Gündem

Sur’un muhtarları: Savaşta doğduk, savaşla ölmek istemiyoruz!

"Yasaklar nefret tohumu ekiyor"

31 Ocak 2016 00:20

Diyarbakır'ın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasaklarının devam ettiği mahallelerin muhtarları Ankara'da Barış Bloku'nun düzenlediği panele konuk oldu. “Savaş koşullarında doğduk, savaşla ölmek istemiyoruz” diyen muhtarlar barış için batı illerinin de ses vermesi gerektiğini vurguladı.

Evrensel’in haberine göre Tüm Bel-Sen Genel Merkezi'nde gerçekleşen panele Sur mahallesinden muhtarların yanı sıra CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar ve Gazeteci Kemal Göktaş da konuşmacı olarak yer aldı.

İnsan Hakları Derneği MYK üyesi Hüsnü Öndül'ün moderatörlüğünü yaptığı panelde konuşan muhtarlardan Koçero Topdemir, Sur'da yaşananların başka bir ülkede yaşanıyormuş gibi izlendiğini belirterek, bu durumun ciğerlerini yaktığını dile getirdi. Topdemir, Diyarbakır'a gelen CHP heyetinden kendi gözleri ile gördükleri insanlık dışı olayları TBMM ve  dünya kamuoyuna taşımalarını istedi. Savaşın son bulması için kitle örgütleri ve siyasi partilerin her ilde sokağa çıkmaları gerektiğini vurgulayan Topdemir, Türklerin de yaşananlara sessiz kalmaması gerektiğini ifade etti.

Topdemir, “Biz de boyun eğmiyoruz, direniyoruz, kazanacağız inanıyorum. Bedelleri ödenir, talan olur, yıkım olur. Sonunda başaracağız biliyorum” dedi.

 

“Yasaklar nefret tohumu ekiyor”

 

Sur muhtarlarından Ali Kızgın ise sağlık ocaklarının karakol olarak kullanılmaya başlandığını anlattı. 2 aydır yaklaşık 14 bin öğrencinin okula gidemediğini ifade eden Kızgın, okula gitmemelerine rağmen çocuklara takdir ve teşekkür belgesi verildiğini belirtti.

Yasakların nefret tohumu getirdiğini dile getiren Kızgın, yine de Kürt halkı olarak barış ve kardeşlik istediklerini belirtti.

Sokağa çıkma yasağının getirdiği olumsuzlukların bir gün aşılabileceğini, her şeyin yerine konulabileceğini, bebeklere tekrar mama alınabileceğini, yıkılan evlerin onarılabileceğini ancak çocukların zihinlerinden bu vahşetin silinmesinin zor olduğunu vurgulayan Kızgın, “Bunun hesabını kim verecek?” dedi. Kızgın, insanların yardım için “Allah rızası için bir şey yapın” diyerek el uzattığında ellerine gaz bombası düştüğünü ifade etti.

“Bir ağacımız var. Elimizi uzatabileceğimiz bir dalımız var” diyerek panele katılanlara teşekkür eden Kızgın, bu birlik duygusunu Diyarbakır'ın da hissetmesini istediğini söyledi. “Her şeye rağmen onlar savaş dese de bizleri perişan etmek için çalışsalar da biz umudumuzu kesmeyeceğiz” diyen Kızgın, çözüm için diyalog çağrısı yaptı.

Diğer muhtar Ahmet Şen de, göç edenlerin sayısının 60 bini geçtiğini ifade etti. Şen, Kürt halkının ağzından savaşın çıkmadığını, zindanlara atılmalarına, işkence görmelerine rağmen hep barış dediklerini ve diyeceklerini söyledi. “Gözümü savaşla açtım, savaşla yummak istemiyorum” diyen Şen, batı illerinin artık ses vermesi gerektiğini, ortak bir yol bulunması gerektiğini vurguladı.

Panelin diğer katılımcılarından gazeteci Kemal Göktaş HDP'nin devre dışı bırakıldığını ve sesini çıkaramayacak bir konuma itilmeye çalışıldığını ifade etti. Suruç Katliamı ve Ankara Katliamı'nın HDP'nin seçim çalışmalarının sınırlanmasına neden olduğunu söyleyen Göktaş, “Korku ve terörle oluşan irade, tekrar AKP'yi iktidar yaptı” dedi.

CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan ise, “IŞİD'e yöneltilmesi gereken saldırı, onunla yapılması gereken mücadele birdenbire Kürt hareketinin siyasi liderlerini hedef alan bir harekete doğru dönüştü” dedi.

Açlık grevlerinin, cezaevindeki tutukluların taleplerinin kabul edilmesi için cezaevlerinde son çare olarak başvurdukları bir yöntem olduğunu belirten Sarıhan, HDP'li milletvekillerinin cezaevinde değil Meclis'te olmalarına rağmen yaralılara ambulans gönderilmesi için açlık grevi eylemine başlamak zorunda kaldıklarına dikkat çekti. Hükümetin diyalog yollarını tıkayarak HDP'li vekilleri çaresiz bıraktığını kaydeden Sarıhan, “Silah varsa kan olur. kan akınca birlik bozulur” diyerek silahların susması çağrısı yaptı.

Bütün savaşların elbet sonlanacağını vurgulayan  HDP Mardin Milletvekili Prof. Dr. Mithat Sancar, asıl meselenin barışın en kısa zamanda nasıl geleceği olduğunu belirtti. Sancar, 7 Haziran seçimlerinde halklar arasındaki duvarlara, beyinlere yerleştirilmiş karakollara rağmen Kürt halkının diğer halklarla kitlesel buluşmayı sağladığını ifade etti. 7 Haziran seçimleri için yürütülen seçim kampanyalarının ciddi bir umut taşıdığını, halkların barış içinde güçlü bir hatta ilerlediğini belirten Sancar, egemen blokun bu durumdan rahatsız olarak halkların birlikteliğine karşı harekete geçtiğini vurguladı. Yaşanan katliamlarla korkunun egemen kılınmak istendiğini, halkların birlikte hareket etmesi imkanının az da olsa sarsıldığını ifade eden Sancar, yüzde 10'un üzerinde alınan her oyun yüzde 40 civarı özgül ağırlığa sahip olacağını belirtti.