Dünya
Deutsche Welle

‘Suriye krizi Rusya olmadan çözülemez’

Almanya Başbakanı Angela Merkel G7 zirvesi öncesi Deutsche Welle’nin sorularını yanıtladı. Merkel uluslararası krizlerin çözümünde Rusya’ya ihtiyaç duyulmaya devam ettiğini belirtti.

06 Haziran 2015 15:00


DW: Sayın Başbakan, önümüzdeki günlerde dünyanın gözü Almanya'da olacak, G7 Zirvesi'nden büyük beklentiler var. Gündemde yer alan konulara bakıldığında “dünya 24 saatte kurtarılıyormuş” gibi bir sonuç çıkıyor. Bu zirvede ölçülebilir bir başarı sizce nedir?

Angela Merkel: Benim açımdan ilk planda, 7 devlet ve hükümet başkanının önemli konular üzerine konuşabilmesi geliyor. Yaklaşık bir yıl sonra temel sorunlarda kim nasıl düşünüyor, nerelerde farklılıklar, nerelerde ayrılıklar var, bunları bilebilmek açısından bu görüş alışverişi çok çok önemli. Bununla beraber somut olarak şu söylenebilir: “Gelecekte salgın hastalıklara karşı nasıl yanıt vereceğiz” sorusuna sonuca varıcı yanıtlar verebilmek benim açımdan iyi olur. Hepsinden önemlisi de belki gelecekte daha iyi müdahalelerde bulunmak için yürüyeceğimiz yolu tanımlayabilmek. Ebola patlak verdiğinde uluslararası toplum buna iyi bir tepki geliştiremedi, çok geç kalındı ve yeterince ortak bir yanıt verilemedi ve bunun tekrarlanmaması gerekiyor. Sanıyorum, Afrikalı hükümet başkanlarının varlığı, örneğin Liberya Devlet Başkanı'nın zirvede bulunması sağlık konusunun ne kadar önemli olduğu hususunda vicdanımıza seslenecektir. Diğer konular da rol oynayacak. Mesela antibiyotiklere karşı direnç, hepimizin ulusal düzeyde planlarının olduğu ve Dünya Sağlık Örgütü ile ortak çalıştığımız bir konu. Burada da bazı ilerlemelerin olmasını ümit ediyorum, sorunlar 24 saat içerisinde çözülemeyecek olsa da bunun büyük bir sorun olduğunu düşünüyorum.

Sizce bu G7 grubu, günümüzün gereklerine uygun düşüyor mu? Dünyanın ekonomisi en güçlü devletleri deniyor ancak İtalya, Fransa ve Kanada'ya bakıldığında bu tanım tam olarak uygun değil.

Bunlar aynı değerleri paylaşan demokratik devletler. Ve bunlar aynı zamanda ekonomik açıdan son derece önemli ülkeler. Ama tamamlayıcı olması bakımından G20 formatına da ihtiyacımız var. Orada değişik sosyal düzenlere sahip ülkeler bulunuyor ama sadece orada gerçekten büyük ekonomik güçler toplanmış oluyor. Ama G7'de de serbest, yoğun bir görüş alışverişi yapılabiliyor ve bu grup demokratik siyasi düzene sahip ülkeler tarafından belirleniyor.

Madem uluslararası toplum bu kadar değerli, Rusya'nın buraya katılıp katılmaması üzerine yapılan tüm tartışma da gereksiz olmalı. Ukrayna krizinden bağımsız olarak, Rusya sizce bu değerler topluluğuna ait mi?

G7’de hepimizin üzerinde ortaklaştığı tasarımlara Rusya, son yıllarda yakınlaşma göstermedi. Rusya gruba alınırken daha fazla ortaklık olduğu sanılmıştı. Örneğin savunma çabalarına bakıldığında, Rusya ile NATO arasındaki ortaklığı hatırlarsak, böyle düşünülmüştü. Bununla birlikte Rusya diğer müzakere formatlarında önemli bir partner olmayı sürdürüyor. Ukrayna Krizi’nin çözümünde Normandiya formatına sahibiz, İran nükleer programına ilişkin müzakerelerde ise 5+1 formatına sahibiz; Suriye'deki iç savaşın çözümü konusunda da Rusya dahil edilecek ve Rusya'nın dahil edilmesi de şart, Rusya'ya ihtiyaç duyulacak.

Şunu da hatırlatmak isterim: Suriye'deki kimyasal silahların yok edilmesi Rusya'nın yardımıyla mümkün olabildi. Rusya'nın nerede, nasıl dahil edilmesi gerektiğini de görüşeceğiz.

G7 bir dünya ekonomi zirvesi olarak başladı. Şimdi yine gündemde serbest ticaret, ekonomik büyüme gibi konular var. Özellikle de sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin nasıl olabileceği... Bir yandan da Yunanistan krizi söz konusu. Yunanistan diğer büyük ekonomik sorunları gölgede mi bırakıyor?

Sanmıyorum. Elbette dünyanın ekonomik durumuyla bağlantılı olarak Euro Bölgesi'ndeki durumu da konuşacağız. Ve burada hiç şüphesiz hangi sorunları çözdüğümüz de gündeme gelecek. Biz İrlanda'nın, ki onların da bir kurtarma programı vardı, bugün en büyük ekonomik büyümeye sahip ülke olduğuna, Portekiz ve İspanya'da ekonominin büyüdüğüne işaret edeceğiz. Ve ondan sonra Yunanistan'ı da konuşacağız. Ama bu temel bir konu değil, sadece hangi noktada olduğumuz konusunda bir bilgilendirme yapacağız ve müzakerelerin başarılı bir biçimde sonuçlanması bakımından ümitli olduğumuzu ifade edeceğiz.

Almanya'da en son 8 yıl önce bir G7 zirvesi düzenlenmişti, o zaman G8'di. Arada Euro krizi oldu. O zirve düzenlendiğinde henüz Arap Baharı, Suriye Savaşı, Ukrayna Krizi yaşanmamıştı. Şimdiki zirveye bakıldığında sizin rolünüz, Almanya'nın rolü, bu son derece çarpıcı bir biçimde değişen dünyada nasıl değişti?

Arada büyük bir uluslararası mali ve ekonomik kriz olduğunu ve bunun çok şeyi değiştirdiğini teslim etmek gerek. Dünyanın ekonomik durumu çok çok düşük faizlerin olduğu bir politikayla şekilleniyor. Bu sayede ekonomik büyüme hiç kuşkusuz kısmen canlandırılabiliyor ama bundan nasıl çıkacağımız görevi önümüzde duruyor. Arada çok daha iyi bir banka regülasyonu ve eğer Almanya'nın rolünü soruyorsanız, Heiligendamm'daki zirvede iklim değişikliği gibi, bugün de üzerinde çalıştığımız konular vardı. Hiç kuşkusuz o dönem G8, şimdi G7 zirvesinde ele aldığımız konular arasında belirgin bir süreklilik var. Almanya açısından iklimin korunması her zaman önemli bir konuydu, aralık ayında Paris'te yapılacak konferans açısından da durum böyle ve buna yeni konular eklendi. O zamanlar sağlık konusu bu kadar önemli bir rol oynamamıştı.

Tekrar ev sahibi olabildiğimiz için bundan memnuniyet duyuyorum ama elbette biz de gruba bağlıyız ve herkesin kendine göre ağırlık verdiği konular var.

Röportaj için çok teşekkürler Sayın Başbakan.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle