Gündem

Sözcü davasında sona doğru

Yarın görülecek duruşmada savunmaların tamamlanması bekleniyor

14 Haziran 2019 00:16

T24 Ankara

Sözcü gazetesinin sahibi Burak Akbay ve gazetecilere yönelik, “FETÖ/PDY’ye hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım” suçundan açılan davada sona gelindi. Savcının esas hakkındaki mütalaasında cezalandırılmasını istediği sanıkların savunmaları tamamlanıp, son sözler sorulduktan sonra karar açıklanacak. Yarın görülecek duruşmada ise savunmaların tamamlanması bekleniyor. Sanık gazetecilerin profilleri, kanıtlar ve bilirkişi raporları nedeniyle çok tartışılan davada çıkacak karar, benzer davalar açısından da belirleyici nitelik taşıyacak.

Sözcü gazetesi ile ilgili soruşturma süreci, bir ihbarcının dilekçesi ile başladı. 26 Eylül 2016’da, Ankara Başsavcılığı’na gönderilen 24 sayfalık ihbar dilekçesinde, Sözcü gazetesinde yayımlanan bazı haberler sıralanarak, bu haberlerin daha önce Zaman gazetesinde çalışan muhabirlerce yapıldığı öne sürüldü.

Bulmaca kanıt oldu

Haber üzerine başlatılan soruşturma sonunda iddianame hazırlandı. İlk iddianamede, aynı dönemde 1 Ocak 2016 tarihinde gazetede yer alan bulmacaya ilişkin olarak da Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma başlatıldığı, bu soruşturmanın dışında farklı yerlerden 12 ayrı vatandaşın da yaptıkları ayrı şikayetler bulunduğu, tüm dosyaların birleştirildiği kaydedildi.

Erdoğan’ın yeri

İddianamede, Sözcü gazetesinin 15 Temmuz’da yapılmaya çalışılan suikast girişimi öncesi,  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın nerede olduğuna yönelik bir haberi yayına soktuğu, bunun ‘darbecilerle birlikte ve darbe girişimini kolaylaştırmaya yönelik lojistik destek kapsamında’ gerçekleştirildiği, bu amaçla Sözcü gazetesinde "Sözcü Erdoğan'ı buldu" haberinin yer aldığı ifade edildi.

Polislerden belge

İddianamede, KHK ile ihraç edilen polislerin, 17/25 Aralık süreciyle ilgili fiziki ve teknik takip kayıtlarını Sözcü’ye gönderdiği de öne sürüldü. Gazetenin de kamuoyunda algı oluşturma kapsamında söz konusu bilgileri gerçekmiş gibi ve süreklilik arz edecek şekilde haberleştirme gayretinde olduğu vurgulandı.

Fuat Avni hesabı

İddianamede, FETÖ'nün algı amacıyla sosyal medyada kullandığı ‘Fuatavni’ ve ‘JeansBiri’ adlı hesaplarda yapılan manipülatif paylaşımların örgüte müzahir basın yayın kuruluşları ve internet sitelerince haberleştirilerek geniş kitlelere ulaştırıldığının görüldüğüne dikkat çekildi.

Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı'ndan (MASAK) gelen rapor, İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlilerince yapılan araştırmalar sonucunda düzenlenen rapor - tutanaklar ile soruşturma dosyasının bilirkişilere teslim edildiği, adı geçen gerçek ve tüzel kişilerin finansal işlemleri üzerinde terör örgütleriyle irtibatlı veya iltisaklı kişi - kurumlarla ilişkilerine dair raporun düzenlendiği belirtilen iddianamede, raporlara da yer verildi.

İddianamede, Akbay’ın gelir ve giderlerine yönelik yapılan inceleme sonunda, iş ilişkisi içinde bulunduğu ticari şirket / şahıslar hakkında yoğun olarak FETÖ/PDY kapsamında soruşturma yapıldığının belirtildiği aktarıldı.

Benzer mizanpaj

İddianamede yer verilen bilirkişi raporunda, FETÖ’nün kapatılan yayın organı Zaman gazetesi ile Sözcü gazetesinin benzer mizanpaj ve aynı dil ile eş zamanlı haber yaptığı belirtilerek “Sözcü gazetesinin, basılı gazete ve sosyal medya hesaplarında işlenen ve incelemeye konu haberlerin, haber kaynaklarından, ajanslardan beslenme açısından bakıldığında, FETÖ yayın organlarında ve FETÖ’ye bağlı olduğu düşünülen sosyal medya hesaplarındaki donelerle birebir örtüşme ve ciddi benzeşme içinde olduğu, aynı konuların farklı haber kaynaklarından, ajanslarından örtüşük şekilde gelme ihtimalinin oldukça zayıf olduğu, bu sebeple bu donelerin FETÖ ile iltisaklı yerlerden geldiği ve eşgüdüm niteliğinde olduğu” belirtildi.

Davalar birleşti

Bu iddianameyle, gazetenin sahibi Burak Akbay, İzmir muhabiri Gökmen Ulu, muhasebe elemanı Yonca Yücekaleli ve internet sitesi eski sorumlu müdürü Mediha Olgun hakkında “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım” suçlamasıyla dava açıldı. Ulu ve Olgun, bir süre tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi.

Bu iddianameyi, Sözcü Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, yazarları Emin Çölaşan, Necati Doğru ile gazetenin İnternet Sitesi Yayın Yönetmeni Mustafa Çetin ve Koordinatörü Yücel Arı hakkında hazırlanan ikinci iddianame izledi.

Bu iddianamede de benzer suçlamalar gazetenin yazıişleri kadrosuna yöneltildi. Çölaşan ve Doğru’nun ise yazılarıyla FETÖ’ye yardım ettikleri savunuldu. Gazetenin yönetici ve yazarları hakkında, “örgüte bilerek ve isteyerek yardım” suçlamasıyla 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istendi.

İddianamede Necati Doğru’nun yazılarıyla 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişiminin öncesinde ve sonrasında darbeyi ve FETÖ/FETÖ’cülüğü aklama faaliyetine giriştiği öne sürüldü. Buna örnek olarak Doğru’nun “naylon darbe” yazısı örnek gösterildi.

İddianamede Emin Çölaşan’ın da yazılarında “FETÖ’nün herhangi bir terör eylemleriyle ilgisinin olmadığını” savunduğu ileri sürüldü.

İddianamede, Sözcü gazetesinin soruşturmaya konu edilen eylemlerinin, gazetecilik faaliyeti kapsamı dışına çıktığı, ifade özgürlüğü kapsamını aşacak ve söz konusu yasa maddelerini ihlal edecek nitelik ve boyuta ulaştığı, başka bir deyişle ifade özgürlüğü kavramının dışına çıktığı ve amacını aştığının değerlendirildiği” belirtildi.

İki iddianame, yargılamalar sürerken birleştirildi. İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın önceki duruşmasında savcı mütalaasını açıkladı.

Mütalaada, 9 sanıktan yurt dışında bulunan Burak Akbay'ın dosyasının, savunmasının alınmadığı gerekçesiyle ayrılması, gazete internet sitesinin eski sorumlusu Mediha Olgun hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması, Emin Çölaşan ve Necati Doğru'nun da aralarında bulunduğu diğer sanıklar hakkında ise 'FETÖ/PDY'nin içerisindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte bu örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme' suçundan cezalandırılmaları talep edildi.