MHP Genel Başkan adayı Sinan Oğan, partinin başına geçmesi halinde MHP’nin sadece terör politikalarıyla değil, ekonomi, çevre, teknoloji, tarım, insan hakları gibi konularda da etkin politikalarıyla fark yaratan bir parti haline geleceğini belirtti. Oğan, MHP'deki değişimin AKP'nin sonu olacağını da sözlerine ekledi.
Cumhuriyet’ten Selin Ongun’un Genel Başkan adayları Meral Akşener, Koray Aydın, Sinan Oğan ve Ümit Özdağ’a yönelttiği 5 soruya yanıt veren tek isim Sinan Oğan oldu. Akşener ve Aydın “Yoğunluğumuzdan ötürü daha sonra uygun olduğumuz bir dönemde iletişime geçelim” yanıtını verirken, Ümit Özdağ, önce Ongun’un sorularına cevap vermeyi kabul etti, ancak son anda vazgeçti.
Oğan’ın Ongun’un sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
-7 Haziran’dan bu yana olan süreçte, MHP genel başkanı siz olsaydınız, Devlet Bahçeli’nin yaptığı neyi/neleri yapmazdınız?
Öncelikle ben olsaydım MHP girdiği ilk seçimde yüzde 30’un üzerinde oy alırdı. MHP asla yüzde 12-15 bandına sıkışıp kalmazdı. Dolayısıyla da bugünkü gibi bir tablo oluşmazdı. Ayrıca siyaset iktidar olmak için yapılır. Biz de siyasetteki ana hedefimizi iktidar olmak olarak belirleyeceğiz. MHP’nin süreç yönetmedeki başarısızlığını ortadan kaldırır, algıyı MHP’nin lehine çevirirdim. Meclis Başkanlığı seçiminden muhakkak bir parlamento başkanına sahip olarak çıkardım.
Koalisyonlardan ise korkmazdım. Erken seçime gitmek mecburiyetinde kalsak dahi bunun müsebbibinin AKP olduğunu halka anlatırdık. Ayrıca kuracağımız Delege Meclis Veri Tabanı Sistemi (DEMES) ile bu tür temel konuları tabanımıza en azından bir SMS ile sorar sadece yönetimin değil, aynı zamanda tabanın da fikrini alırdım. Biz meşveret ile güncel durumu değerlendirerek partimize gönül vermiş bireylerin görüşlerine en uygun çözümü bulurduk.
-Ve MHP’nin başında siz olsanız, Devlet Bahçeli’den farklı olarak neleri yaparsınız?
Benim genel başkanlığımda MHP, kuralların işlediği, kurumsallaşmanın güçlendirildiği, parti içi demokrasinin olduğu, 3 dönem kuralı, taban ve teşkilatlarla istişare, önseçim gibi demokratik araçlarla partinin reforme edildiği bir parti olacak. Düğünde, cenazede, çarşıda pazarda, Türk milletinin olduğu her yerde MHP olacak.
Türk töresinde derin izleri olan Aksaçlılar Meclisi’ni kurup partimizde etkin hale getireceğiz. Bütün teşkilatlarımızı (il, ilçe, belde) bizzat gezip sorunları yerinde dinleyeceğim, teşkilatlarımızın olmadığı yerde teşkilatlarımızın açılmasını sağlayacağız. Türkiye’de MHP tabelası olmayan hiçbir yer bırakmayacağım. Ocaklarımızı fidanlıklar haline getireceğiz, kadın kollarını kurumsallaştıracağız ve kendi seçimlerini kendileri yapacaklardır.
Katı devletçiliğe son
Ocaklarımızda ilim irfan ve eğitim faaliyetleri, çalışmaların ana eksenini oluşturacaktır. Kadınlara ve gençlere özel önem verilecek ve genel başkanın kontenjanı, engellilere, şehit ailelerine, gazilere, kadınlara ve gençlere kullandırılacaktır. Genel başkan yardımcılığı teknik bir kadro olacak ve genel başkan yardımcıları milletvekili olamayacak. Sadece Türkiye’de değil, MHP’yi sadece Türkiye’nin değil, Türk dünyasının odak noktası haline getireceğiz.
Türk dünyasında ve Avrupa’da temsilcilikleri olan bir MHP olacak. Bizimle genel merkezde oturan değil, bütün Türkiye’yi gezen, kucaklaşan, sadece terör politikalarıyla değil, ekonomi, çevre, teknoloji, tarım, insan hakları gibi konularda da etkin politikalarıyla fark yaratan bir MHP’yi göreceksiniz. Ana omurgasını sağlam tutup, kucağını geniş açan ve tüm Türkiye’yi kucaklayan bir MHP yönetimi göreceksiniz. Genç, dinamik ve dünyayı doğru okuyan bir yönetim, gelenek ile geleceği bir arada harmanlayan bir yapı, ahde vefayı unutmayan bir anlayış ve tabanın sesine saygılı bir liderlik sergileyeceğiz.
