Gündem

Sınır ötesi harekât tezkeresi 1 yıl daha uzatıldı

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sınır ötesi operasyonlarına imkan tanıyan tezkerenin süresi, AKP'ye CHP ve MHP'nin desteğiyle 1 yıl daha uzatıldı.

07 Ekim 2009 03:00

T24 - Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sınır ötesi operasyonlarına imkân tanıyan hükümet tezkeresinin süresi 1 yıl uzatıldı. Kürt açılımı nedeniyle kavgalı olan siyasi partiler, TBMM Genel Kurulu'nda sınır ötesi harekât tezkeresi için uzlaştılar. Tezkereyi TBMM'ye gönderen AKP'nin 338 oyuna CHP ve MHP'den gelen destek sonucu "evet" oyları 452'ye ulaştı.

TBMM Genel Kurulundaki oylamaya 475 milletvekili katıldı. 452 milletvekili tezkereye kabul oyu verirken, 23 milletvekili ret oyu kullandı.  Tezkerenin uzatılmasına karşı olduklarını her platformda dile getirien DTP'nin 21 milletvekili ret oyu kullandı.
AKP'nin 338, CHP'nin 97, MHP'nin 69, DTP'nin 21, DSP'nin 8, Türkiye Partisi'nin 1 milletvekili bulunuyor. 10 bağımsız milletvekili olan TBMM'de 6 sandalye de boş bulunuyor.

'Kuzey Irak'tan tehdit devam ediyor'

TBMM'de onaylanan tezkerede, "hudut, şümul, miktar ve zamanı hükümetçe belirlenmek üzere" Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'a operasyon yapması için yetki veriyor. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın imzasını taşıyan tezkere metni aynen şöyle:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Irak'ın kuzey bölgesinde yuvalanmış bulunan PKK terör unsurlarından kaynaklanan ve Türk halkının huzur ve güvenliğiyle ülkesinin milli birliğine. güvenliğine ve toprak bütünlüğüne yöneltilmiş terörist saldırılar ve açık tehdit devam etmektedir.

Dost ve kardeş Irak'ın toprak bütünlüğünün, milli birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük önem atfeden Türkiye, PKK teröristlerinin Irak'ın kuzeyindeki mevcudiyetine ve terörist saldırılarına son verilmesini sağlamak amacıyla askerî faaliyetlerini başarıyla yürütmekte, siyasi ve diplomatik girişimlerini ve uyanlarını sürdürmektedir.

Türkiye'ye yönelik olarak devam eden terörist saldırılara ve tehdide karşı, terörizmle mücadelenin bir parçası olarak uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli tedbirleri almak üzere, hudut, şümul, miktar ve zamanı Hükûmetçe belirlenecek şekilde, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının, Irak'ın kuzeyinden ülkemize yönelik terör tehdidinin ve saldırılarının bertaraf edilmesi amacıyla, sınır ötesi harekât ve müdahalede bulunmak üzere, Irak'ın PKK teröristlerinin yuvalandıkları kuzey bölgesi ile mücavir alanlara gönderilmesi ve görevlendirilmesi için Genel Kurulun 17/10/2007 tarihli ve 903 sayılı Kararıyla Hükûmete verilen ve 8/10/2008 tarihli ve 929 sayılı Kararı ile bir yıl uzatılan izin süresinin, 17 Ekim 2009 tarihinden itibaren bir yıl daha uzatılmasını Anayasanın 92 nci maddesi uyarınca arz ederim.

Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan

MHP'den tezkereye evet, hükümete eleştiri

Tezkereye ilişkin olarak TBMM'de söz alan siyasi parti temsilcileri şu görüşleri dile getirdiler:

MHP grubu adına Ankara Milletvekili Deniz Bölükbaşı söz aldı. Tezkereyi desteklediklerini belirten Bölükbaşı, "Türkiye'nin terörü tasfiye etmeye gücü de, imkânları da vardır. Mesele, siyasi iradedir; olmayan budur" dedi.

2007-2008 döneminde Kuzey Irak'a 29 hava harekâtı ve kapsam itibariyle sınırlı bir kara harekâtı yapıldığını kaydeden Bölükbaşı, "2009'da ise askeri müdahalenin şekli ve kapsamının son derece sınırlı kaldığı, bu yetkinin fiiliyatta hemen hemen hiç kullanılmadığı görülmektedir" dedi.

