Star yazarı Ahmet Kekeç, kendisine yönelik olarak "Takıntı haline getirdiği 'küfür” iddiasına dayanak gösterdiği sözler Üstad Bediüzzaman’a ait: 'Her bir sersemin safsatasına, her divanenin hezeyanına kulak verilmez. Her üren kelbin ağzına taş atacak olsan dünyada taş kalmaz'. Bu sözlerin neresi 'küfür'. kkç eğer öyle görüyorsa üstada da mı 'küfürbaz' demiş oluyor?" diyen Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz'e tepki gösterdi. "Bediüzzaman’ın arkasına gizlenme Kâzım" diyen Kekeç, "Ben kendisine 'kzm' diye bir hitapta bulunduğumu hatırlamıyorum. Burada 'espri' vehmettiyse, yazık. Değilse, 'terbiyesizlik' ve 'nezaketsizlik' ruhuna işlemiş demektir ki, Bediüzzaman’ın bu gibi durumlar için de mutlaka bir sözü vardır" diye yazdı.
Ahmet Kekeç, polemiği başlatan yazısında Kâzım Güleçyüz'le ilgili olarak "Biz bu Kâzım’ı, 17/25 Aralık sürecinde yazdığı heyheyli ve celadetli yazılardan hatırlıyoruz... 'Ateş parçası'ydı... Hükümete ve Erdoğan’a demediğini bırakmıyordu" diyerek tepki göstermiş, Rus Büyükelçi Andrey Karlov'u öldüren polis Mevlüt Mert Altıntaş'la ilgili yazısında, katil hakkındaki 'FETÖ' iddialarına değinmemekle eleştirmişti.
Ahmet Kekeç'in "Bediüzzaman’ın arkasına gizlenme Kâzım!" başlığıyla yayımlanan (29 Aralık 2016) yazısı şöyle:
Kazım Güleçyüzdenilen terbiyesiz adam küfürlerine devam ediyor.
Efendim “köpek” ve “it gibi ürüyor” sözleri küfür değilmiş...
Utanmadan bunları yazıyor. “Bunun neresinde küfür var?” diye soruyor.
Bu sözleri Bediüzzaman’dan almış...
Bu durumda Bediüzzaman da mı “küfürbaz” oluyormuş!
Görüyorsunuz değil mi?
Küfürbazlığı kurnazlıkla taçlandıran Kâzım’ın, küfürlerine utanmadan Bediüzzaman’ı nasıl alet ettiğini ve yine utanmadan üstad bellediği zata nasıl bühtanda bulunduğunu görüyorsunuz...
Hâkim karşısında da bu savunmayı mı yapacaksın Kazım? “Ben söylemedim, Bediüzzaman söyledi” mi diyeceksin? Bu şekilde mi sıyıracaksın Fetullah yancılığından?
Efendim, “adının dahi geçmediği iki satırlık tweetlere köşeler dolusu cevap yetiştirme hünerini sergileyen bu şahıs...”
Kâzım laf kalabalığına getirerek sıyırmaya çalışıyor ama kendisi de çok iyi biliyor ki, “Savanora üzerinden Saray’ı savunanlar...” diye tahfifle karşıladığı kişi bu satırların yazarıdır.
Başka kim Savanora örneğini vermiş?
Kâzım açıklasa da öğrensek.
Kaldı ki, “müfteri” kılığında yaptığı çarpıtmayı yüzüne vurmak için ille de ismimi anması mı gerekiyordu?
Bu arada lütfediyor, son küfürnamesinde ismimi anma nezaketi gösteriyor: “kkç...”
Ben kendisine “kzm” diye bir hitapta bulunduğumu hatırlamıyorum.
Burada “espri” vehmettiyse, yazık!
Değilse, “terbiyesizlik” ve “nezaketsizlik” ruhuna işlemiş demektir ki, Bediüzzaman’ın bu gibi durumlar için de mutlaka bir sözü vardır.
Bu son yazısıymış... “Bu sevimsiz konuya tekrar dönmemek dileğiyle nokta” diyor.
Ben henüz nokta koymadım:
Soruyorum:
Niçin Fetullah yancılığı yapıyorsunuz? Cürümleri ortaya çıktığı halde (en son “darbe”ye kalkışıp 248 insanımızı katlettiler) niçin FETÖ’ye toz kondurmamaya devam ediyorsunuz?
Dahası, niçin “FETÖ kumpası”nın kurbanı olduğu ortaya çıkmış arkadaşlarınıza (Mustafa Kaplan ve Bünyamin Ateş’e) sahip çıkmadınız? Niçin hâlâ bu konuda tek laf etmiyorsunuz?
HAMİŞ
Bir çift söz de, Doğan Akın’ın T24 sitesi için sarf etmezsem etimde şirpençe çıkar.
Kâzım’ın hakkımdaki küfürlerini “iştahla” tefrika eden ve bir tür “kamu hizmeti” gören bu site, benim Kâzım’a verdiğim cevapları okurlarından gizlemeyi tercih ediyor.
Ben de bu genişliğin nedenini merak ediyorum işte. Artık Kâzım’ın küfürleriyle mi tatmin oluyorlar?
Star yazarıyla Yeni Asya arasında 'FETÖ' kavgası: Sana ne içiriyorlar, ahmak, utanmaz!..
Yeni Asya'dan Star yazarına: Müslüman yalan söyler mi Sayın Kekeç?
Star yazarından Yeni Asya'ya: Geçmişinizden bana ne, Müslüman'a küfretmek yakışıyor mu?