Medya

Star yazarından Erdoğan'a: Aydın Doğan ve Ertuğrul Özkök de sizinle birlikte yürür

"'Eğitimde bir lidere ihtiyaç var ve neden Tayyip Bey olmasın?' diye düşündüm"

23 Haziran 2016 15:19

Star yazarı Ahmet Taşgetiren, önceki yazısında kullandığı “Ak Parti'nin 14 yılının en zayıf karnesi eğitim alanındadır” ifadesiyle ilgili olarak, "Sayın Cumhurbaşkanım, 'Eğitimde bir lider'e ihtiyaç var ve siz orada konuşurken 'Neden Tayyip bey bu liderlik kapasitesini eğitim alanında devreye sokmasın' diye düşündüm" dedi. "Bakın bu işte statü, siyasi görüş farklılığı vs. üzerinde durmadan sizinle birlikte yürüyeceklerini düşündüğüm bazı isimler sayacağım" diyen Taşgetiren, o isimleri Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Aziz Sancar, İbrahim Betil, Ali Nesin, Taha Akyol, Ertuğrul Özkök, Ömer Dinçer, TÜSİAD, MÜSİAD, Güler Sabancı, Avni Çelik, Mustafa Ruhi Şirin, Aydın Doğan, Ethem Sancak, Ahmet Albayrak olarak sıraladı.

Ahmet Taşgetiren'in "Sayın cumhurbaşkanına" başlığıyla yayımlanan (23 Haziran 2016) yazısı şöyle: 

Sayın Cumhurbaşkanım,

Önceki akşam Beştepe'deki iftar ev sahipliğiniz, masanızda yer verdiğiniz ve hala “Abi - kardeş” yakınlığını lütfettiğiniz için teşekkür ederim.

Bugün size “yürekten” gelen duygularımla ulaşmak istiyorum. Masada yanı başımda taa üniversite yollarında başörtüsü mücadelelerinden tanıdığım Konya'dan Meclis'e gelen Leyla Şahin Usta hanımefendi vardı. Onunla da dertleştik, gece boyu düşündüm ve zatıalinize yazmaya karar verdim.

Sayın Cumhurbaşkanım, “Eğitimde bir lider”e ihtiyaç var ve siz orada konuşurken “Neden Tayyip bey bu liderlik kapasitesini eğitim alanında devreye sokmasın” diye düşündüm.

Eğitim konusu, bunu her ortamda ifade ediyorum ve bugüne kadar eğitim camiası dahil, Ak Parti'nin en uç bağlılarından, Meclis kadrolarına kadar hiç kimsenin reddetmediği “Ak Parti'nin 14 yılının en zayıf karnesi eğitim alanındadır” dediğim bir konudur. Eğitim konusu benim “Türkiye'nin geleceğini inşa” diye vasıflandırdığım bir konudur. Eğitim konusu ilköğretim çağından üniversite ortamlarına kadar gençlerle buluşmaya çağrıldığım her ortama heyecanla koşmaya gayret ettiğim bir konudur.

Biliyorum ki, gördüm ki, 14 yıl içinde gençlere liderlik yapılamadı. Tüm kademelerdeki öğrencilere, öğretmenlere, akademisyenlere, siyasi aidiyetlerinden bağımsız olarak sırf çocukları üzerinden ilişkilerle velilere liderlik yapılamadı ve bu yüzden de eğitim alanında oluşması gereken heyecan oluşamadı. 6 bakan değişti, bu, sadece bir liderlik arayışını ifade etmek bakımından anlam taşıyor.

Bir işe kendinizi koyduğunuzda oraya bütün varlığınızla girdiğinizi biliyorum. “Bedenimi koydum” diyorsunuz.

“Yürekten”seslenmekteki gayem, bu eğitim alanına liderliğinizi taşımanızdır.

Bu bir “siyasi” liderlik değildir. “İnsani” liderlik”tir. Türkiye'nin geleceğini inşaya, onunla birlikte insanlık alemine artı değer sunmaya soyunmaktır. Türkiye'nin genç ve bu nitelikte dünyada eşi az bulunur insan sermayesini “potansiyel” boyuttan “kinetik - fonksiyonel”boyuta taşıma iradesini ifade etmektedir.

