Dünya üzerindeki memeli, kuş, sürüngen, amfibi ve balık sayısı 40 yılda yarı yarıya azaldı. Doğal türlerin azalmasının baş sorumlusu ise insanlar. Canlı türlerinin azalmasının başlıca sebebi ise doğal ortam kaybı ve bozulması, avcılık ve balıkçılık faaliyetleri.
WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) tarafından hazırlanan 2014 Yaşayan Gezegen Endeksi’ne (YGE) göre, hem ılıman hem tropikal bölgelerde biyolojik çeşitlilik azalıyor. Ancak tropik iklimlerdeki düşüş daha fazla. Latin Amerika’da YGE yüzde 83’lük düşüşle en dramatik sonuca sahip. Ilıman iklimdeki endeks yüzde 36 ve tropikal bölgedeki ise yüzde 56 azalmış durumda.
Gamze Kızılcık'ın gaiadergi.com'da yer alan haberine göre, Yaşayan Gezegen Endeksi’ndeki bu düşüşlerin başlıca sebebi ise insanlar. Doğal yaşam alanlarını yok eden, avlanan yani öldüren insanlar nedeniyle dünya üzerinde yaşayan hayvanlar ve yaşam alanları hızla azalıyor. Örneğin, dişleri için katledilen fillerin bulunduğu Batı ve Orta Afrika’daki fil sayısı yüzde 60 azaldı .
Kirli projeler yaşamı bitiriyor
Karasal türler 1970-2010 yılları arasında yüzde 39 azaldı. Azalma grafiği ise ne yazık ki bir düşüş göstermiyor. Yani türler aynı hızla yok olmaya devam ediyor. Sulama projeleri ve hidroelektrik santrali gibi yatırımlarla aslında kârda değil zarardayız . Tatlı su türleri son 40 yılda yüzde 76 azaldı! Para kazanmak ve daha çok kazanmak için doğal ortamlara yapılan sürekli müdahaleler biyolojik çeşitliliğin azalmasında önemli rol oynuyor. Tropikal kuşakta ve Güney Okyanusu’nda görülen düşüş ise yüzde 39. Denizlerdeki tahribattan en çok etkilenen bölgeler tropikal iklim ile Güney Okyanusu.
İnsan kaynaklı bu düşüş doğal ortamı köreltmekle beraber insanlara da zarar veriyor. Doğal ortamlardaki azalma ve biyoçeşitliliğin verdiği kayıplar ekosistemin dengesini altüst ediyor. İnsanlar elleriyle hayatı yok ediyor. İnsanların azınlıkta oldukları bu ortamda böyle hunharca bir katle girişmesi de çok dikkat çekici.
Bulunduğumuz coğrafyayı biz insanlardan başka kullananlara bir bakalım: 161 memeli, 456 kuş, 10 binden fazla bitki, 364 kelebek, 141 sürüngen ve çift yaşamlı ile 405 balık türü. İşte Türkiye’de denizleri, gölleri, akarsuları, ormanları yani doğayı ortak kullandığımız canlılar. Tüm Avrupa kıtası sadece 12 bin bitkiyi içinde yaşatıyorken Türkiye’nin bu muhteşem doğal zenginliğini kesip atmak suretiyle yerine beton döşenmesi ise hainlik ve kıymet bilmezlikten başka bir şey değil.
Dünya üzerindeki türlerin içinde kendinin en gelişmiş, akıllı ve değerli olduğunu düşünen canlı türü: İnsan. Bu tamamen ego. Bu kadar az sayıdayken bu denli zararlı olmamız bizden vücut ve imkan bakımından daha büyük bir tür olsaydı eğer, onlar tarafından “tarım ilaçları” ile zehirlenmemize sebebiyet verebilirdi. Bizim yaptığımız gibi… Dünyanın “zararlıları” tam olarak insanlar. Bitmek bilmez bir para kazanma hırsı ile yoğrulmuş karakterlerimiz, bir daha asla normale çeviremeyeceğimiz doğal yaşamı yani dünyayı yok ediyor. Biz insanlar sadece tüketiyoruz…