İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar, pastörize sütteki tehlikeye işaret ederek halkı çiğ süt alarak yoğurt yapmaya çağırdı. Dr. Dizdar, son kullanma tarihi geçmiş olan yoğurtların kapaklarının değiştirilerek yeniden raflara koyulduğunu söyledi.
Dr. Dizdar, kendisinin açık süt alarak yoğurt yaptığını belirterek, şunları kaydetti:
“Marketlerde satılan yoğurtlar hiç bozulmadan ve ekşimeden aylarca raflarda kalıyor. Yoğurtların son kullanım tarihleri bittiğinde firma yetkilileri marketlere giderek yoğurdun ambalaj kapağını değiştirip yeniden rafa koyuyormuş. O nedenle açık süt alın, yoğurdunuzu kendiniz yapın. Muhtemelen yapılan işlemle birlikte bakteriler kullanılamaz hale geliyor. Ürünün bakteri tarafından kullanılabilmesi için bir şekilde içerisinde bakterilerin olması lazım. O maddeleri yok ettikleri için ‘uzun ömür’ diyorlar. Bunun uzaması steril olmasından kaynaklanmıyor. Kullanılamaz hale geldiği için uzun ömür sahibi oluyor. Fakat bu bizim açımızdan besleyici değerini yitirdiğini gösteriyor."
Küçük üretici zor durumda
Serkan Ayazoğlu'nun Taraf'taki haberine göre, Fikir Sahibi Damaklar Derneği ile Çiğ Süt Üreticileri ve Tüketicileri Grubu ise başlattıkları kampanyayla gıda üretiminde küçük üreticinin hayatta kalması gerektiğine dikkat çekiyor. Çiğ süt üreticilerinin zor durumda olmalarının sebebi ürettiklerinin karşılığını alamamaları. Konuyla ilgili Taraf ’a konuşan Defne Koryürek, bir litre süt üretmek ve süt sanayicisinden 90 kuruş ödeme alabilmek için 1,30 liralık maliyeti sırtlaması beklenen çiğ süt üreticisinin muhatap olduğu haksızlığa dikkat çekmeye çalıştıklarını söyledi. Çiğ süt üreticisinden yana olduklarını belirten Koryürek, “Bazı firmalar küçük süt üreticilerine para vermek yerine yem veriyorlar. O yemin GDO’lu olma ihtimali üstüne bir de üretici o yeme bağımlı hale geliyor” dedi.
Gerçek yoğurt istiyoruz
Tüketiciler olarak sağlıklı süt içmek ve gerçek yoğurt yemek istediklerini belirten Defne Koryürek, “Kutu süt ve yoğurtların kalitesi bizi tatmin etmiyor. Bizi tatmin edecek olan üretim geleneksel üretim. Geleneksel üretim içinse Ayşe teyzelerin yaşaması, varlığını sürdürmesi şart. Türkiye’de insanların çoğu sütlerini sokak satıcılarından alıyor. Ama bu koşullar altında çiğ süt üreticisinin ayakta kalma şansı yok” diye konuştu.