Gülseren Onanç
Sevgili dostlarım,
Siyasete nerden girdin sorusuna farklı cevaplarım var. Bunlardan bir tanesi Fatmagül Berktay’ın “Politikanın Çağrısı” kitabının zokasına yakalanmış olmam. Kitap, siyaseti “Bir hayali, bir ütopyayı yaşama geçirmek üzere örgütlü çalışmak” olarak tanımlıyor.
Ben de CHP nin yenilenmesi ve değişimi ile özgür ve adil bir toplum yaratma hayalimi gerçekleştirmek üzere siyasete girdim. CHP’yi yenilemek hedefti, milletvekili olmak ise sadece bir araç.
Oysa o kitaptaki siyaset ile gerçek siyaset arasında bayağı bir fark varmış.
Yaşayarak anladım.
Siyasete Giriş dersinden çaktım. Sizi hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama gerçek ortada.
* * *
“Siyasete Giriş” dersinin sınav soruları benim için zordu. İşte bazı sorular...
Soru 1: Parti Meclisi toplantısında salonun ön sıralarına kimler oturur ?
A. En erken gelenler.
B. En geç gelenler.
C. En yaşlılar.
D. Kadınlar.
E. Genel Başkan Yardımcıları ve MYK üyeleri.
Ben ilk toplantıda salona girip bir baktım ki en önde iki kişilik boş yer var. Oraya oturdum çünkü benim cevabım “B ve D’den biri” şeklindeydi.
Soru 2: Partinin milletvekili aday listesine nasıl girilir?
A. Parti ye oy kazandıracağınız söyleyerek.
B. Liste yapanlarla yakın ilişki kurarak.
C. İyi milletvekili olacağınızı ispat eden bir özgeçmişi anlatarak.
D. Partideki önseçim ile e
E. Araya birilerini koyarak.
Benim cevabım “C ve D” idi. Diğer cevapların doğru olabileceğini düşünmeme rağmen işaretlemedim.
Soru 3: Parti politikasında aklınıza yatmayan birşey olduğunda ne yaparsınız?
A. Politikayı öneren kişiye eleştirimi söylerim
B. Susarım, nasıl olsa birşey değişmez diye düşünürüm
C. “Partinin doğrusu buymuş” diye kabul ederim
D. Ben bildiğimi okurum
E. Politikayı anlamak üzere çaba gösteririm
Ben A ve E seçeneklerini işaretledim.
Soru 4: Milletvekili aday listesinde seçilemeyecek yere konduğunuzda ne yaparsınız?
A. Benim değerimi anlamayanlara posta koyar istifa ederim
B. Listeden çekilirim adımı bu kadar aşağılara koydurtmam
C. Listeye girenlere bakıp benim neden bu sırada olduğumu anlamaya çalışırım
D. Listeye giremeyenlere bakıp halime şükrederim
E. Partime destek vermek üzere ön sıradaymış gibi çalışırım
Benim cevabım E şıkkı oldu. Seçilmeyeceğimi bilmeme rağmen partimin örgütü ile çalıştım ve onlardan çok şey öğrendim.
Soru 5: Etkin seçim kampanyası nasıl yapılır?
A. Sürekli diğer parti başkanına giydirerek
B. Kasetleri etkin kullanarak
C. Milliyetçi ve bir dil tutturarak
D. Diğer partinin geçmiş sayfalarını karalayarak
E. Memleket sorunlarına nasıl çare bulacağımızı anlatarak
Bence E şıkkı ama üstad politikacıların kitabı öyle demiyor.
* * *
Çuvalladığım daha çok soru oldu; soru listesini uzatabilirim.
Ama dersten çaksam da süreçten çok şey öğrendim, zenginleştim. Partimin liderine inandım ve onu her hal ve koşulda desteklemeye çalıştım. Buna onun samimiyetine ve iyiniyetine ve dürüstlüğüne inandığım için yaptım. Biat değil saygı duydum, sevgi duydum.
Parti örgütünü tanıdım ve onlarla çalışmaktan keyif aldım. Özellikle kadın ve gençlik kollarımızda çalışanların inanmışlığına, özverisine partiye olan adanmışlıklarına fhayran oldum. Parti tabanımızın halkın içinde olduğunu ve sorunlara dokunduğuna şahit oldum.
Halkımızın insan sevgisine ve samimiyetine hayran oldum. İnsanımızla gurur duydum. Bu güne kadar hiç gitmediğim ilçelere, mahallelere gidip hiç tanımadığım insanların evinde ağırlandım, samimiyetle kucaklandım. Siyasetin insanın kalbini kazanmakla kazanıldığını öğrendim. Gönüllerin vekili olmaya karar verdim.
En büyük korkum ise seçim tornasından geçerken benim temel değerlerimin değişmesiydi. O tornaya girip hemen değişiverenleri görünce endişelendim.
Zaman zaman çok zorlandığımı itiraf edeyim. Özellikle Yeni CHP’nin Kürt politikası, anayasadaki yurttaşlık tanımı, demokrasi raporundaki askerin normalleşmesi ile ilgili partililerimizin direkt yargılamalarına muhatap kaldığımda; onları mutlu edecek şeyi söylemek ile doğru olduğuna inandığım şeyi söylemek arasında sıkıştım. Ben inandığım şeyi anlatmaya çalıştım. Onlar bundan mutlu olmadılar.
Seçim tornası beni örnek bir siyasetçi formatına sokamadı. Bunu akılsızlık, başarısızlık olarak algılayanlar var. Sonuca da ulaşamadın diyenler var. Haklılar.
Ama ben siyasetin tümünün baştan sona değişmesi gereğine inanıyorum. İçeriğin, dilin tümünün değişmesi ve yeniden yazılması gerekiyor. Yeni CHP’nin yeni bir siyasi dil, davranış ve düşünce biçimini yaratması gereğine inanıyorum. Eski siyaset biçimi ile yeni siyaset üretilemeyeceğini düşünüyorum.
Benim bundan sonra ne yapacağımı soranlara, siyasette milletvekilliği dışında yapılacak çok şey olduğunu söylüyorum.
Yeni CHP nin sürdürülebilir olmasına katkı vereceğim. Yeni siyaset dilini oluşması, gençlerin, kadınların siyasette daha aktif olması için çalışacağım.
Yani ne CHP ne de siyaset benden kurtulamayacak.
Hepinizi sevgi ve hasretle kucaklarım..
Gülseren Onanç
Gülseren Onanç kimdir?