Alastair Sooke*
İngiliz ressam Lucian Freud’un ‘Şişman Sue’ adıyla anılan tablolarından biri birkaç gün önce New York’taki bir müzayede evinde 55 milyon dolara alıcı buldu.
İngiliz ressam Lucian Freud’un 1994’te yaptığı “Sosyal Yardım Denetçisi Dinleniyor” adlı tablosu görülmeye değer bir eser. Kalın bir tabaka halinde boyanmış resimde çıplak bir kadının bedeni görülüyor. Ünlü psikanalist Sigmund Freud’un torunu bu eserde iş ve işçi bulma kurumunda denetçi olarak çalışan 120 kilo ağırlığındaki Londralı Sue Tilley'i model olarak kullanmıştı. Resimde kadının bedenindeki en ufak kıvrımlar, sarkmalar, lekeler ayrıntılı bir şekilde görülebiliyor.
Bu eserde kadına yargılayıcı, kınayıcı bir bakıştan ziyade sempatiye dayalı bir yaklaşım seziliyor.
Şişman Sue resimleri
Freud’un Sue ile başka çalışmaları da olmuş, bunlardan biri 2008’de Rus milyarderi Roman Abramovich’e 33,6 milyon dolara satıldığında, yaşayan bir ressamın en pahalı satılan eseri olarak rekor kırmıştı.
Freud’un Şişman Sue resimlerinde, kadın güzelliğinin klasik tanımından ne kadar saptığını görmek mümkün. Artık büyük beden modellere daha fazla rastlanıyor ve Kim Kardashian gibi ünlülere sosyal medyada daha fazla yer veriliyor olsa da çoğu moda dergisi açısından güzel ve çekici kadın deyince zayıf kadın geliyor akla.
Fakat sanat tarihi bakımından Freud’un Şişman Sue resimleri aslında pek de muhalif sayılmaz. Nü resmi Antik Yunanlıların başlattığı söylenir. Fakat Klasik dönemden daha eskilere dayanan çıplak kadın ve tanrıça heykelleri vardır ki bunların çoğuna şişman kadınlar konu olmuştur.
Antik dönem estetiği
1908’de Avusturya’da bulunan 11 cm büyüklüğündeki Yontma Taş Devri’ne ait kadın heykelcikteki kadın, Yunan heykellerindekinden çok daha şişmandır. Kadının armut şeklindeki vücudunda iki koca göğüs, şişkin bir karın vardır.
Bazıları bu heykelciğin yapılma amacını kıtlık döneminde bolluğu simgelemesine bağlamış, bazıları onu ‘çirkin’ ve ‘korkunç’ bularak ‘ilkel cinsel zevkin göstergesi’ olarak görmüş. Britanya Müzesi uzmanları ise onu herhangi bir pornografik veya erotik özelliği olmayan, “çocuk doğurmuş, orta yaşlı, obez bir kadın”ın gerçekçi ve açık yürekli bir tarzda resmedilmesi” olarak görüyor ve Freud’un Şişman Sue tarzına benzetiliyor.
Bu heykelciğin zamanında güzelliğin simgesi olarak görülüp görülmediğini bilmiyoruz. Fakat sanat tarihine baktığımızda güzellik anlayışının mutlak bir şey olmadığını ve zaman içinde değiştiğini görürüz.
Farklı güzellik anlayışları
Örneğin Rönesans döneminde kuzey ülkelerindeki ressamlar çıplak kadınları zarif, küçük göğüslü ve zayıf olarak resmederken, Akdeniz’e doğru kadınlar daha yapılı bir hal almıştır.
17. yüzyıl Batılı ressamlarından Rubens’in modelleri ‘etli butlu’dur ve bu kadınlar güzellik simgesi olarak görülmüştür. Rubens’in etkisini daha sonra başka ressamlarda da gözlemek mümkündür.
Freud’un Sue portrelerinde de Rubens’e kadar giden eğilimler görülebilir. Fakat onun şişman modeli baştan çıkarıcı bir görünüm sergilememektedir.
Freud Modernizm sonrasına denk düştüğü için geçmişin güzellik anlayışını hedef almıştır. Ayrıca onun Sue resimleri ‘çirkin’ olarak adlandırılan 20. yüzyıl çıplakları geleneğine uygundur.
Oysa onun Şişman Sue portrelerinde ‘çirkin’ hiçbir şey yoktur. Tersini söyleyenler Sue’yu sempatik bir şekilde yansıtan Freud’un eserlerinin gerçek etkisinden ziyade kendi önyargılarını dile getiriyor demektir.
1990’larda bu resimler ilk yapıldığında klasik güzellik anlayışının dışında oldukları için şaşırtıcı bir etkileri olmuştu. Fakat daha geniş sanat tarihi penceresinden bakıldığına aslında o kadar da radikal olmadıkları görülecektir.
Belli ki Freud, güzelliğin farklı toplumlarda farklı biçimlerde algılanan yapay ve değişken bir konsept olduğunun farkındaydı.
*Bu yazı BBC Türkçe'de yayımlanmıştır.