Süpermarketlerde yapılan raf düzenlemeleri veya çeşitli hileler yoluyla aslında almayı düşünmediğiniz şeyleri dahi satın alarak alışverişimizi tamamlayabiliyoruz.
İşte yesilist.com’dan Beste Bal'ın derlemesiyle nihayetinde gerekli- gereksiz pek çok şeyle eliniz kolunuz dolu, cebiniz boş çıkacağınız bir süpermarket alışverişine karşı önleminizi almanız için 7 öneri:
1) Liste yapın
Süpermarketlerde kendinizi kaybetmenizin en kolay yolu neye ihtiyacınız olduğunu düşünmeden alışverişe başlamanızdır. Unutmayın, karşınızda sizin daha fazla alışveriş yapmanız için teknikler geliştiren bir mekanizma var. Bunların en tehlikelileri ‘ 1 alana 1 bedava’ ya da ‘1 alana 2. Yarı fiyatına’ türevi kampanyalarla uzun vadede – ama ne zaman?! – işinize yarayabileceği hissine kapılacağınız ürünlerdir. Dar koridorların başında veya sonunda sergilenirler. Oysa alışverişe çıkmadan önce yemekleriniz için neye ihtiyacınız olduğuna dair bir liste yapmanız ve bu listeyle alışveriş yapmayı alışkanlık haline getirmeniz hem bütçenizi korumanızı sağlayacak hem de ilginizin dağılmasını engelleyecek.
2) Açken alışveriş yapmayın
Açlığınızın bir yansıması olarak gözünüzü de doyurmak için alışveriş konusunda yine kendinizi kaybedebilirsiniz. Ayrıca süpermarketlerin giriş bölümündeki ‘fırın’ların varlığının tesadüf olduğunu herhalde hiçbirimiz düşünmüyoruzdur. Mis gibi kokularıyla açlık hissimizi tetikleyen bu bölüm sizi süpermarkete ve alışveriş yapmanın dehlizlerine çekecektir. Aç gitmeyin!
3) Birden fazla yerden alışveriş yapın
Elbette tüm gününüzü alışveriş yaparak geçirmeyin, bu öneri genellikle marketlerin ve dükkanların birbirine yakın konumlarda bulunduğu yerler için geçerli. Bunun nasıl bir anlamı var? Şöyle ki ilk bulduğunuz seçenek ne en sağlıklı ne de en ekonomik seçenek olmayabilir. Dolayısıyla sizin için her anlamda iyi olduğuna inandığınız gıdaları veya ürünleri almaya özen gösterin. Örneğin alacağınız ekmeği süpermarketin içindeki stanttan değil de fırından almayı tercih edebilirisiniz. Çok daha ucuz ve taze olacağına eminim. Unutmayın, süpermarketlerde her şey elinizin altında olabilir ama sizin için iyi olan gıda hakikaten orada mı?
4) Mevsiminde beslenin
Bu konuya oldukça önem veriyoruz. Mevsimine göre seçmediğiniz gıdalar hem yetişme koşulları nedeniyle oldukça pahalı oluyor hem de sağlığınız açısından pek de faydalı olduğunu söylemek mümkün değil. Bu konuda yapabileceğiniz en iyi şey yerel üreticilerin tezgahlarından gözünüzü ayırmamanız ve dondurulmuş, adeta cilalanmış gibi parlaklığa sahip mevsimi olmayan gıdalardan uzak durmanız. Mevsimine göre beslenme takvimimize mutlaka göz atın, sağlığınızı da paranızı da muhafaza edin. Sebzelerin mevsimleri için buraya, meyvelerin mevsimleri için buraya tıklayın.
5) İndirimleri takip edin
Süpermarketlerin belirlediği taze gıdaların raf ömrü, o gıdanın esasen besin değerini yitirdiği zamana denk düşmüyor. Yalnızca pazarlama mantığı ile görünümünde bir deformasyon olmaya başlaması süpermarketler için ‘indirim’ gerekçesi. Hatta bu konuda ciddi bir israfın da parçası olduklarının altını çizmek gerek. Bu konuya dikkat çeken Bombalara Karşı Sofralar haftanın bir günü gıda satan küçük esnaftan süpermarkete kadar pek çok yeri dolaşıyor ve ‘atacakları’ gıdaları istiyor, onlarla da harika yemekler yapıyor ücretsiz bir şekilde herkesle paylaşıyorlar. Çünkü gıdanın ömrünü esasen duyularımızla da anlayabileceğimizi biliyorlar: tazeliğini anlamak için dokunun ve koklayın. Bir de kendinize güvenin.
Bir not: süpermarketler ‘raf ömrünü dolduran’ taze gıdalarının attıkları çöpten dahi alınmasına izin vermiyor, kendileri imha ediyorlar. Devasa israf!
6) İşlenmemiş gıda alın
İşlenmiş gıdalar diğer gıdalardan oldukça pahalı. İçeriği çeşitlendikçe hazırlanma sürecinde harcanan emek, içeriğin bir araya gelmesi için sarf edilen enerjinin ve ulaşım masrafının da ürün fiyatına eklendiği bir süreçten bahsediyoruz. Bir de bu ürünlerin dağıtım süreci devreye girince fiyatlar daha da artıyor. Hazırlamak istediğiniz yemeğiniz için kullanacağınız içeriği işlenmemiş halde alıp evinizde pişirmeniz veya çiğ besleniyorsanız o şekilde servis etmeniz hem çok daha sağlıklı hem de çok daha ekonomik.
7) Ambalajsız gıda alın
Ambalajların bir paketleme materyali olarak masrafına ortak olmanın yanında paketin üzerindeki ‘marka’ ismine ödeme yapmak hakikaten içinize siniyor mu?
Süpermarketlerde neredeyse tüm gıdaların – bakliyat da buna dahil – ambalajsız halleri de mevcut, üstelik çok daha uygun bir fiyata! Hem ambalajsız halleri çok daha ekolojik; zaman içerisinde bu tip bir alışverişe alışınca gıdanızı ambalajsız temin etmek için kendi yenilenebilir alternatiflerinizi üretmeye de başlayacağınızı fark edeceksiniz. Hem bütçeniz hem de yeryüzü için harika bir adım atacaksınız.