Stephen Kinzer
Türkiye’deki iki kurum, dünyada lider bir role talip olan bir ülke için bilhassa zayıf: Eğitim sistemi ve basın. Türkiye’nin, toplumu içindeki bu göze batan zayıflıklara eğilmeden gerçek anlamda aydın bir nüfusa sahip olması mümkün değil.
Türk basını, normal bir demokrasi ortamında faaliyet gösteren bir basın gibi işlev görmüyor. Büyük gazeteler, endüstriyel holdinglerin kolları. Gazete sayfalarını, hangi haberlere yer verecekleri ve bu haberleri nasıl sunacaklarına dair seçimleri de dâhil olmak üzere, ticari çıkarlarını desteklemek için kullanıyorlar.
Gazeteler ancak tabulara maruz kalmadıkları sürece özgürce faaliyet gösterebilir. Tartışılamayacak kadar hassas kabul edilen ya da ancak belirli bir şekilde sunulması gereken konulara dair bir liste söz konusu olamaz. Erdoğan iktidarından önceki dönemde Kürtler ve Ermenilerle ilgili konularda dürüstçe yazılar yazmaya yönelik güçlü tabular vardı. Şimdiyse bu tabular zayıfladı ki bu harika. Fakat, ne yazık ki, yeni tabular ortaya çıktı. Bu yeni tabulara kafa tutan gazeteciler bedel ödemek zorunda kalıyor, aynen Türkiye’nin en iyi düşünürlerinden ve yazarlarından biri olan Hasan Cemal’in kısa süre önce başına geldiği gibi.
Türk gazeteciler, endişe iklimi içinde çalışıyorlar. Telefonlarının dinleniyor olabileceğinden şüphe ediyorlar. Suça veya devleti hedef alan faaliyetlere karışmış birileriyle röportaj yapmaları hâlinde kendilerinin de itham edileceğinden korkuyorlar. Özgür bir basın, bu tür koşullar altında sağlıklı şekilde çalışamaz.
Gazeteler, dünyanın her yerinde iktidardan etkilenir. Türkiye gibi pek çok ülkede bu iktidar hem politik, hem de ekonomik niteliktedir. Bu durum Amerika Birleşik Devletleri’nde de pek farklı değil. Sürekli olarak, yayın yönetmenlerinin hoşuna gitmeyecek yazılar yazan bir New York Times yazarının da başı derde girecektir. Kendi gazetesinde fikrine ters düşen, ya da daha kötüsü, kendisine para kaybettirecek şeyler okumaktan hoşlanacak bir gazete sahibi ender bulunur.
Demokratik bir ülkede medyanın görevlerinden biri eleştirmek olmalıdır. Gazeteciler, iktidar karşısında doğruyu söylemek gibi hayatî bir role sahiptir. Gazeteciler, sesi duyulmayanların sesidir. Türkiye, ancak böyle etkin bir gazeteciliğe bünyesinde yer açmayı öğrenebilirse, potansiyelini tümüyle ortaya koyabilir
(Çeviri: İnci Katırcı)
Stephen Kinzer kimdir?
Amerikalı gazeteci Stephen Kinzer, New York Times gazetesi için yaklaşık 20 sene boyunca beş kıtaya yayılmış 50'den fazla ülkeden habercilik yapan kıdemli bir muhabir.
Washington Post'un "popüler dış ilişkileri en iyi aktaranlar arasında" saydığı Kinzer, 1980'lerde Orta Amerika'daki devrim ve sosyal ayaklanmaları yakından takip etti. 1990'ların ilk yarısında gazetenin Berlin bürosu şefliğine terfi eden Kinzer, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra eski Yugoslavya'daki savaşlar da dâhil olmak üzere Doğu ve Merkez Avrupa'nın dönüşümünü gözlemledi, yazdı.
Stephen Kinzer, 1996 ile 2000 yılları arasında New York Times'ın ilk İstanbul bürosunu kurdu ve yöneticiliğini üstlendi. Siyasetin yanı sıra Türkiye'nin çeşitli kültürel özelliklerine dair geçtiği renkli yazılarıyla da bilinen Kinzer, Açık Radyo'da da iki sene boyunca "Blues Baba" isimli bir program yaptı.
Dünyadaki gelişmeleri aktarırken kurşunlanmaktan polis tarafından dövülmeye, bombardıman altında kalmaktan gözaltına alınmaya kadar pekçok hadise geçiren Kinzer, "Bitter Fruit: The Untold Story of the American Coup in Guatemala", "Blood of Brothers: Life and War in Nicaragua", "Crescent and Star: Turkey Between Two Worlds", "A Thousand Hills: Rwanda's Rebirth and the Man Who Dreamed It", "Reset: Iran, Turkey, and America’s Future", "Overthrow: America's Century of Regime Change from Hawaii to Iraq", "All the Shah's Men: An American Coup and the Roots of Middle East Terror" adlı yedi kitap kaleme aldı.
Kinzer'in dört kitabı İletişim Yayınevi'nden "Hilal ve Yıldız", "Darbe", "Şah'ın Bütün Adamları", "Ezber Bozmak" adlarıyla yayımlandı.
Boston Üniversitesi'nde gazetecilik ve uluslararası ilişkiler dersleri veren Kinzer, New York Review of Books, The Daily Beast için yazdığı makalelerin yanı sıra İngiltere'nin en saygın gazetelerinden Guardian'daki köşesinde dünyadaki gelişmeleri yazmaya devam ediyor.
T24’ün notu: Stephen Kinzer bu makaleyi T24 editörü Hazal Özvarış’ın söyleşi talebi ile kendisine gönderdiği sorular üzerine T24’te yayımlanmak üzere kaleme aldı.