Dilbilimciler, sözlükteki kelime sayısına farklı tepki verdi. Kimine göre ‘az’, kimine göre ‘abartma’ var
Milliyet'in haberine göre; Türk Dil Kurumu’nun Türkçe'nin ‘kısaltılmamış, tam sözlüğü’nü çıkarmaya hazırlandığını açıklaması, dilbilimcilerden farklı tepkiler aldı.
TDK, güncel Türkçe kelimelerin yanı sıra, bilim ve sanat terimlerini, yerel ağızlardaki sözleri, yer ve kişi adlarını da içereceği açıklanan “Büyük Türkçe Sözlük”te, 570 binden fazla sözcük bulunacağını belirtmişti.
TDK Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın çalışma hakkında, “Her dil, kendi alanında zengindir. Ama, ’Türkçenin söz varlığı son derecede kısırdır ve Türkçe, bilim, sanat, felsefe dili değildir’ gibi Türkçenin gücünden haberdar olmayanların, Türkçeyi yeterince tanımayanların sözlerini yıllardır duyduk. Türkçe, söz varlığı bakımından zengin, güçlü bir dil” demiş ve yeni sözlük için “Aranan her kelime bulunabilecek” şeklinde konuşmuştu.
Türkçe üzerine yıllardır çalışan uzman isimler ise, bu konuda değişik değerlendirmelerde bulundular:
Yusuf Çotuksöken
Maltepe Üni. Türk Dili ve Ede. Böl. Bşk.
‘Sözcük sayısı 600 bini geçer...’
Gecikmiş bir çalışma. Çok önceden yapılmış olması gerekiyordu. Bin yıllık Anadolu Türkçesi kapsamı içerisinde değerlendirdiğimizde, sözcük sayısı 600 bini geçecektir. Bunun içinde bütün alanlarla ilgili sözcükler var; argo sözcükler, yöresel sözcükler, bilim terimleri sözcükleri, yabancı dillerden gelen sözcükler... Bu sayı abartılı gelmesin, doğrudur hatta eksiktir. Şu anda sözlükleri açın bakın, Memet Fuat’ın denemelerinde kullandığı ‘anıcı’, ‘anıcılık’ yani anı yazarı anlamında hiçbir yerde yoktur. Mesela Osmanlı’dan bize kalan 175 bin yazma eser var, Türkçe. Ve biz bunların ancak 15-20 bin kadarını günümüz Türkçesine çevirebildik. Çıktığı zaman göreceğiz ne kadarını aldılar, nasıl yaptılar.
NECMİYE ALPAY
Dil Eleştirmeni
‘Her durumda iyi bir iş!’
Bu epeydir projelendirilen çalışma, yeni bir fikir değil. Her zaman her yeni sözlük çalışmasını sevinçle karşılarım. Buna karşılık, şimdiye kadar yaptıkları sözlüklerden memnun olmak zor. Çünkü bir kere, en başta Türkiye’de sözlükçülükle ilgili yeterli bilimsel hazırlık olmadığını söylemek lazım. Eski Türk Dil Kurumu’nun tarama ve derleme sözlükleri vardır. Ciltler boyunca. Yanlış hatırlamıyorsam derleme sözlüğü 11 cilt, tarama sözlüğü 5 cilttir. Bunlar başlıbaşına birer kaynak. Çeşitli alan sözlüklerini de sayarsak bu rakam hiç abartılı kalmaz, üzerine bile çıkabilir. Bence her durumda iyi bir iş bu. Çünkü bütün kaynak-lar bir araya gelmiş olacak. Bir de tabii günümüzde internet olanaklarından ötürü eskisinden daha iyi bir çalışma yapılabilir.
PROF. NURETTİN DEMİR
Başkent Üni. Türk Dili ve Ede. Böl. Bşk.
‘Dil değişir’
Aslında teknolojinin gelişmesiyle birlikte sözlüklere herkes internetten erişebiliyordu; ancak bunun basılı hali de, genel kullanıcıdan çok konunun uzmanları ve kütüphaneler için son derece faydalı bir hizmet.
Elbette bir dilin mükemmel bir sözlüğünü yapmak mümkün değil; biz şu anda konuşurken dahi Türkçeye yeni kelimeler giriyor. Dil, hayatımız değişitikçe değişir. Biz nasıl bundan 50 yıl önceki gibi konuşmuyorsak, çocuklarımız da bizim gibi konuşmuyor...
SEVGİ ÖZEL
Dil Derneği Başkanı
‘Kabartma var’Türk Dili Kurumu’nun öyle bir sözlük anlayışı var ki... Sözgelimi şu andaki Türkçe sözlüklerinde ‘ıslatma suyu’ ve ‘toparlayıcı krem’ gibi tamlamaları da madde başlığı kabul ediyorlar. Türkçe, elbette söz varlığı açısından zengin bir dil ama, bu tür kalıpları da sözcük olarak sayarak toplam sayıyı sürekli kabartıyorlar. Dinsel kavramları madde başlarına alıyorlar: Örneğin ‘ahir zaman peygamberi’ gibi üç sözcüklü bir madde başı var. Ama tek bir ulusal kavram yok. Onun için Türk Dil Kurumu’nun, söz varlığını saptama yaklaşımını son derece bilim dışı buluyoruz.