-Sizin genel başkan olduğunuz MHP nasıl bir parti olacak, politik olarak ne diyecek?
Ülkücü milliyetçi tabanımız ile beraber Türkiye’de devlet ve milletle bir sorunu olmayan, bölücü anlayışa karşı çıkan milli kuvvetlerin tamamından oy beklentimiz olacaktır. Şeyh Edebali Hazretleri’nin dediği gibi “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışını temel şiar edineceğiz ve katı devletçi bir anlayıştan insan ve millet odaklı politikaya geçeceğiz. Ankara’ya muhtarları ayağına getiren bir anlayış değil, ileride muhtarların ayağına giden bir anlayışı hâkim kılacağız. Siyasete seviye ve üslup getireceğiz.
Türkiye’deki sorunların temeli olan Siyasi Partiler Kanunu’nu çağdaş düzeye getirmek için çaba göstereceğiz. Liderlik sultasına son vereceğiz. Kurumların yıpranmasına müsaade etmeyeceğiz. Kurumlar ne kadar güçlü olursa tek adam zihniyeti de o kadar zayıf olur. Ayrıca yerel basını destekleyip, Türkiye’de basına yönelik baskıların kalkması için mücadele edeceğiz. Dış politikada Atatürk’ün “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” politikasına geri döneceğiz. Temel eksenimiz Türk dünyası ve Batı olacaktır. Ortadoğu’da devrimcilik oynanmasına müsaade etmeyeceğiz.
Terörü bitirmek için bütün terörle mücadele unsurlarını tek çatı altında toplayacağız. Terörün mali kaynaklarına ve dış bağlantılarına yönelik mücadeleleri de yapacağız. Ayrıca Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizi bir sürgün yeri değil, devletin en şefkatli en tecrübeli memurlarının görev yaptığı bir yer haline getireceğiz. Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkacağız ve yıpratılmasına müsaade etmeyeceğiz.
-Devlet Bahçeli, “Bizim paralele teslim edecek partimiz” yok diyor. MHP Genel Merkezi’nin tavrı ile AK Parti’li temsilcilerin- medyasıyla, sosyal medyasıylasöylemi aynı: “Bu bir paralel operasyonu!” MHP Genel Merkezi’nin ve AK Parti’nin “kurultay kararını paralel operasyonu” olarak değerlendirmesi sizce neyin göstergesi?AK Parti ile MHP neden bu kadar örtüşüyor?
Bizim de paralele teslim edecek partimiz yok. Her türlü paralel yapılanma ile sonuna kadar mücadele edilmesi gerekir. Ne devlete ne de partiye şerik tanımam. Sayın Bahçeli, AKP trollerinin övdüğünü bu partiden atarım, demişti. Şimdi Yeni Şafak ve Akit gibi gazetelerin, AKP’li siyasetçilerin, bazı köşe yazarlarının Sayın Bahçeli’yi bırakın övmeyi cansiperane savunduklarını görünce, “bu arkadaşların gizli MHP’li olduklarını” düşünmeye başladım.
Şaka bir yana AKP’nin iktidarda kalması muhalefetin zayıf kalmasına bağlıdır. MHP’deki olası bir değişim ise AKP iktidarının sonu demektir. Bunu bizim kadar onlar da görüyor ve muhalefet zayıf kalsın diye ellerinden geleni yapıyorlar.
MHP olmadan asla
-Kurultayın olmaması halinde planınız, tavrınız ne olur, ne olacak? Genel merkezin kurultaya karşı direnmesini sineye mi çekersiniz yoksa ayrılığınız söz konusu olabilir mi?
Ben kendimi bildim bileli ülkücüyüm. MHP dışında herhangi bir partide siyaset yapmadım, MHP dışında yine herhangi bir partide siyaset yapmayı asla düşünmüyorum. Beni partiden ihraç ettiklerinde de, başka partilerden davet geldiğinde de aynı şeyi söyledim.
Bizim MHP’den başka gidecek bir yerimiz yoktur. Siz başkaları istiyor diye hayatınızın geçtiği yeri terk eder misiniz? Ben kesinlikle pes etmeyeceğim ve bir değişimi gerçekleştirinceye kadar mücadeleye devam edeceğim.