"Açık söyleyeyim; İktidarın talebi yönünde karar verilirse, bu kesinlikle ‘hukukun bittiği’ noktadır. Neden mi? İddia şu; ‘sahte seçmenler oy kullanmış’. İki aday arasındaki fark 16 bin değil mi? Yani 16 bin sahte seçmen varmış. Peki olabilir mi?
"Bunları seçmen kaydeden kim; İmamoğlu mu? Hayır. YSK ve bağlı Genel Müdürlük. Kimin verileri ile; İçişleri Bakanlığının.
"Muhalefet partilerinin seçimden önce, değişik kentlerde ‘bir eve, arsaya, onlarca sahte seçmen yazılmış’ iddialarını kesin olarak reddeden kim; YSK.
"Hiçbir sahte seçmen, mükerrer seçmen yoktur diyen kim; YSK.
"Pekiyi ‘organize suç çetesi’ bu kurumlara mı sızmış yani? YSK ve İçişleri Bakanlığına mı? Bu nedenle mi iddiaları reddetmişler, ‘kesinlikle en güvenli seçim bizde’ demişler.
"Seçmen listelerinden hatta seçimden günler sonra böyle bir itiraz biçimi var mı? Şimdi tutup, ‘bizi kandırmışlar, sadece İstanbul'da 15 bini aşkın sahte seçmen varmış, görmemişiz’ ya da ‘bilerek görmezden geldik’ diyebilirler mi?
"Siyasetçi olsa diyebilir belki... Örneklerini maalesef çok gördük. Ama bir ‘hakim’... Eşinin, çocuklarının yüzüne bakabilir mi sonra?"
Ne olmuştu?
AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, dün yaptığı açıklamada, "Kalan bütün ilçelere ilişkin yani 38 ilçeye ilişkin oyların tamamı sayılsın diye il seçim kurulu üzerinden YSK’ya müracaat etmiş olacağız" ifadelerini kullanmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bugün İstanbul’dan Moskova’ya hareketi öncesinde açıklamalarda bulundu. Erdoğan, açıklamasında İstanbul'da oyların yeniden sayımına değinerek, "Usulsüzlükler tabi bazı değil, neredeyse bütünü usulsüz. Siyasi parti olarak örgütlü bazı eylemlerin yapıldığını tespit etmiş durumdayız. Şimdi 10 milyonu aşkın seçmenin olduğu İstanbul’da kalkıp da 13-14 bin farkla bir seçimi kazandım havasına kimsenin girmeye de hakkı yoktur" dedi.