Başbakan Erdoğan, ABD’ye düzenleyeceği resmi gezi için Ankara’dan Washington’a hareket etti. Hareketi öncesi Esenboğa Havalimanında düzenlediği basın toplantısında gündemle ilgili sorulara yanıt verdi. Erdoğan, DTP’nin kapatılması davasıyla ilgli “Doğmamış bir çocuğa don biçilmez. Bu konuda kararı verecek olan Anayasa Mahkemesidir. Mahkeme’nin kararı nedir bilemem, ama parti kapatmalarla ilgili düşüncemiz bellidir. Daha önce bunları defalarca açıkladık. Temennimiz verilecek karar milletimiz için hayırlı olur.” Derken, Ahmet Türk’ün sine-i millete dönme sözleri için de “Sine-i millet hiçbir siyasinin tasarrufunda değildir. Sine-i millet kimleri kabul eder, kimleri kabul etmez, bunun ölçüsü seçimden seçime sandıklarda görülür. Onun için de tabi, sine-i milletin göstereceği kabul, halkımıza ait olan bir tasarruftur. Onun üzerinde hiçbir siyasinin liderin irade beyanı olamaz.” dorumunda bulundu.
‘ETEKLERİNDEKİ TAŞLAR PAÇALARINDAN DÖKÜLÜYOR’
DTP’li Emine Ayna’nın ‘Açılım bitmiştir’ sözleri sorulması üzerine Erdoğan “Bu konuda herkesin taşları eteğinden dökülüyor, kimisinin de paçalarından dökülüyor. Burada böyle bir durumu görüyoruz. Biz bunun bir devlet projesi olduğunu, muhatabının 72 milyon vatandaşımız olduğunu daha önce söyledik. Ve bu konudaki çalışmalarımızı yoğunlaştırarak bizler gerek hükümetimiz, gerek partimiz olarak medyadan bu sürece destek verenlerle, sözü olan herkesin bu sürece destek vermesi temennisini ifade ettim. Bundan sonraki süreçte de bizler yolarra döküleceğiz ve bunları 72 milyon vatandaşımıza anlatmanın gayreti içinde olacağız.” dedi.
'BAYKAL HUKUKA MÜDAHALE EDİYOR
Dün, eski kuvvet komutanlarının darbe planlarıyla ilgili sotgulanmasını CHP lideri Baykal’ın ‘TSK’ya karşı asimetrik psikolojik harekat’ olarak yorumlamasını da değerlendiren Erdoğan “Yargı süreci üzerinde sayın Baykal çok rahat tasarruflarda bulunabiliyor. Malesef medya da bu tür tasarruflarda bulunabiliyor. Bu konuda defalarca açıklamalar yaptık. Lütfen kimse ne siyasetçi, ne medya, yargıya intikal etmiş bu konularda, bırakalım yargıyı kendi haline, yargı nasıl tasarrufta bulunacaksa, hukuk çerçevesi içerisine bu tasarrufu yargı yapsın. Bu konularda hiçbirimiz konuşmayalım. Bu konularda Anayasa’nın belirleyici hükümleri var. Buna rağmen gördüğünüz gibi anamuhalefet lideri, her zaman yaptığı bu tür açıklamaları, bu tür müdahaleleri yine aynı şekilde yapıyor. Ben bunları doğru bulmuyorum ve çirkin buluyoruym. Kuvvetler ayrılığı prensibinin egemen olduğu demokratik olduğu demokratik bir toplumda yargı erkine müdahale olarak görüyorum.” dedi.