göbeğe bakıp bakıp civciv mi çıkacak kuş mu diye bekler, hiçbir şey çıkmadığını görünce de öleceği duygusuna kapılır. Ölümü, hatta ölümden sonrasını programlamaya karar verir. Önce kendi ölüm duyurusunu kaleme alır, gazeteleri dolaşarak en ucuza basanını bulur. Size ölümüm bildirildiği zaman basarsınız, der. Sonra tabutçuları dolaşır. Ölçülerine göre tabut bulmak zor olmaz ama iş tabut seçmeye gelince... Türlü malzemeden, türlü biçimde tabutlar vardır. Aslında tabut satın almak hiç de rasyonel bir iş değildir Bay X’e göre, nasılsa çürüyüp gidecek bir beden için onca masraf... Ama ölümlülerin bu zevk çeşitliliği karşısında da hayran olmaktan kendini alamaz. Sonunda gözüne cam bir tabut ilişir, üstelik soğuk hava aygıtı da vardır bu tabutun. Yani bunun içinde ceset bozulmadan kalabilecektir. Tabut gereksiz bir nesne olmaktan çıkar o zaman, diye düşünür Bay X. Ama ya elektrik masrafı, soğuk hava aygıtının işlemesi için gelecek kuşaklara yüklenecek onca masraf? Bay X kararını verir: Benim varlığım onlara hep düzeni anımsatacak, rasyonel davranmayı... Ben hep yaşayacağım aralarında bozulmamış kalıbımla. Elektrik masrafına gelince, yaşasaydım daha fazla masrafım olmayacak mıydı, pöh, yaşadığımı varsaysınlar. “

(“Homo Economicus”tan alıntı, Çiçek Yiyen İnek içinde.)

EŞEKARISI - Toplu Öyküler
Yazan: Şiir Erkök Yılmaz
Yapı Kredi Yayınları
501 sayfa, 34 TL


Yalçın Tosun’dan çarpıcı bir ikinci kitap: Peruk Gibi Hüzünlü

Yine Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan ilk öykü kitabı Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler ile adını duyuran Yalçın Tosun, kısa sürede ikinci baskısı yapılan bu kitabıyla 2011 Notre Dame de Sion Edebiyat Ödülü’ne de layık görülmüştü.

Öyküleri, edebiyat yazıları ve röportajları Adam Öykü, Notos, kitap-lık, Roll ve Radikal Kitap dergilerinde yayımlanan Yalçın Tosun’un kitaba adını veren “Peruk Gibi Hüzünlü” adlı şiiri Mabel Matiz tarafından bestelenmiş ve sanatçının aynı adlı albümünde yer almıştı.

Dostluk, arkadaşlık, sevgi, tutku, bağlılık ve keder... Bu duygular arasında mekik dokuyan, gönül kırıklıklarını ustalıklı bir sevecenlikle onarmaya çalışan bir kitap, Peruk Gibi Hüzünlü.

Yalçın Tosun (Ankara, 1977) Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı üniversitede Özel Hukuk Doktorası’nı tamamladı. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışıyor.

Öykü: Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler (YKY 2009), Peruk Gibi Hüzünlü (YKY 2011).

Peruk Gibi Hüzünlü
Yazan: Yalçın Tosun
Yapı Kredi Yayınları
115 sayfa, 8 TL


Cin Pazarı ve Seçme Şiirler

Christina Rossetti’nin başyapıtı Cin Pazarı, yayımlandığı 1862’den bu yana özellikle tutucu çevrelerde bir zamanlar müstehcenlikle bile suçlanmış bir şiir.

Christina Georgina Rosetti (1830 – 94), İngiliz Edebiyatı’nın şaşırtıcı isimlerinden biridir. Özellikle 1960 sonrasında gelişen feminist yaklaşımların ışığında yapılan yeni okumalarla, ünlü ağabeyi Dante Gabriel Rossetti’nin (1828 – 82) önüne geçmiştir.