26 Eylül 2007 tarihinde İçişleri Bakanı'nın Iraklı muadiliyle terörle mücadele anlaşması imzaladığını söyleyen Bölükbaşı, bu anlaşmada Türkiye'nin Irak'a askeri müdahale hakkını Irak'ın iznine bağlayan bir hüküm yer aldığını kaydetti.

Bölükbaşı, terör örgütünün bugün de en büyük destekçisinin Barzani olduğunu öne sürdü.  Barzani'nin, PKK'yı hâlâ terör örgütü olarak görmediğini belirten Bölükbaşı, Iraklı Kürt liderin terör kartını Türkiye'ye karşı bir tehdit ve pazarlık unsuru olarak bugün de elinde tuttuğunu kaydetti.

CHP desteklerken yetkinin kullanılmasını istedi

Tezkereyi destekleyen CHP grubu adına konuşan Bursa Milletvekili Onur Öymen, partisinin terörle mücadelede sergilediği tutum ve davranışların "Kürtler'in içinde bulunduğu sorunları gözardı ediyor" şeklinde algılanmaması gerektiğini söyledi.

Geçmişte yayımladıkları Kürt raporunda da etnik özgürlüklerin olması gerektiğini savunduklarını ifade eden Öymen, "2002 yılında toplam şehit sayısı 6 iken, sadece dün şehit olan asker sayısı 6" dedi ve hükümeti eleştirdi.

Öymen, "o zamanki hükümetin siyasi iradesi ve tutumu sonucunda, terör örgütü liderinin tek mermi bile atılmadan PKK'nın beyni olan Suriye'den çıkmak zorunda bırakıldığını" ifade etti. Öymen, bugünkü hükümetten de terörle mücadele ederken aynı siyasi irade beklediklerini söyledi.

"Irak'ın anayasasına göre topraklarında terörist bulundurmayacağı hüküm altına alınmışken ve orada ABD'li askerler varken terör örgütü ile neden yeterli ve etkin mücadele edilmiyor" diye soran Onur Öymen, "Irak'ın 300 bin silahlı gücü var. Ülkedeki bütün terör örgütleriyle savaşıyor, biri hariç PKK. ABD ve peşmergeler de ülkedeki bütün terör örgütleriyle savaşıyor, biri hariç PKK. Peki biz terörle mücadele ederken onları niye ikna edemiyoruz? ABD'yi ikna edelim derken, sözlerimi yanlış anlamayın, Washington'u kastediyorum. Yoksa Hollywood'u ikna etmede çok başarılı olduğunuzu görüyoruz. Artık nasıl ikna ettiniz; karada mı, havada mı? onu bilemeyeceğim" diye konuştu.

Meclis'in daha önce hükümete, Kuzey Irak'a operasyon için iki kez yetki verdiğini, ancak bu yetkilerin tam olarak kullanılmadığını, sadece 7 günlük bir kara harekâtı yapılabildiğini ifade eden Öymen, Türkiye'nin, terörle mücadele etmek için askeri gücünün yeterli olduğunu, ancak bunun tam olarak kullanılmadığını savundu.

Onur Öymen, "Terör örgütü, Türkiye'de devlet içinde devlet kurmak istiyor. 'O bölgenin yönetimini, ekonomiyi bize bırakın' diyorlar. 'Bizim orada silahlı gücümüz olsun' istiyorlar. Bunun ötesinde resmen devlet olmak için iki eksik kalıyor. Bir hutbe okutacaksın, bir de Osmanlı dönemindeki gibi sikke kestireceksin" dedi.

DTP: Savaş tezkeresi ağıt yakan analara yenilerini ekleyecek

Tezkere üzerine partisinin görüşlerini açıklayan DTP Grup Başkanvekili Gülten Kışanak, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gittiği her yerde 'analar ağlamasın, anaların gözyaşları dinsin' dediğini,  ancak aynı Başbakan'ın, böylesi bir süreçte Meclis'in önüne savaş tezkeresi getirdiğini" söyledi.

Hükümetin, Meclis'ten "gençleri bir yıl daha ölmeye ve öldürmeye gönderme yetkisi istediğini" ileri süren Kışanak, "Siz, gençlerimizi ölmeye ve öldürmeye gönderirseniz, anaların göz yaşları nasıl dinecek" diye sordu.

