IŞİD’le ilgili yürütülen dava dosyasında ‘Türkiye’ye bomba sevkiyatlarını organize eden kişi olarak belirtilen örgüt yöneticisi Mustafa Demir ile sınırda görevli rütbeli askerler arasında telefonla ve yüzyüze görüşmelerin olduğu, askerlerin IŞİD militanlarına sınır geçişinde destek sağladığı ortaya çıktı.
Cumhuriyet’ten Kemal Göktaş’ın haberine göre; görüşmelerin yüzbaşı, astsubay, asteğmen, üsteğmen, uzman askeri personel düzeyinde yapıldığı görüldü. Görüşmelerde Mustafa Demir, sınırda görevli askerden kendisini komutana telefonla bağlaması için aracılık etmesini istiyor, asker de bu talebe olumlu karşılık veriyor.
Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden IŞİD dava dosyasında, IŞİD’in “Türkiye sınırından sorumlu emiri” olan ve savcılık belgelerine göre Türkiye’ye bomba geçişlerini organize eden Ebu Ali kod adlı Mustafa Demir ile sınırda görevli rütbeli askerler arasında çok sayıda telefon görüşmesi yer aldı. Demir’in adı, Ankara patlamasının talimatını veren İlhami Balı ile yakın irtibatları nedeniyle de geçmişti.
Skandal, yakınları IŞİD’e katılan 6 vatandaşın savcılığa başvurmasının ardından başlatılan soruşturmada ortaya çıktı. 19 kişi hakkında iletişimin tespiti kararları alındı. Savcı Derda Gökmen, 27 şüpheli hakkında dava açtı. Sanıklar arasında IŞİD yöneticisi olmakla suçlanan ve halen Suriye’de bulunan Mustafa Demir ile İlhami Balı da yer alıyordu. Gökmen, “dinleme sırasında başka bir suçun ortaya çıktığı gerekçesiyle” ayrı bir soruşturma başlattı ancak dosyayı “yetkisizlik” kararıyla Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı’na gönderdi.
Ankara Başsavcılığı, bir bölümü basında da yer alan ve isimler gizlenerek Gaziantep Askeri Savcılığı’na gönderilen telefon görüşmeleri ile ilgili olarak “IŞİD mensupları ile askerler arasında görüşme olmadığını” ileri sürmüştü. Görüşmelerin kaçakçılarla askerler arasında olduğunu ileri süren başsavcılık, suçun da “kaçakçılık” faaliyeti kapsamında olduğunu belirtmişti. Oysa ulaşılan belgeler, Mustafa Demir ile askerlerin yaptığı çok sayıda telefon görüşmesi kaydının dava dosyasında olduğunu ortaya koydu. Başsavcılığın kaçakçılık olduğunu ileri sürdüğü görüşme içerikleri ise sınırda askerin IŞİD ile ortak hareket ettiğini gösterdi. Tapelerde, rütbeli askerlerle Demir’in sınırda yüz yüze görüşmeler de yaptıkları da yer aldı. Tapeler ve soruşturma belgeleri, Demir’in sınırda kaçakçılardan zekât adı altında para aldığını ve askerlerle geçişler konusunda işbirliği yaptıklarını ortaya çıkardı.
Tesadüfen elde edildi
Ankara Terörle Şube Müdürlüğü 26 Şubat 2015’te Ankara Başsavcılığı’na 27 görüşmeye ilişkin 43 sayfalık tape gönderdi. TEM yazısında, görüşmelerin “tesadüfen elde edilen deliller” kapsamında değerlendirilmesi istendi. Tapelerde ise “Bu görüşme kaydında soruşturma kapsamında hedef konumundaki Demir ile iletişim irtibatı tespit edilen ..... isimli şahsın, Dağ Hudut Karakolu’nda görevli askeri personel olduğu tarafımızdan değerlendirilmiştir” şeklinde notlar yer aldı. Görüşmelerde yüzbaşı, astsubay, asteğmen, üsteğmen, uzman askeri personelin Demir ile yaptığı görüşmeler yer aldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 17 Kasım 2014 tarihinde Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iletişimin tespiti ve dinlenilmesi talepli yazıda Gaziantep’te 19 Eylül 2014’te 10 Kalaşnikof, 2 bin 800 Kalaşnikof mermisi, 12 kg TNT olduğu değerlendirilen madde, 40 el bombası, 40 fünye, 13 Ekim 2014’te ise toplam 256 kg bomba içeren 33 canlı bomba yeleği, 26 metre infilaklı fitil, 22 elektronik devre, 19 pil ve el bombası fünyesinin ele geçirildiği belirtildi. Yazıda “Bu çalışmanın İlhami Balı tarafından yaptırıldığının bilindiği, malzemelerin ülkemize geçişini IŞİD adına lojistik destek ve eleman temini faaliyetlerinde bulunan Ebu Faruk-Ebu Ali kod adlı Mustafa Demir ve yardımcısı Ebu Bekir kod adlı İlhami Balı’nın organize ettiği” belirtildi.
