Gündem

Star yazarı: Vicdanım diyor ki, terörist öldü gitti, ailesinden ne istiyorsunuz?

"Soru şu; teröristin ailesi de terör saldırısından sorumlu mudur?"

26 Kasım 2017 13:26

Star yazarı Ersoy Dede, "İstanbul Emniyeti'ne 2 yıl önce düzenlediği saldırı sırasında ölen terörist Elif Sultan Kalsen’in ailesine açılan 16 bin 875 TL’lik tazminat davası reddedildi" diye yazdı. Dede, "Vicdanım diyor ki, terörist öldü gitti. Ailesinden ne istiyorsunuz?" dedi.

Dede'nin "Teröristin ailesi de suçlu mudur?" başlığıyla (26 Kasım 2017) yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:

İstanbul Emniyeti'ne 2 yıl önce düzenlediği saldırı sırasında ölen terörist Elif Sultan Kalsen’in ailesine açılan 16 bin 875 TL’lik tazminat davası reddedildi.. Önce davanın geçmişini, bir hatırlayalım.. Elif Sultan Kalsen, 1 Nisan 2015’te, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne saldırı düzenlemişti. Saldırıda kafasından yaralanan polis memurumuza yaralanma derecesine göre 16 bin 875 lira tazminat ödendi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, bu paranın terörist Kalsen’in ailesinden alınması için dava açtı. Para, teröristin yasal mirasçılarından tahsil edilecekti.. İşte bu dava reddedildi.. Çünkü aile, mirası reddetti. Soru şu; teröristin ailesi de terör saldırısından sorumlu mudur?.. Terörist kadar suçlu mudur yani?.. Dün bu haber üzerine bu soruyu Didem Dede sordu bana.. ‘Suçun şahsiliği diye bir şey yok mudur?’ dedi.. Teröristin işlediği suçtan ailesini mi suçlayacağız?.. Peki ama neyle suçlayacağız?Çocuk büyürken sahip çıkmamakla mı?.. Çocuklarını DHKP-C’ye kaptıran ailelerin Çağlayan adliyesi önündeki feryadına tanıklık ettim.. Çocukları PKK tarafından dağa kaçırılan kadınların Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önündeki eylemine de tanıklık ettim.. Vicdanım diyor ki, terörist öldü gitti.. Ailesinden ne istiyorsunuz?..

Rasim Ozan’a tepkiniz yetmedi mi?

Rasim Ozan Kütahyalı’nın, ırkçı ve seksist sözlerine galiba tepki göstermeyen kalmadı..İnsanlar yıllardır kime öfke duyuyorlarsa acısını Rasim Ozan’dan çıkardılar.. Tam bir “Mazlum’u getirin bana..” durumu anlayacağınız.. Rasim Ozan da, başına gelecekleri bildiği için hiç ses çıkarmadı o skandalın patlak verdiği ilk günlerde.. Evvela kuvvetli bir özür diledi.. Ardından benim çok çok iyi bildiğim Bosna tutkusundan ve Aliya İzzetbegoviç hayranlığından bahsetti.. Bir süre daha sustu.. Sonra çıktı ve dedi ki, ‘Ne deseniz hakınız.. Ve fakat ben bu memleket için kavgaya devam edeceğim..’ Ne yapsaydı daha?.. Assın mı kendini Taksim meydanında?.. Arkadaş, öyle bir linç havası esti ki ortalıkta, medyadaki en yakın dostları bile bir cümle destek twit’i atamadılar.. Çünkü resmen, kontrolsüzce etrafa saldıran ve ‘sen bizim Boşnak kardeşlerimize nasıl öyle söylersin’ diyen bir heterojen grup peyda oldu bir anda.. Ancak dedim ya gerçekten sözün özüyle derdi olanların sayısı o kadar az ki.. Misal Saffet Sancaklı.. Ya da Hidayet Türkoğlu.. Bu gibi isimlerin verdiği tepkilerin gerçekliği tartışılmaz.. Ama o skandal sözü eleştirmek için yıllarca içinde biriktirdiği kini kusan bir kesim gördük bu süreçte. Fırsat bu fırsat deyip saydırıyorlar.. Bu doğru değil.. Rasim Ozan bir hata yaptı. Hatasını yaptığı yer olan en sevdiği mecrayı, futbol yorumculuğunu kaybetti.. Başka ne yapması lazım bu öfkenin dinmesi için, bilemiyorum…