Başyapıtı olan Cin Pazarı ise yayımlandığı 1862’den bu yana hem çok sevilen hem de karşı çıkılan, özellikle tutucu çevrelerde bir zamanlar müstehcenlikle bile suçlanmış bir şiirdir. Yapı Kredi Yayınları Kazım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizisi’nden çıkan Cin Pazarı ve Seçme Şiirler adlı seçki, Christina Rossetti’nin şiir serüvenini bütün yönleriyle özlü bir biçimde sunuyor.

Cin Pazarı ve Seçme Şiirler
Yazan: Christian Rossetti
Çeviren: Fahri Öz
Yapı Kredi Yayınları
86 sayfa, 10 TL


Red Kit – Apaçi Kanyonu

Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan Vahşi Batı’nın en hızlı kovboyu Red Kit’in maceraları kaldığı yerden devam ediyor. 48.’si yayınlanan Red Kit serisinin bu seferki kitabında, kovboyumuz Apaçi Kanyonu’ndaki huzuru sağlamaya çalışıyor.

Vahşi Batı’nın diğer bölgelerinde Kızılderililerle barış içinde yaşanırken Apaçi Kanyonu’nda huzursuzluk sürmektedir. Olay yeri inceleme ekibi Red Kit ile Düldül, sorunun inatçı bir albayla inatçı bir kabile reisinden kaynaklandığını tespit ederler. Ancak çözüm bulmak hiç de kolay değildir. Savaşa son vererek huzuru sağlamak üzere keskin zekâsıyla silah kullanma becerisini devreye sokan yalnız kovboyu müthiş sürprizler beklemektedir…

Red Kit 48  – Apaçi Kanyonu
Yazan: Goscinny
Çizen: Morris
Çeviren: Eray Canberk
Yapı Kredi Yayınları
48 sayfa, Fiyat:10 TL

Uçmak… Hepimizin düşü değil mi? Gökyüzünde kuşlar kadar özgür, bulutlar kadar hafif, yıldızlar kadar parlak olmak…

Arslan Sayman, Hezarfen’in İzinde… Gökyüzünde kitabında, büyük-küçük hepimizin bu ortak ve belki insanlık kadar eski düşünü, küçük kahramanımız Onat üzerinden anlatıyor. Hezarfen Ahmed Çelebi’ye ve Vecihi Hürkuş’a selam etmeyi de unutmuyor.
Kitaptaki kahramanlar ise Cansu Kaykaç’ın güzel resimleriyle varlık kazanıyor.

Hazerfen’in İzinde… Gökyüzünde / Arslan Sayman
Sayfa: 64 Fiyat: 6 TL
YKY Doğan Kardeş / Çocuk Kitapları (7-9 yaş)  / Resimli Öykü

Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi’nin onuncu ve son cildi tamamen Afrika kıtasına ayrılmıştır. Hac seyahatinden Mısır’a döndüğünde Mısır’ın bütün şehirlerini gezip görmüştür. Nil Nehri’nin Mısır için ifade ettiği önemi gördükten sonra Mısır’ın hayatı ve can damarı olan Nil’in doğduğu yeri merak etmiş ve bu büyük nehri takip ederek ekvatora kadar gitmiştir. Dönüşte Sudan’dan Habeşistan’a, oradan Somali’ye geçmiş, buradan da sahili takip ederek Cibuti üzerinden tekrar Mısır’a gelmiştir. Afrika toplumları ve Mısır ile ilgili çok ilginç ve geniş bilgiler verir.
Bu ciltte gezdiği yerler (ülke olarak) Mısır, Sudan, Habeşistan (Eritre ve Etopya), Somali, Cibuti, Kenya ve Tanzanya’dır.

Evliyâ Çelebi bu seyahat boyunca, dünyanın en eski medeniyet merkezlerinden olan Mısır ve dolayısıyla Afrika’nın o günkü yerleşik yerleriyle ilgili geniş bilgiler vermiş ve dünya devletlerinin kısa bir özetini yapmıştır.

