Gündem

'Siyasetçi eşleri özgür giyinemiyor'

Modacı Rabia Yalçın: Dünya kapsamında bir yanlış var. Başkanların eşlerini başkan zannediyorlar

06 Temmuz 2012 20:09

Modacı Rabia Yalçın, “Ankara'da siyasetçi eşlerinin özgür giyinemediğini” söyledi. Yalçın'a göre, Ankara'da giyimleri uyumlu görünen çift, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Hayrunnisa Gül.

A Haber’de Selin Ongun’un sunduğu “Bi Sormak Lazım” programına konuk oldu.  Siyasetçi eşlerinin özgür giyinemediğini belirten Yalçın, Ongun'un sorularını yanıtlarken özetle şunları söyledi:

 

'Ankara'dakiler özgür giyinemiyor'

 

Çok özgür giyinemiyorlar. Dünya kapsamında bir yanlış var. Başkanların eşlerini başkan zannediyorlar. Oysa sadece onların eşleri. Benim eşim cerrah, benim de hemşire olmamı istemek gibi bir şey. O hanımlar özgür değiller. Sıkıştırılmış kavram içinde yaşıyorlar. Kendi rahat edeceği giysiyi kullanmaktan uzak. Bir şekilde protokole uymak zorunda. Bir şekilde eşinin vizyonunu takip etmek zorunda. Ecevit'leri düşünün, Ecevit’in vizyonunu hanımefendi Ecevit’in üzerinde bir şekilde görürdük. Demirel’in vizyonunu Nazmiye hanımın üzerinde de görürdük. Dünya sahnesinde de bu böyle. Ben buna karşıyım. O hanımların protokol esnasında yalın ve özgün giyinmeleri gerektiğini düşünüyorum. Abartmadan, sade, iyi dikilmiş bir dikiş, iyi seçilmiş bir kumaş kâfi. Zaten kalite buradadır. Üzerine ne kadar şey koyarsanız siz o kadar çarşıya dönersiniz. Alışveriş merkezine dönersiniz.

Sayın Cumhurbaşkanımız ve eşi, giyimleri konusunda daha uyumlu atım atıyorlar. Renk tercihleri, kuplar.

\

 

'Suriye'deki defilemde de rahatsızlık vardı'

 

Orada Filistin’e karşı çok samimi insanlar da vardı, samimi görünmeye çalışan insanlar da vardı. Mezhep kavgasına dönüşmeye başlayan patlağı 2009 Mart ayında görmüştüm. Oradaki insanların bir kısmında yaptığımız defilenin oradaki yansımasının bir kısım insanları mutlu etmeyeceği endişesi vardı. Bir kısım insanlar da bu yaptığımızın gerçekten büyük bir kahramanlık olduğunu savunuyorlardı. Halk arasında ciddi bir fikir ayrılığı olduğunu izlemiştim zaten.

 

'Jandarmanın kapıyı çalmasını bekliyordum'

 

Cumhuriyet döneminin jandarmalarının gelip beni evden alıp, tekrar okula götürmesini çok bekledim. O zaman öğretmenlerimiz, “Çocukları okutmamak yasak, okutmayan ailelere bir şekilde müdahale ediliyor, devlet sizi muhafaza eder, korur, nerede olursanız olur” diyordu. Her sabah bekledim, hâlâ bekliyorum, bir ara gelirler umarım.

Babam değişti. Devlet babanın, hâlâ kız çocukları ve okul açısından bir rahatsızlığı söz konusu. Babam şunu gördü, bir kız çocuğunun uçmayı öğrenebileceğini ve uçtuğu zaman tekrar emniyet içerisinde geri gelebileceğini gördü. Bir şekilde ben bunu aileme gösterdim. Benden sonraki tüm kuşak, eğitim alma hakkına sahip oldular. Babam okul sisteminde kaybolmamdan korkuyordu. “