“Siyasi değil insani” diye not düşmemin gerekçesi, bugüne kadar - bundan sonra, hangi siyasi eğilimde olursa olsun, ülkemizdeki tüm gençlik potansiyelini görme, önemseme, onlara değer verme, ülkenin geleceğini inşada onların her birinin özgül ağırlığının taşıdığı anlama candan sahiplenmenin hayati önemiyle ilgilidir.

Sayın Cumhurbaşkanım,

İmam Hatipler konusunda bir liderlik yaptınız. Türkiye'nin 28 Şubat'lı yıllarında soğuk esen iklimi dönüştürdünüz. O alanda kalbi heyecanlar duyduğunuzu biliyorum. Ama İmam Hatip alanı bile, bugün, farklı bir liderlikle eğitimin içinin sağlıklı dolması problemiyle karşı karşıyadır.

Ama ben zatıalinizin liderliğinin, ilk öğretimden akademik dünyaya kadar çok daha geniş alanı, on milyonlarla ifade edelin tüm gençliğin eğitim davasını kapsaması gerektiğini düşünüyorum.

“Cumhur”başkanlığınızın tam da burada gerçek hüviyetini bulacağı kanaatindeyim. Bugün anne-baba olup da çocuklarının geleceğine emek veren bir devlet büyüğünü selamlamayacak insan yoktur. Bana göre gönüllerine ulaşacak, gözlerinin içine bakabilen bir liderlikle karşı karşıya geldiklerinde gençlerin de heyecanlanmaması mümkün değildir.

Şu “Akil insan” porjesi çok güzel projeydi Sayın Cumhurbaşkanım. O kadroların oluşturduğu sıcak iklim, milli bir meselenin halka taşınmasında çok hayati rol oynadı. Bir tür “Yumuşak güç” uygulamasıydı o. Ülkenin doğusuna – batısına birlikte söz söylemenin çok zorlaştığı bir zamanda, evet, doğuya-batıya söz söylendi ve toplumsal karşılık oluşturdu. O dönemde zatıalinizin bu işteki kapsayıcı liderliğinize tanık olanlardanım.

Bugün de eğitim için böyle bir yapı oluşturulabilir diye düşünüyorum.

İsterseniz pedagoglarla, psikologlarla, sosyologlarla bir toplantı yapın. Akademik dünya ile konuşun. Medyadaki kanaat önderleriyle istişare edin. Ülkenin doğusundan – batısından velilerle görüşün. “Ne yapabiliriz?” diye sorun. Eminim liderliğiniz, böyle bir toplantı için yapacağınız ilk çağrıda toplum nezdinde heyecan üretecektir.

Bakın bu işte statü, siyasi görüş farklılığı vs. üzerinde durmadan sizinle birlikte yürüyeceklerini düşündüğüm bazı isimler sayacağım: Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Aziz Sancar, İbrahim Betil, Ali Nesin, Taha Akyol, Ertuğrul Özkök, Ömer Dinçer, TÜSİAD, MÜSİAD... Güler Sabancı, Avni Çelik... Mustafa Ruhi Şirin... Aydın Doğan, Ethem Sancak, Ahmet Albayrak...

Şu saydığım isimlerin içine kendini yazdırmak isteyen (belki de size siyaseten muhalif) daha pek çok isim olduğuna da adım gibi eminim. 

Şaşırmamışsınızdır umarım. Ben böyle bir yürüyüşte, yelpazenin en uçlarından insanlarla birlikte olunabileceğine inanıyorum. Bendeniz de bu işte varım.

Türkiye'ye çocuklarımızın özgül ağırlığını yükselterek yeni bir gelecek inşa edebilirsek bu aynı zamanda küresel boyutta bir Türkiye misyonunun inşası demektir.

Gün bugün Sayın Cumhurbaşkanım. Selam ve dua ile...