Gündem

Siyasi partilerin kapatılması

11 Aralık 2009 02:00

T24 - DTP'nin kapatılması kararının Anayasa Mahkemesi tarafından açıklanması sonrası karar doğrultusunda davanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gitme ihtimali olduğunu belirten Milliyet gazetesi yazarı Rıza Türmen, son günlerde özellikle ön plana çıkan Herri Batasuna örneğini anlatıyor.

Batasuna'nun kapatılması için İspanya Yüksek Mahkemesi'nin aldığı karar sonrası AİHM'ne giden davanın, neden bozulmadığını açıklıyor.

Milliyet gazetesi yazarı Rıza Türmen'in "Siyasi partilerin kapatılması" (11 Aralık 2009) başlıklı yazısı şöyle:

Siyasi partilerin kapatılması

İlke olarak siyasal partiler kapatılmamalı. Siyasal partiler demokrasinin temel direği. Çoğulcu bir demokrasinin vazgeçilmez unsuru. Bir siyasal partinin kapatılması, hem siyasal parti kurma özgürlüğünü hem de seçme ve seçilme hakkını zedeler.

Türkiye, Anayasa Mahkemesi’nin yeni bir siyasal parti kapatma kararının beklentisi içinde. DTP kapatılırsa, büyük bir olasılıkla sorun AİHM’ye gidecek. O nedenle, AİHM’nin bu konudaki içtihadına göz atmak yararlı olabilir.

AİHM’nin inceleme konusu Anayasa Mahkemesi’nin kararı olacak. Kararın sağlam, inandırıcı gerekçelere dayanıp dayanmadığına, demokrasinin temel ilkelerine, AİHM kararlarında yer alan esaslara uygun olup olmadığına bakacak.

AİHM kararlarına egemen olan temel ilke şu: Bir siyasal parti, yasaların ya da anayasanın değiştirilmesini önerebilir. Bunu yaparken iki koşul aranır: Birincisi, başvuracağı araçların yasal ve demokratik olması. İkincisi, önerilen değişiklik demokrasinin temel ilkelerine uygun olmalı. (Refah Partisi kararı, 13.02.2003)

Araçların demokratik olması, şiddete teşvik etmemek ve terörizmi desteklememek anlamına geliyor. Herri Batasuna/İspanya (30.06.2009) kararının konusu bu.

Herri Batasuna Partisi’nin Bask bölgesindeki terörist örgütlerle ilişkisi nedeniyle kapatılmasını AİHM, Sözleşme’ye uygun buldu. Karar kesinleşti. AİHM, Herri Batasuna Partisi’ni kapatan İspanyol Yüksek Mahkemesi’nin kararını incelerken şu hususları göz önünde bulunduruyor.
Partinin kapatılmasına yol açan kanıtları iki grupta topluyor. Bir toplumsal çatışma ortamı yaratan ve bir terörist örgüt olan ETA’yı destekleyen beyan ve eylemler.

AİHM özellikle İspanyol Yüksek Mahkemesi kararındaki şu örneklere yer veriyor:

Batasuna Partisi’nin düzenlediği bir gösteride “Mücadele tek yoldur”, “Yaşasın silahlı ETA” gibi sloganlar; Batasuna Partisi’nin yerel meclisteki bir temsilcisinin bir gazeteye verdiği mülakatta “ETA bir kapris yüzünden silahlı mücadeleye başvurmuyor. Devlete karşı bütün araçları kullanmak gerektiği için başvuruyor” demesi; bir Batasuna Partisi üyesinin ETA’yı destekleyen bir gösteriye katılması; Batasuna Partisi yönetimindeki kentlerde ETA teröristlerinin ‘fahri hemşeri’ olarak ilan edilmesi.

AİHM’ye göre, bütün bunlar birlikte ele alındığında, partinin şiddeti desteklediği ve terörizmle ilişkili kişileri övdüğü sonucu ortaya çıkıyor. Kaldı ki, Batasuna Partisi’nin liderleri ve üyeleri eylem ve beyanlarında kuvvete başvurmayı dışlamamakta. Bu kanıtların tümü, Batasuna Partisi’nin İspanyol Anayasası’ndaki demokratik ilkelere ters düştüğünü gösteriyor.

AİHM ayrıca, İspanyol Yüksek Mahkemesi’nin ayrıntılı bir incelemeden sonra, Batasuna Partisi ile ETA arasında ilişki bulunduğu sonucuna vardığını, bunu yaparken uluslararası alanda terörizmle ilgili kaygıları göz önünde bulundurduğunu belirtiyor.

Bu nedenlerle AİHM, Sözleşme’nin siyasal parti kurma özgürlüğüne ilişkin 11. maddesinin ihlal edilmediği sonucuna varıyor.

DTP kapatılırsa, partinin kapatılmasına yol açan milletvekillerine beş yıl süreyle siyaset yasağı getirilmesi konusunda AİHM’nin iki kararı var. Refah Partisi kararında, AİHM, siyaset yasağının parti kapatılmasına bağlı bir yaptırım olduğunu, partinin kapatılması Sözleşme’ye aykırı olmadığından bu konunun incelenmesine gerek bulunmadığını belirtti.

Buna karşılık, Fazilet Partisi davasında, davacı parti başvurusunu geri çekince, tek dava konusu olarak yasaklanan milletvekillerinin şikâyetleri kaldı. AİHM, milletvekillerine getirilen siyaset yasağının, Sözleşme’nin seçme ve seçilme hakkını düzenleyen 1. no’lu Protokol’ünün 3. maddesini ihlal ettiğine karar verdi.

DTP’nin TBMM’deki varlığı, Türkiye’de çoğulcu bir demokrasinin yerleşmesi, Kürtlerin şiddetten vazgeçerek demokratik yollardan siyaset yapmalarına kapı açması bakımından herkes için önemli bir fırsat. Ancak, olaylar bu fırsatın bugüne dek iyi kullanılmadığını gösteriyor.

Gene de Anayasa Mahkemesi kararının DTP’yi kapatmak yerine, DTP’ye bir ihtar niteliği taşımasının Türkiye bakımından en olumlu sonuç olacağına inanıyorum.