Politika

'Size Genel Başkanım diyebilir miyim?'

Yazar Elif Çakır, Baykal'ın çarşaf açılımında samimi olup olmadığını başörtülü aday göstererek kanıtlamasını istedi

23 Aralık 2008 02:00

Yazar Elif Çakır, CHP lideri Deniz Baykal'ın çarşaf açılımında samimi olup olmadığını başörtülü aday göstererek kanıtlamasını istedi. Mizahi bir dille kendisinin de aday olabileceğini belirten Çakır, CHP'nin, yeni açılımla birlikte, üniversiteler ve Meclis'te bulunmak da dahil Türkiye'de başörtü sorununu çözme görevi bulunduğunu savundu. 
Çakır, Taraf'ta (23 Aralık 2008) yayımlanan yazısında, Baykal'a şöyle seslendi:
 

Sempatiğim.
Sevimliyim.
Şirinim.
Popülerim, demokratım, liberalim.
Allahın emri, peygamberin kavli ile partinizden göreve talibim.
İster parti yönetiminde görev verin ister belediye başkanlığı...
Hakkâri’ye de razıyım Trakya’ya da...
Göz önünde olmayı bende sevmem, büyük şehir, merkez belde istemem.
Halkçıyım. Paylaşımcıyım. Açılımcıyım.
Vitrin güzeli olmam, yolsuzluk yapmam, halkım için çalışırım.
Biraz çalışırsam iyi nutuk da çekerim.
Çok değişkenim, gelişkenim, her gün bir başka değişir kendimi geliştiririm.
On parmağımda on marifet, gelsin Gürsel Tekin gitsin Kılıçdaroğlu.
Geleni de aratmam gideni de. Partide ikimiz de kalsak tüm Türkiye’ye yeteriz.
Sen konuşursun ben açıklarım.
Nefsime zor gelecek ama ille de çarşaf dersen giyerim.
Yok sen olmazsın dersen, akademisyen, mimar, mühendis, öğretmen, işkadını, ev kadını, ister donanımlı ister onanımlı başkan adaylarım da var.
AKP’ye fark atarız, acayip oy toplarız, o hızla denizler aşarız.
Demedi deme.

* * *

Yani uzun lafın kısası...

Deniz Bey ben de “şov mov” yapmıyorum. Sizin kadar samimiyim.
“Tarafsız Bölge” programında, “afakî konuşmak olmaz, böyle bir örnek başvuru olmadığı için ne söylesek boş” demiştiniz.
Eğer varsa öyle bir durum, bu konuda yerini doldurabilecek pek çok aday çıkarabiliriz.
Yoksa, önümüzdeki ilk genel seçimde, Türkiye’nin belli başlı illerinden bağımsız olarak katılacak başörtülü adaylar çıkacak.
Bu konu artık daha yüksek sesle dillendirilmeye başlandı.
Eğer seçilirlerse, Merve Kavakçı gibi sessiz sedasız TBMM’yi de terk etmeyecekler.
Refah, Fazilet ve Ak Parti deneyimlerinden sonra, artık muhafazakâr kitleler de “bu meseleyi çözse çözse CHP çözer” kıvamına gelmişken, gelin bu fırsatı iyi değerlendirin.
Sanırım siz bir şeylerin farkına vardınız. Bilmiyorum, ya da birileri...
Başbakanın çarşaf açılımınıza yönelik olumlu tavrına bakılacak olursa, “Dolmabahçe” görüşmesinden sonra askerlerle yapıldığı ileri sürülen “uzlaşma” sanki sizinle de yapılmış gibi görünüyor. (Dindar kitleyi sizin başınıza sardırarak bu ağırlıktan kurtulmak istiyor gibi bir komiklik de yapabiliriz burada. Bu dindarlar adama bir yapıştılar mı, yakanızı bırakmazlar. Yeni kurtarıcı olarak sizi belleyecek olurlarsa, işiniz kolay değil, ona göre... Ama şundan emin olun, sizi özlemini duyduğunuz iktidara götürürler. Hep iktidara getirirler. Sonra memleket meseleleriyle, uluslararası meselelerle falan uğraşmak zorunda kalırsınız.)

* * *

Bilmiyorum ne kadar doğru ama... Birileri dindar kesimi devletle barıştırmak istiyor.
Bunun farkına varan “iyi adamlar” Deniz Baykal’ı doğru yola yönlendiriyorlar.
Yoksa.
Bugüne kadar hep gerginliklerden oy almış bir CHP, niye tansiyonu düşürsün?
Bu bağlamda, başörtüsünü dahi sollayacak radikal bir örtünme şekli olan çarşafla meseleye bodoslama girmesini bu açıdan artık önemsemeye başlıyorum galiba.
Çünkü CHP de yeniden şekilleniyor. Baykal’a yönelik en sert eleştiriler de parti içinden geliyor.
Sayın Baykal, sanki 28 Şubat’ın azılı taraftarlarının etkisinden parti içinde de kurtulmaya çalışıyorsunuz, yanılıyor muyum?
Mitingler düzenleyip ortalığı velveleye verenler, dindar insanları ikinci sınıf görenler, onlara bu ülkede hiçbir şeye hakkı olmayan kapıcılar, esnaflar, şehit anaları muamelesi çekenler sizin çevrenizde konuşlanmıştı bugüne kadar.
Onlar sizi hiç de iyi bir yere götürmüyordu.
(Belki muhalefet olmanızı sağlamakla iyi bir şey yapıyorlardı sizin için, bilemiyorum.)

* * *

Yoksa bunların hepsi de bir illüzyon mu?
Bir yandan üniversitede okumak isteyen kızlara karşı “tavrımız aynı” derken, bir yandan “biz insanları kıyafetlerine göre değerlendirmeyiz” deyince ne yapmak istediğiniz tam da anlaşılamıyor gibi.
Biraz karından konuşarak meseleye girdiniz.
Süreç içinde netleşmenizi bekliyoruz.