T24- Umur Talu, Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'nun Hürriyet gazetesindeki köşesinde, profesyonel ilişki içinde olduğu firmaların ürünlerine yönelik atıfta bulunmasını eleştirerek, "Bir tek doktor kılıklı reklamcılar yok değil; gazeteci maskeli nice propagandacı, halkla ilişkilerci de gırla!" dedi. Yazısında Türkiye'deki medya için "Sitcom gazetecilik" nitelemesi yapan Talu, bu durumun "Ekonomi için de, başka alan ve sütunlar için de geçerli" olduğunu kaydetti.
Umur Talu'nun bugün (21 Aralık 2011) yayımlanan "Kardeşim Necati! Ne yapmalı?" başlıklı yazısı şöyle:Size İzzet Necati Henden için yazıyorum.
Necati 19 yaşında. Kocaeli Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı 2. sınıf öğrencisi. 22 Kasım’da Kocaeli'de bir "Terör Operasyonu"nda gözaltına alındı.
Tutuklu yargılanmasına karar verilerek, Kandıra 1 No'lu F Tipi Cezaevi'ne götürüldü.
21 yaşından küçük olduğu için tek kişilik hücrede.
Kardeşim Öğrenci Kolektifleri ve Kolektif Basın Merkezi üyesi.
Ciddi bir karaciğer rahatsızlığı bulunmakta.
Gilbert Sendromu denen; stres, uykusuzluk, düzensiz, yetersiz beslenme gibi durumlarda sarılık benzeri belirti gösteren hastalık sebebiyle sağlığından endişe duyuyoruz.
Tutuklanmasının sebebi 2010 ve 2011’deki şu "eylemler":
. Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan anmaları,
. Ulaşım zamlarına karşı yürüyüş,
. Hopa’da emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun ölümünü protesto,
. Kocaeli'den, Dolmabahçe'deki rektörler toplantısına gitmek isterken polis tarafından yollarının kesilmesini protesto.
Bunlar, Kocaeli'de KESK, DİSK gibi sendikaların, Halkevleri ile Öğrenci Kolektifleri gibi yasal faaliyet gösteren yapılarla birlikte birçok partinin katılımıyla yapıldı. Yüzlerce farklı kişi katıldı, çoğu "izinli". Hiçbirinde yaralanan, zarar gören kişi veya kamu malı yok.
Dosyada "gizlilik kararı" olduğundan, ancak sorgudaki sorulardan yola çıkarak neyle suçlandığını kestirmeye çalıştığımız Necati'nin evinde yapılan aramada, kayda geçen tek bulgu Lenin'in "Ne Yapmalı" kitabı.
1968’de yasaklanmış fakat günümüzde satışı internet üzerinden bile yapılmakta.
Kardeşim Hopa Davası'nda tutuklu yargılanan, 9 Aralık'ta serbest kalan yaşıtlarıyla benzer sebeplerle "terörist" olmakla suçlanmakta.
Necati'nin geçen hafta Ankara'da özgürlüğüne kavuşan arkadaşları gibi aylarca suçsuz yere F Tipi’nde tecridini engellemek için sizden ricamız, durumunu duyurmamıza yardımcı olmanız.
Ailesi olarak, haklılığından ve katıldığı eylemlerin meşruluğundan zerre şüphemiz yok.
Şafak Henden
Not: İnsanın içi acıyor, dön dolaş; yine çocukları zincirle. Sevgili kardeş; devrin post-modern matematiğinin işlemlerinde, çıkarma değil, toplama zamanı!
Hem bir kitap daha vardı ya: Bir adım ileri, iki adım geri!
Bir adım ileri gittik demokrasi diye; şimdi geri geri giderken eziyor, “Nazar etme ne olur, alış senin de olur” yazılmış kamyon!
19 Aralık 2000’di; üç partili başka bir iktidar idi; “cezaevi katliamı” idi.
Geldik 20 Aralık 2001’e; cezaevi yine vantuz gibi. Ertesi gün gibi.
11 yılda sanki, sadece bir gün geçmiş gibi.
Yine de…
Dün gazeteciler, bugün de memurlar, sağlıkçılar mı yürüdü ne:
Bir adım ileri!
Doktora sormalı!
Sitcom gazeteciliğin sıhhat, afiyet dolu kopyası da sitcom doktorluk.
“Medya şöhreti”ne dönüşen kimi cıvanım, hemen para-medya gibi hareket ediyor.
İlan, reklam alıyor muhtemelen!
En adam gibi gazetecilerden, en gazeteci adamlardan Doğan Akın, T24.com.tr’de, Hürriyet’in sağlıklı spa yazarı Doktor’un “maden suyunun yararları”nı övdüğü gün, bir maden suyu şirketinin, Sırma’nın da gazeteye yarım sayfa ilan verdiğine dikkat çekmişti.
İşin tuhafı, şirketin web sayfasında da Doktor, “maden sucu danışmanı” olarak gülümsüyordu. Ve maden bulmuş gibi, “maden suyunun yüksek tansiyon hastalarına zararı”ndan söz etmeye gerek duymuyordu.
T24’teki yazıdan sonra, Hürriyet okur temsilcisi Bildirici bu sululuğu sorgulayınca, Doktor kibirle, “çok büyüğüm ama az dikkatli olayım” demeye getirirken…
Doğan’ın dikkatini yine çekti.
Sindirim sorunu yoktu ya; Doktor’un Kelebek sayfasını bu kez, “sağlıklı sindirim” iddiasında bir ürün ilanı kucaklamıştı.
Doğan inatçı ya; arşive bakmış: Sustenex namlı ürünün lansmanında da bozacının şahidi Doktor! Şirket sitesinde de, ürünün reklamı Doktor’un övgüsüyle harmanlanıyor.
Doğan bu kez Hürriyet’te kazı yapıyor: Birçok sefer, Doktor bu ürünü tek geçmiş, bu ilişkileri bilmeyen okurlara tavsiye etmiş; sitcom mabedinde.
Al sana, sit medyanın com tıbbı!
Bir tek Doktor kılıklı reklamcılar yok değil; gazeteci maskeli nice propagandacı, halkla ilişkilerci de gırla!
Doktor Bey; Necati’nin Gilbert Sendromu için de tavsiye ya da tahliye mümkün mü?
Not: Esasında aynı şey ekonomi için de, başka alan ve sütunlar için de geçerli. Yazıp çizenlerden, (sadece) gazeteci kimliği olmayan herkes, grubun diğer şirketleri de dahil, gazetecilik dışında ne iş yapıyorsa, nereye danışmanlık ediyorsa, nerenin yönetim, icra, denetim kurulundaysa; nerede mütevelli heyet üyesi, murahhas aza ise belirtmek zorunda. Belirtmezse suç olmaz elbet, ama ayıp olur. Maske olur. Ahlaken, namus icabı, etik metik çerçevesinde. (Bakınız: Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi)
Prof. Müftüoğlu niye 'Sustenex alın' diyor? (Doğan Akın)
Prof. Müftüoğlu'nun Hürriyet'teki etik ihlali (Doğan Akın)