Ağır yaşam koşulları ve ekonomik krizin derinleşmesi sinir sistemi kategorisindeki ilaçların tüketimini yükseltti.
Uzmanlar, benzer trendin 2001 krizinde de görüldüğüne dikkat çekiyor. 2003’te 14 milyon kutu sinir ilacı satılırken rakam 26 milyona çıktı.
Sinir sistemi ilaçları olarak bilinen antidepresan ve antipsikotik ilaçlar kelimenin tam anlamıyla ’peynir ekmek gibi’ satılıyor. Satılan ilaç kutusu bazındaki rakamlara bakıldığında sinir sistemi ilaçları tüketiminin son 4 yılda 2 kat arttığı ortaya çıkıyor. Ağır yaşam koşulları nedeniyle ruh hali bozulan ve mutsuzlaşanların rahatlamak için aldığı sinir sistemi ilaçlarındaki artış, Türkiye’deki ilaç pazarında uzun yıllardır en büyük payı alan antibiyotik ve romatizma ilaçlarıyla yarışmaya başladı.
Uzmanlar, krizin depresyonu tetiklediğine ve aynı durumun 2001 krizinde de yaşandığına dikkat çekerken Türkiye Psikiyatri Derneği Dış İlişkiler Sekreteri Dr. Halis Ulaş, 2003 yılından 2007 yılına kadar gelinen süreci şöyle değerlendiriyor: “2003’te 14 milyon 138 bin kutu antidepresan satıldı. Bu rakam 2006’da 22 milyon 651 bine çıktı. 2007 yılında ise 26 milyon 246 bin kutuya ulaşıldı. 2003 yılında 2 milyon 616 bin bu tip ilaç satılırken 2008 yılında bu rakam 4 milyon 11 bine çıktı. 2008’de sinir sistemi ilaçları dışındaki bütün ilaçların satışının düştüğünü, sinir sistemi ilaçlarının ise yükseldiğini gözlüyoruz. Anktipsikotik ilaçlarda da durum farklı değil.”
Antibiyotikle yarışıyor
Sinir sistemi ilaçlarındaki artışı gözlemleyenlerden Abdi İbrahim’in Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut da geçtiğimiz hafta Vatan gazetesine verdiği röportajda, “Bu grupta ilaçların satışı artıyor ama diğerleri sanırım düşüyor” değerlendirmesini yapmıştı.
Dr. Halis Ulaş, dünya ilaç pazarının yüzde 25’nin sinir sistemi ilaçlarına ait olduğunu da hatırlatırken, “2003 verilerine göre Türkiye’de en fazla antiboyitik ilaçlar satıldı. İkinci sırada ise kalp ve damar sistemi ilaçları geldi. Üçüncü sırada ise romatizmal ilaçlar satıldı. Sinir sistemi ilaçları ise dördüncü sıradaydı. Ancak günümüze gelindiğinde durumun farklı olduğunu görüyoruz. 2008’de sinir sistemi ilaçları dışındaki bütün ilaçların satışının düştüğünü, sinir sistemi ilaçlarının ise yükseldiğini gözlemliyoruz” diye konuştu.
Halis Ulaş, krizin ve yaşam koşullarının ağırlığı altında ezilmenin yarattığı ruh halinin yanı sıra sinir sistemi ilaçlarındaki artışın 3 nedeni olduğunun altını çiziyor: “İlaç sektörünün promosyon çalışmaları sinir sistemi ilaçlarının satışını artırdı. Bu yönde çok büyük promosyon çalışmaları yapıyorlar ve bütçelerinin yüzde 30’unu promosyon için ayırıyorlar. İkinci neden ise Türkiye’deki psikiyatrist sayısının yetersizliği. Bu yüzden hastalar psikiyatrist dışındaki doktorlara gidiyor ve onlar da uygun olmayan biçimde ilaç reçete ediyorlar. Üçüncü neden ise insanların ’Komşuma yaradı’ diyerek eczaneden reçetesiz ilaç alabilmesi.”
‘Kim gülüyorsa antidepresanlardandır’
10 yıllık eczacı Şengül Özalp, bundan 7-8 yıl önce doktorların kalp, damar, şeker gibi rahatsızlığı olan insanlara reçete yazarken rahatlamaları, uyuyabilmeleri için antidepresan ilaçları reçeteye eklediklerini belirtirken, “Şimdi reçetelere baktığımızda tek başına sinir sistemi ilaçlarının yazıldığını görüyoruz. Antidepresan ilaç alacak insanları kapıdan girerken anlıyoruz. Etrafınıza bakın, çalışan insanlardan hangisi gülüyorsa bilin ki birçoğunun gülüşü kendi yüz ifadesi değildir. Antidepresanlar sayesinde o şekilde davranıyordur. Özellikle ofislerde, büyük şirketlerde, büyük şehirlerde yaşayan insanlarda kullanımı arttı” dedi.
‘Haftada 10 kutu satardık şimdi sayı 50’ye çıktı’
Şu anda piyasada 20’nin üzerinde sinir sistemi ilacı bulunuyor. Bunların fiyatları ise 4 -232 TL arasında değişiyor. 22 yıllık eczacı Ramazan Yıldız ortaya çıkan tabloyu şöyle anlatıyor: “2000 yılların başlarında haftada 10 kutu sinir sistemiyle ilgili ilaç satılıyordu. Bugün bu rakam 50 kutuya çıktı. Önceden sinir sistemi ilaçları sıralamaya dahi girmiyordu. Şimdi en fazla satılan ikinci grup oldu.” Yıldız, insanların psikolojik nedenlerden dolayı sinir sistemlerinin bozulduğunu belirtiyor: “Sıkıntı, stres arttıkça bu tür ilaçlara rağbet arttı. İnsanlar en kolay rahatlama yöntemi olarak bu ilaçları görüyor.”