Zaman yazarı İbrahim Öztürk, Bezm-i Alem Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Yüksel'in "Siyasi baskılara daha fazla dayanamayarak, geçenlerde hastane çalışanlarının gözyaşları arasında istifasını verdiğini" yazdı. Prof. Yüksel'in rektörlüğü döneminde üniversitenin başarılarını sıralayan Öztürk, başarının nedenleri arasında "Yüksel'in ‘hamili kart yakinimdir’ diye siyasilerden gelen telkinlere kulak tıkaması olduğunu" da savundu.
İşte İbrahim Öztürk'ün Zaman gazetesinde "Başbakan nasıl bir üniversite istiyor?" başlığıyla yayımlanan (27 Aralık 2012) yazısının bazı bölümleri:
"(...) Başbakan nasıl bir üniversite istiyor. Somut bir olay üzerinden kararı birlikte verelim. Önce size bir tıp fakültesi ve bu üniversite rektörünün hikâyesini özetleyeyim.
Üniversite 2010’da kuruldu. Bu yazının kahramanı da ‘kurucu rektör’ olarak 2010’da göreve getirildi. Üniversite kuruluşunun 3. ayından itibaren 4 fakülteyle tıp öğrencisi alıyor. Öğrenci sayısı 2012’de hızla 746’ya kadar ulaştı. İlk yıl 3201., ikinci yıl 391., üçüncü yıl 74. sıradan öğrenci alırken, 2012’de ilk 100’den 4 öğrenci bu üniversiteyi tercih etti.
Ülkenin en muteber bilimsel öğretim üyeleri bu üniversitenin kadrosuna katıldı. Çapa ve Cerrahpaşa’nın 20 profesör hocası ayrılıp bu vizyona geldi. Toplam 20’nin üzerinde bilimsel kongre düzenledi. Tıp Fakültesi, TUS sınavlarında en çok tercih edilen ilk 5 fakülteden biri oldu. Pediatr ve üroloji gibi bazı alanlarda ilk sırada tercih edilir hale geldi. 400 doktor ile sadece 2000 poliklinik yapılan üniversite hastanesinde 303 hekimle sayı tam 5000’e çıktı. Üstelik bir gün de izin yaptılar. Bitmedi, 2012 yılında kişi başına düşen uluslararası yayın ortalaması 1,74’e çıkarak ortalaması 1,26 olan ODTÜ’yü, 1,24 olan Bilkent’i, 0,89 olan Boğaziçi’ni, 0,86 olan Hacettepe’yi ve 0,60 olan İstanbul Üniversitesi’ni geride bıraktı.
(...) Unutmadan, rektör beyden önce 2.400.000 TL’lik zarar eden hastane, bugün itibarıyla aylık 500.000-700.000 TL kâra geçti.
Kurumlaşmada, bilimsel yayında, öğrenci alımında, akademik kadrodaki bu başarının arkasında bu rektörün kuşatıcılığı, ideolojik davranmadan herkese liyakate göre imkân vermesi, uzmanlaşmaya ve delegasyona önem vermesi, bu meyanda ‘hamili kart yakinimdir’ diye siyasilerden gelen telkinlere kulak tıkaması var.
Sonuç mu? Bütün bunları bana gözleri sevinçle dolarak anlatan kişi, Bezm-i Alem Vakıf Üniversitesi Rektörü ünlü çocuk cerrahı Prof. Dr. Adnan Yüksel Hoca’nın siyasi baskılara daha fazla dayanamayarak, geçenlerde hastane çalışanlarının gözyaşları arasında istifasını verdiğini öğrendim.
Kendi ifadesiyle, ‘Yaptım dersen teşekkür beklersin. Lütfedildi dersen, hamdedersin’ demişti. Gürültü-patırtı çıkarmadan, eğilip-bükülmeden, ahlaki ve bilimsel seciyesinden taviz vermeden ‘geldi, yaptı ve yerine döndü.'
Buna göre nasıl bir üniversite istendiğine siz karar verin."