"Bu tezkereye 'evet' oyu verirken, Edirnekapı Mezarlığı'nda feryat eden gencecik kadını düşünün. Hakkari'de Kürtçe ağıt yakan anayı düşünün" diyen Kışanak,  şöyle devam etti:

"Çok eskilere gitmenize de gerek yok. Bu parlamentonun çıkarttığı iki tezkereden sonra yaşanan can kayıplarını düşünün. Vereceğiniz 'evet' oyunun, yeni ocaklara ateş düşüreceğini, Edirnekapı Mezarlığı'nda feryat eden kadınlara, Hakkari'de ağıt yakan analara yenilerini ekleyeceğini unutmayın. Ülkemizde yaşanan bu anlamsız savaşı bitirebiliriz. Savaşa 'dur' diyebiliriz. Ölme ve öldürme siyasetine izin vermeyebiliriz. Çocuklarımızı yaşatabilir, geleceğimizi birlikte kurtarabiliriz. Barış hakkımızı sonuna kadar kullanalım."

AKP: Bu tezkere barış için

AKP Grubu adına söz alan Ankara Milletvekili Salih Kapusuz da, hükümetin Güneydoğu'da yaptığı yatırımları anlattı.

Bölgede akan kanın durmasını, çocukların bir daha asla devlete karşı dağa çıkmamasını sağlamak ve terör sorununu tamamıyla çözmek için eş zamanlı olarak bir demokratik açılım politikası geliştirdiklerini belirten Kapusuz, "Bu konuda parti ayrımı yapmaksızın hepimize sorumluluk düşüyor" dedi.

Çözümün yolunun "dinlemek, anlamak, demokratik standartları yükseltmek" olduğunu dile getiren Kapusuz, çözümün yerinin Meclis, anahtarının da millet olduğunu kaydetti.

Kapusuz, çözüme herkesin katkısını beklediklerini belirterek, "Silahlı örgütün varılığı ve eylemleri devam ederken bu alana ilişkin demokratik reformların yapılmasının yanlış olacağına ilişkin gerekçeleri de artık bir kenara koymalıyız. Benzer sorunların yaşandığı dünyanın birçok ülkesinde reformların yapılması, terör eylemlerinin tamamen sona erdirilmesinden sonraya değil, paralel bir süreçte ele alınmıştır" diye konuştu.

"Terör var olduğu ve canımızı yakmaya devam ettiği müddetçe mücadelemiz aynı kararlılıkla devam edecektir" diyen Kapusuz, "Bundan kimsenin şüphesi ve endişesi olmasın. Hangi ülkede kendi sınırları içerisinde kendi güvenlik güçleri dışında silahlı kişilerin varlığına müsaade edilir? Böyle bir şey düşünülebilir mi? Bu mücadeleyi savunmak haktır" görüşünü dile getirdi.

Kapusuz, şöyle devam etti:
"Milli birlik ve kardeşlik projesi çerçevesinde, güçlü bir Türkiye için gelin hep birlikte herkesi, özellikle yanlış yola girmiş, aldatılmış insanların silah bırakması için çağrı yapalım, gayret sarf edelim. Silahları bırakın. Böylece sizin hayatlarınız üzerinden hesap yapanların da oyunlarını bozun. Tezkereye kimse başka anlamlar yüklemesin. Bu tezkere savaşmak için değil, savaşmamak içindir, barış içindir. Türkiye'ye karşı kötü niyetlileri caydırmak içindir. Bizim mesajımız tek yanlı da değildir. Sorunu barış içinde, köklü şekilde çözmek isteyenleri milli birlik ve kardeşlik projemize davet ediyoruz. Sorunu savaşarak çözmek isteyenlerle hem sınırlarımız içinde hem de sınırlarımızı dışında yeni bir duruşla mücadeleye devam edilecektir."

AKP Grubu olarak, tezkerenin süresinin bir yıl uzatılmasını desteklediklerini belirten Salih Kapusuz, harekât yetkisinin, uluslararası hukuk ve insan hakları çerçevesinde en etkili şekilde kullanılacağına olan inançlarının tam olduğunu ifade etti.