Ankara'da 97 kişinin hayatını kaybettiği saldırının İngiliz Financial Times tarafından üstlenildiğini öne süren Star yazarı Yakup Köse, “PKK üzerinden yapılan saldırılarla ve en son Ankara’da patlattığımız bombalarla Türkiye’yi istikrarsız, yönetilemez bir ülke hâline getirdik. NATO’nun önemli müttefikini bu şekilde bırakamayız, NATO müdahale etsin" mesajı verildiğini iddia etti.
Köse, yazısında “Bizim' dediğimiz medyada Fethullahçı Terör Örgütü ile mücadele edilirken Ergenekoncular pür-i pak gösterildi. Çıkan haberleri okuyunca insan 'Şu tonton amcalara çok büyük zulümler yapılmış' demekten kendini alamıyordu. Yahu, o “tonton amcalar” darbe yapmayı planlıyorlardı" ifadelerine yer verdi.
Yakup Köse, yazısını "Ve bu 'tonton amcalar'ın çok derin bağlantıları, yetiştirip sokağa saldıkları elemanları hâlâ deşifre edilmedi. İstihbaratta niye zafiyet var, saldırılar niye önlenemiyor diye düşünürken bunları da gözardı etmeyin. 'Tonton amcalar' da şartların olgunlaşmasını bekliyor olmasınlar!.." sözleriyle bitirdi.
Yakup Köse'nin Star gazetesinin bugünkü (13 Ekim 2015) nüshasında yayımlanan yazısı şöyle:
Ankara’da 100 kişinin ölümüne sebep olan patlamayı bu kadar da açıktan üstleneceklerini düşünmemiştim. Satır aralarından, mesajı alması gerekenlerin anlayacakları şekilde mesajı verirler diye düşünüyordum ama bu sefer kör göze parmağa denilecek şekilde “Patlamayı biz yaptık” dediler. Üstlenme İngiliz Financial Times Gazetesi üzerinden yapıldı. Türkçeye çevirme görevi de BBC’ye verilirken, yayma görevini de Batıcı medya yüklenmiş.
Haber-yorum şeklindeki üstlenme bildirisinde şunlar yazıyor: “Ankara’daki saldırının yarattığı öfke, ülkedeki bölünmeleri derinleştirebilir. Ekonomik ve siyasi istikrarsızlıkla boğuşan ülkede saldırının sonuçlarını kontrol etmek güç olacaktır. Saldırının amacı kaos yaymak idiyse, bunu başarmış gibi görünüyor. Kürtlerle ateşkes başarısızlığa uğradı ve iç savaş söylentileri artık kulağa erken gelmiyor. Türkiye yönetilemez bir ülkeye dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya. Suriye’de saldırı düzenleyen Rus uçakları Türkiye’nin hava sahasına girdi. IŞİD sınırında. Kürtlerle savaş yeniden alevlendi. Ekonomisi zayıflıyor. Tüm bunlara ek olarak erken seçimde seçmen kararını değiştirecekmiş gibi görünmüyor. Ülkenin şu an ihtiyacı olan tek şey siyasi olarak hesap verilebilirliğe geri dönüp, kutuplaştırmaya son verilmesi. Eğer yapılmazsa, bu önemli NATO müttefiki ve Avrupa Birliği üyeliği adayı ülke, yönetilemez hale gelecek.”
Mezkûr gazetede haber-yorum şeklinde yer alan üstlenmede denilmek istenen şu: “PKK üzerinden yapılan saldırılarla ve en son Ankara’da patlattığımız bombalarla Türkiye’yi istikrarsız, yönetilemez bir ülke hâline getirdik. NATO’nun önemli müttefikini bu şekilde bırakamayız, NATO müdahale etsin!”
Tek dertleri bu; “İstikrarsız ve yönetilemez ülke” dedikleri Türkiye’yi, evet onlar için yönetilemez bir ülke olunca işgale zemin hazırlıyorlar! “Batı’nın son hamlesi Türkiye’yi işgal olabilir mi?” ve “İşgalden önce” başlıklı yazılarımda Türkiye’ye yönelik işgal planından bahsetmiştim. Türkiye’yi Kürt meselesi üzerinden işgal edileceğini, Fethullahçı Terör Örgütü’nün yayın organlarından Zaman Gazetesi’nde Ali Bulaç da yazmıştı.
Emareler gösteriyor ki, Türkiye’yi işgal planı adım adım uygulanıyor. Ankara’daki saldırının neticesini 1 Kasım’daki genel seçimden sonra daha net görebileceğiz. Seçim sonrası Ak Parti tek başına hükümet kurabilirse, Batı Ankara’daki patlamada ölenleri anma bahanesiyle sokak gösterileri başlatabilir. Gezi ayaklanmasında olduğu gibi Batı medyası bunu “Diktatöre karşı halk ayaklanması” olarak duyuracak. Gösteriler sırasında Ankara’da olduğu gibi birkaç bomba patlatıp insanlar katledip ve “Diktatör halkını katlediyor, müdahale edilmeli” yaygarasıyla işgalin bahanesi yapacaklar!
Ankara’daki patlamaların ardından hâdisenin olduğu yere giden HDP Eşbaşkanlarının ve yöneticilerinin neşeli halleri dikkat çekiciydi. Kimseden saklama ihtiyacı duymayacak şekilde acaba niye gülüyorlardı!.. Yazımın başında da yazdığım gibi, bu kadar da açıktan üstlenilmez ki!
Tamam, düşman Türkiye’yi işgale hazırlanıyor; bunda şüphesi olanları, şüpheleriyle baş başa bırakıp gerekli tedbirleri almalıyız. “Ankara’daki patlama nasıl önlenemedi” sorusunun acımasız cevabıyla yüzleşmekten kaçınmamalıyız. Gaz almak veya bir yerlere şirin gözükmek için değil, işgale karşı koyacak kadrolar hazırlamak için bazı kelleler gidecekse gitmeli. “Ah keşke” dememek için gerekli cerrahi müdahaleler yapılmalı.
Bir hususa daha dikkat çekmek istiyorum. “Bizim” dediğimiz medyada Fethullahçı Terör Örgütü ile mücadele edilirken Ergenekoncular pür-i pak gösterildi. Çıkan haberleri okuyunca insan “Şu tonton amcalara çok büyük zulümler yapılmış” demekten kendini alamıyordu. Yahu, o “tonton amcalar” darbe yapmayı planlıyorlardı. Ve bu “tonton amcalar”ın çok derin bağlantıları, yetiştirip sokağa saldıkları elemanları hâlâ deşifre edilmedi. İstihbaratta niye zafiyet var, saldırılar niye önlenemiyor diye düşünürken bunları da gözardı etmeyin. “Tonton amcalar” da şartların olgunlaşmasını bekliyor olmasınlar!..