Günümüz Türkçesiyle Evliya Çelebi Seyahatnamesi 10.Kitap / Seyit Ali Kahraman
Mısır - Sudan - Habeşistan - Somali - Cibuti - Kenya - Tanzanya I.Cilt 588 Sayfa
II.Cilt 628 Sayfa
Fiyat: 60 TL
YKY Edebiyat  / Gezi-Anlatı

Nâzım Hikmet ve Vera Tulyakova 1955’te tanışmalarının ardından Ocak 1960’ta birlikte yaşamaya başlarlar. Bu süreç içinde Nâzım Hikmet, Vera Tulyakova’ya seyahat ettiği şehirlerden telgraflar ve posta kartları da gönderir. Vera Tulyakova Hikmet’in arşivinde ilk çalışmaları başlatan, Nâzım Hikmet’in edebî asistanı ve nikâhlarının tanığı Antonina Sverçevskaya’nın (Tosya olarak bilinir) dikkatini çeken ve “Rusça yazım hataları nedeniyle daha da sevimlileştiğini” belirttiği kartpostallar başlarda Ekber Babayev aracılığıyla ya da Vera Tulyakova’nın iş adresine gönderilmiş. Vera Tulyakova, kurşunkalemle bile olsa üzerlerine birşey yazmama dikkatini göstermiş ve tarihleri ayrı bir kağıt parçasında kartpostallara iliştirmiş. Nâzım Hikmet’in kısa ve net tümceler kullandığı görülen kartpostallarda Nâzım Hikmet’in kitaplarına girmemiş bir şiiri de bulunmakta. Prof. Dr. Svetlana Uturgauri’nin desteğiyle yapılan Türkçe çeviride Rusça’daki üslup korunmaya çalışıldı.

Bu Şehir Güzelse Senin Yüzünden / Nâzım Hikmet
Nâzım Hikmet’ten Vera Tulyakova’ya Kartpostallar
Sayfa: 72 Fiyat: 22 TL YKY Özel Dizi


Deli Kadın Hikâyeleri

“Aklın kıyısında gezinen, kadınlıklarını bir lanet gibi sırtlarında taşıyan, hepsi “kaybetmeye” yazgılı, içe işleyen yalnızlıklarıyla kalp burkan hayatlar, varoluş kâbusları… Kalemini zehire,  kana, cinnete, ölüme ve hayata aynı lezzetle batıran Mine Söğüt’ten unutulmayacak yirmi bir delilik hikâyesi…”

Daha önce Yapı Kredi Yayınları’ndan Adalet Cimcoz – Bir Yaşamöyküsü Denemesi, Beş Sevim Apartmanı – Rüya Tabirli Cinperi Yalanları, Kırmızı Zaman, Şahbaz’ın Harikulade Yılı 1979, Madam Arthur Bey ve Hayatındaki Her Şey ve Doğan Kardeş dizisinden Sevgili Doğan Kardeş adlı kitapları yayımlanan Mine Söğüt ilk defa bir öykü kitabıyla karşımızda: Deli Kadın Hikayeleri. Yazarın 21 delilik öyküsünü anlattığı Deli Kadın Hikayeleri’nin kapak resmi ve çizimleri ise yazarın eşi Bahadır Baruter’e ait.

“Hani derler ya insan ölürken hayatı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçermiş, yok çocuğum, yalan. Ben ölüyorum ve hayatım bir film şeridi gibi gözlerimin önünden falan geçmeyecek. Hissediyorum. Ben unutmak istiyorum doktorcuğum. Eskiden olan her şeyi unutmak. İnsan ölürken geçmişi hatırlarsa çok üzülür değil mi? İnsan ölürken kendi kendini niye üzsün ki? Je veux seulement oublier… Ah doktorcuğum o şarkıyı alırken içimden dikkat et çok güzel bir cümle vardır, o düşmesin: Vie qui veut me tuer, beni öldürmek isteyen hayat, c’est magnifique, muhteşemdir. Çocuğum hayat gerçekten muhteşemdir. Şarkılar da muhteşemdir ama hayat onlardan daha muhteşemdir. Hayat bu kadar muhteşem olmasaydı çocuğum, o şarkıları söyleyecek, o şarkıları melodi melodi ezberleyecek şevki nasıl bulabilirdik, değil mi ya!”