IŞİD yöneticisi ile sınırda görevli askerler arasında geçen görüşmeler şöyle:
25 Kasım 2014; 18.59
Mustafa: Şimdi ben bir ihbar aldım da, ihbara doğru gidiyorum. Şeyden, ee yüksek bir ihtimal bazı askerlernen ortaklı çalışıyo olabilirler. İnan bilgim yok. Elbeyli’ye yetişmeden önce bi çadırkent. … Eğer varsa orada bir yardımcı olacağın. Bir komutan rakımı felan hatta ee yolları biraz sıksınlar, ben onlara yetişene kadar, çünkü aramızda 20 kilometre var abi.
A.A: Arada 20 kilometre Kilis’e doğru.
Mustafa: Hee, ben şeye doğru gidiyom, şu an noktaya doğru gidiyorum, eğer varsa imkânın ordan karakol komutanı veya nöbetçi
A.A: Tamam tamam.
Mustafa: Seri bir şekilde Allahualem geçiş olduğunu bilmiyorum ihbar veya … kaçakçılık olabilir…
A.A: Tamam ben baktırırım sen şey yap.
“Komutanı bağlayabilir misin?”
25 Kasım 2014; 20.06
A.A: O el fenerliler siz miydiniz?
Mustafa: Valla küçük el fenerleriyle, nerdesin abi sen? Benim söylediğim yerde mi?
A.A: Hı hı, baktık biz de sizi gördük te senin adamlar…
Mustafa: A. abi buradaki komutanla şey yapabilir misin beni abe? Mümkün mü, bağlayabilir misin, hani buradaki iş için? Size yardımcı olduğumuz gibi burada bir irtibat kursak.
A.A: Tamam bişey olursa bana burada haber versinler.
Mustafa: Sana ulaşırsak yeterliyse problem yok.
A.A: Ben iletirim şimdi, benim orda iki tane karakolum var, en kötü karakol komutanına iletir baktırırım. …
“Nöbetçiyi indir abi”
A.B adına kayıtlı telefonla yapılan görüşmeler:
23 Kasım 2014; 18.57
Mustafa Demir: Ben Burak üsteğmene bir tane araç teslim etmiştim, o da sizin karakolun doğu tarafına doğru mu?
A.B: Evet aynı öyle gardaşım, o kazının bittiği yer, toprak yığınının...
Mustafa: Şimdi tam o noktaya mı geleyim, ondan önce bir nokta varsa oraya adam bırakıyım.
A.B: Hayır gardaş şeye adam bırak, bu Ermiş köyü var ya… Toprağın ardında bir şerefsiz var, gözcülük yapıyor, bu onu tutsun diğerini de de o araç teslim ettiğin yerde.
Mustafa: Tabii sen şimdi arabadasın senin yanında kimse var mı nöbetçi duracak?
A.B: Asker var.
Mustafa: Tamam sen beni yönlendirebilir misin toprak tarafına? Ben sana işaret verecem abi; orda indir derse, orda indiririm.
A.B: Tamam ben, geri çıkayım.
Mustafa: Nöbetçiyi indir abi, oradan ayrılmasın.
A.B: İnin gençler, burada atlayın.
“Burak üsteğmene araba verdiğim yer mi?”
A.B adına kayıtlı telefonla yapılan görüşmeler:
19.12
A.B: Bu araç verdiğin yerinde, mayının içindeyiz. Işık yaktık, mal var, gelsene o taraftan bu tarafa, adamlar var.
Mustafa: Tamam abi, geliyorum.
A.B: Acil gel, fenerle mayının içindeyim, koş gel.
Mustafa: Abi şey, Burak üsteğmene araba verdiğim yer mi?
A.B: He he, o verdiğin az aşağısında, bizim iki tane araç Türkiye tarafında
Mustafa: Tamam.
A.B: Biz de mayının içindeyiz
Mustafa: Abi geldim.