Kerem Uluç
Suriye'de süren iç savaş çeşitli kritik dönemlerden geçiyor. Ortadoğu'da, özellikle Suriyeli muhaliflere olan sempati artıyor. Özellikle Katar Emirliği ve Mısır'ın sayısız mühimmat ve çeşitli ağır ve hafif silahlar gönderdiği biliniyor. Türkiye'de durmadan akan bu silah trafiğinde yerini alıyor.
New York Times gazetesinde konuya ilişkin çıkan haberde Ortadoğudaki silah trafiği ve bunu sürdüren aktörlerin üstlendikleri görevler açıklandı.
İktidar olduğu kırk yıldan fazla süre boyunca Muammer Kaddafi, Kuzey Afrika’nın silah üreticisi ve dağıtıcısı haline gelmişti. Kaddafi, beğenmediği devletlere karşı savaşan gerilla ve teröristlerin silah kaynağıydı.
Kaddafi'nin silah pazarı, ölümünden sonra bile belki de kendisinin bile tasvip etmeyeceği şekilde devam ettiriliyor.
Kaddafi'yi ölüme sürükleyen insanların birçoğu bugün Suriyeli muhaliflere Kaddafi’nin silahlarını pazarlamakla meşgul. Yapılan bu teslimatlar, isyanın ve savaşın kanlı bir değişim yaşamasında büyük önem taşıyor. Bir diktatörün cephanesini devralan mirasçılar, bu silahları başka bir diktatörle savaşmak için kullanıyor.
Suriyeli muhalifler, Kaddafi'nin milis güçleri, çeşitli ülkelerden analist ve devlet görevlilerinden edinilen bilgiye göre karmaşık bir uluslararası yardımlaşma göze çarpıyor. Mühimmatın ve silahların Libya'dan Suriye'ye transferi için Katar'ın finansal destek sağladığı söyleniyor. Libya'nın eski isyancılarının Suriyeli muhaliflere sempati duydukları ve sözü edilen silahların ve mühimmatın dağıtılmasında büyük rol oynadıkları biliniyor.
Şu anda Uganda elçisi olan, eski Libya isyan ordusu komutanlarından Fawzi Bukatef, Trablusgarp'ta yapılan bir röportajda şöyle konuşuyor: "Libya halkı Suriyelilere yardım etmeye çok hevesli."
Amerika Birleşik Devletleri ve Batı ülkeleri tıbbi mühimmat göndermekle yetinirken, bu gibi gizli transferler kontrol edilemeyen ve izlenemeyen bir silah trafiğine dikkat çekiyor.
Çeşitli ülke sınırlarından geçiş sağlayan bu sistem, Suriye'ye girildikten sonra bozuluyor ve dağılım çok karmaşıklaşıyor. El Kaide ile bağlantılı olduğu düşünülen isyancıların bunları satın aldığı ve muhaliflerin de satmaya meyilli olduğu biliniyor.
Suriye’ye yıllarca silah ve diplomatik destek sağlayan Rusya açısından bu yeni gelişen karaborsa ise acı bir misilleme. Sovyetler Birliği döneminde yıllarca gurur duyarak satılan silahlar, bugün başka bir Rus müttefikini devirmek için isyancılar tarafından kullanılıyor.
Çeşitli aktivist ve isyancıların söylediğine göre; 2011'de Kaddafi'ye karşı ayaklanan grupların ele geçirdikleri silahlar deniz üzerinden ya da Katar Emirliği’nin hava kuvvetleri tarafından Türkiye'deki muhalif istihbarat örgütlerine gönderiliyor. Buradan Suriyeli muhalifler, kurdukları özel timlerine gerekli silahları dağıtıyorlar.
Bir uçuş görevlisi, Katar'dan C-17 kodlu bir kargo uçağının bu yıl Libya'ya üç teslimat yaptığını bildirdi. 15 Ocak ve 1 Şubat’ta Trablusgarp'ın Mitiga havalimanından birer kargo ve 16 Nisan’da da Bingazi’den bir kargonun gönderildiğini bildirdi.
Geçtiğimiz hafta ABD Başkanı Obama'nın yaptığı açıklamalarda, Beşar Esad'ın, sarin gazı kullandığı öne sürülmüş ve ABD'nin artık askerî mühimmat sağlayacağı bildirilmişti. Bunun başlamasıyla ABD çok yakında daha önce bahsi geçen silah trafiğini besleyecek anlamına geliyor.
Suriyeli görevliler yeni bir mühimmat kargosunun ve tank savarların geçtiğimiz cuma günü muhaliflerin eline geçtiğini bildirdi.
Devlet görevlilerinin söylediğine göre; Ana İstihbarat biriminin bu konuda en azından bir yardımcı rol üstleniyor, Libya'dan gelen yardımların devlet tarafından değil, bölgede bulunan silahlı güçlerce dağıtılıyor.
Görevlilerin açıklamaları şöyle; "Silahları topluyorlar, yeteri kadar aldıklarında kalanları gönderiyorlar. Aslında Libya hükümeti bu durumda çok da etkili değil, ama bunun bir önemi yok"
Obama hükümetinde görev almış eski bir görevli, Katar hükümetinin 2011 yılında Libyalı milislerle irtibata geçtiğini belirtti. Birleşmiş Milletler Bilirkişi Paneli’nin yayımladığı bir raporda yapılan bu silah sevkiyatlarıyla Birleşmiş Milletlerle imzaladıkları 1973 Konsül tezkeresini ihlal etmiş bulunuyorlar.
Anlaşılıyor ki, Katar, Libya'daki milis güçlerle etkileşime geçmiştir ve çıkarlarını korumak için Suriye'den fayda sağlamak için onları yönlendiriyorlar. Eski bir devlet görevlisi konuya ilişkin şu açıklamaları yaptı; "O kadar da karışık bir durum değil. Biz bunları izliyoruz. Libyalılarda tonlarca malzeme var.