Deli Kadın Hikayeleri
Yazan: Mine Söğüt
Yapı Kredi Yayınları
172 sayfa, 19 TL

Romanya edebiyatının en önemli yapıtlarından biri: Kayıp Sabah

Yapı Kredi Yayınları bu kez de savaş sonrası Romanya edebiyatının en önemli yapıtlarından olan ve yaklaşık on dile çevrilen Kayıp Sabah’ı okurlarıyla buluşturuyor.

Gabriela Adameşteanu, Kayıp Sabah’ta Birinci Dünya Savaşı’ndan Çavuşesku Diktatörlüğü’nün son yıllarına kadar Romanya tarihi arka planında üç farklı kuşağın öyküsünü anlatılıyor. Anlatılan tarihsel dönüm noktalarını ve bireysel öyküleri kendi renkli iç dünyasına bağlayan merkezdeki karakter Vica Delca’nın iç monologları, sohbetleri ve anıları üzerinden çizilmeye başlanan Romanya toplumunun panoraması gitgide daha keskin bir siyasi boyut kazanıyor. Roman, yazgılarını 20. yüzyıl Romanya’sının çalkantılı tarihinin biçimlendirdiği kişilerin zaman zaman ironik, zaman zaman dokunaklı anlatımlarıyla sürüyor.

İsmi hiç kuşkusuz Romanya’nın “kayıp sabahı”na da gönderme yapan bu çok katmanlı ve çok sesli romanda, yazarın çok sevdiği Bükreş şehri de neredeyse bir roman kişisi olarak yerini alıyor.

Kayıp Sabah
Yazan: Gabriela Adameşteanu
Yapı Kredi Yayınları
437 sayfa, 25 TL


Tetikçi 3

Zeki ve becerikli kiralık katil Tetikçi’nin üçüncü toplu albümü, Yapı Kredi Yayınları’nın özel tasarımıyla yayımlanıyor.

Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Tetikçi 3; hepsi çizer Jacamon ile yazar Matz tarafından yaratılmış Sıradan Ölümlüler, Olağan Gelişmeler ve Haksız Rekabet adlı 7, 8 ve 9. çizgi romanlardan oluşuyor ve ünlü çizgi katilin önceki albümlerde de dile getirdiği politika, insan, doğru, yanlış, standart, sıra dışılığın yanı sıra sadakate bakış açısını da ele veriyor.

Artık oturmuş bir ilişki yaşayan ve babalık güdüleri giderek belirginleşen genç adamın öncelikli kaygısı ayağını yere sağlam basmak olmaktan çıkmıyor ama yanına yavaş yavaş sevdiklerinin güvenliğini sağlama ihtiyacı da yerleşmeye başlıyor.

Para için cinayet işleyen ve kan, şiddet, ceset hayatının önemli parçaları olan, belki sevimsiz ama sahtekâr ve tutarsız olmayan, doğrularından şaşmayan, farklı bir kişilik olan isimsiz Tetikçi’den hayata ve kendisine dair birkaç “görüş”:

“Demokrasi savunucuları demokrasiyi ancak insanların kendileri gibi düşünenleri seçtiği ve yürüttükleri karışık işleri aksatmadığı sürece sever.”

“Bir çocuk, en ufak bir neden olmaksızın pala darbeleriyle öldürüldüğünde ne hissedilebilir? Sanıyorum hiçbir şey hissedilmez. Yoksa böyle bir şeyi yapmak mümkün olmazdı…”

“Hangisi daha kötü acaba; her gün saçmalıklarla bize palavralar sıkan yapmacık yalakalar mı yoksa resmi olarak denetlenen bir basın mı? Aslında bilgilendirilmediğimiz halde öyle olduğuna inanmak değil midir?”

“Çevremdekilere karşı merhamet eksikliği duyduğum kesin ama insanlara gereksiz şekilde acı da çektirmiyorum. Bunun dışında, sevimliliğe dair ne ararsanız bende bulabilirsiniz!”


TETİKÇİ 3

3 Albüm Birden: Sıradan Ölümler, Olağan Gelişmeler, Haksız Rekabet

Çizimler: Luc Jacamon
Senaryo: Matz
Çeviren: Teyfur Erdoğdu
Yapı Kredi Yayınları
168 sayfa, 27 TL