Yaz başında Ebru Şallı ile 3 yıllık birlikteliğini noktalayan Sinan Akçıl, Şallı'ya veda mektubu yazdı. "Ebru’nun yüceliğinin ve üç yıl boyunca yaptığı her fedakârlığın bilinmesini isterim" diyen Akçıl, "Bu benim onu, bundan sonrası için birçok kötülükten uzak tutma çabam. En çok emeği o verdi, en çok o üzüldü. Hak ettiği ve yaşattığı her duygunun bilinmesini istedim. İyi bir insan ve bu da ona son mektup" ifadesini kullandı. "Birbirimize küfür de ettiğimiz oldu, aşk laflarının yetersiz kaldığı anlarımız da... Onun sadece mutlu olmasını istiyorum" diyen Akçıl, "Hatalarım için özür diliyorum" dedi.
Akçıl, Şallı'nın Cem Yılmaz'la birlikte olduğu yolundaki haberlere ilişkin olarak, "Bu konuda yorum yapma hakkım yok. Haddim de değil" diye konuştu. "Cem Yılmaz'a sinirlenip mesajlar gönderdiğine dair" iddiayı yalanlayan Akçıl, "Zamanında birbirimize sinirle yazdığımız mesajlar oldu ama bu dönemi kapsamıyor. Ayrıca geçmişte birebir tanışmadığım bir insanla da sıkıntı yaşamış olmam mümkün değil" ifadesini kullandı. "Benim için kişiler önemli değil" diyen Akçıl, şunları söyledi:
"Cem olur, Sinan olur, Ahmet olur, Mehmet olur, her kim olursa olsun benim önceliğim onun bundan sonra geriye kalan hayatını mutlu geçirmesidir. Onun yüzünü her kim güldürüyorsa, farkında olmadan benim de yüzümü güldürmüş olur. Mutlu olsun..."
Akçıl'ın veda mektubu şöyle:
'Sen bana dört mevsim birden yaşatıyordun, ben beşinciyi aradım'
"O benim bazen annem, bazen çocuğum, her zaman sevgilim, yeri gelince en büyük sırdaşım olmuştu. Yani dört mevsimi birden bana yaşatıyordu ama ben bu dört mevsimin beşincisini ararken gerçek olan dört mevsimi de uzaklara itmiş oldum. Çok ama çok çabaladı büyümüz bozulmasın diye, ben de çabaladım, ama olmadı... Artık olamadı...
Mektup yazmayı ondan öğrendim, derdini bana hep mektuplarla anlatırdı, hepsini okudum mu diye test eder, yoksa “Yine sadece başına ve sonuna mı baktın?” der kızar, üzülürdü. Ama ben ayrıldıktan sonra hepsini okudum ve anladım ki gerçek aşkın satırları oradaymış.
En son gün ona, cevap gelmeyeceğini bilerek ben de son bir mektup yazdım. İlk tanıştığımız anda kendimi hasta hissettiğim bir günde, havuzun kenarında bana yapıp içirdiği balkabağı çorbasının tadını her zaman zehir gibi hatırlayacağımı söyleyerek veda ettim. “Yeni kaderimin en uzak kadını, artık hoşça kal” diyerek...
Öfkelerimizin de çarpıştığı çok oldu ama kalbimizde, günahlarımızdan daha çok sevaba sahiptik.
Bu da bizi bir arada tuttu. Son üç yılda onun için yazdığım birçok şarkıda yanımdaydı. Uyku düzenini, tüm hayatını bile değiştirmeye katlandı bu mucize anları beraber yaşamak adına. Sonuç olarak bizim mucizelerimiz sona erdi.
Birbirimize küfür de ettiğimiz oldu, aşk laflarının yetersiz kaldığı anlarımız da...
Mesela onu ‘Altın Kelebek Ödül Töreni’nde alnından öptüğümde, “Reklam yapıyorlar” denilen duygu, aslında bizim için gece eve gittiğimizde ellerimizi daha sıkı tutmamızı sağlayan duygu olmuştu. Mutluyduk.
Zaten geceleri el ele uyumayı da bana öğreten oydu... Dediğim gibi tüm bu yaşanmışlıkların toplamıdır zaten hayat ve bizim hayatımızda birbirimize ayırdığımız bölüm sona erdi.
Dönüşü olmayan yolun hızlanan adımlarındayız, hatta koşmaya başladık.
Buradaki en büyük suç benim, belki etrafımdaki aşırı ilgi, belki yaratıcı beynimin beni rahat bırakmaması, belki şu, belki bu... Sebebini tam bilemiyorum.
Ona hep derdim ki “Silah çekseler düşünmeden önüne geçeceğim tek insan sensin.”
Yapardım da gerçekten, lafta kalmazdı. Ama ilişki yaşama konusundaki beceriksizliğim bana ateş etti ve kimse de önüne geçemedi. Buna izin vermedim.
İçi kan ağlarken, gücünden ve gururundan dolayı sürekli gülen veya gülmeye çalışan bir insandır Ebru.
Ama artık gerçek gülüşlere sahip olmayı hak ediyor. Bizim onunla karşılıklı olarak insan doğasının da üstünde bir sevgimiz vardı, bunu bana çok fazla hissettirdi.
Ben de onu çok mutlu ettiğim kadar, çok da üzdüm.
Hatalarım oldu...
Benim için kişiler önemli değil, Cem olur, Sinan olur, Ahmet olur, Mehmet olur, her kim olursa olsun benim önceliğim onun bundan sonra geriye kalan hayatını mutlu geçirmesidir.
Onun yüzünü her kim güldürüyorsa, farkında olmadan benim de yüzümü güldürmüş olur. Mutlu olsun..."
Hürriyet'ten Hakan Gence'nin sorularını yanıtlayan (28 Ağustos 2016) Sinan Akçıl'ın açıklamalarından bazı bölümler şöyle:
Ebru Şallı’ya bir veda mektubu yazdınız... Bu mektubu bizimle paylaşma sebebiniz ne?
- Ebru’nun yüceliğinin ve üç yıl boyunca yaptığı her fedakârlığın bilinmesini isterim. Bu benim onu, bundan sonrası için birçok kötülükten uzak tutma çabam. En çok emeği o verdi, en çok o üzüldü. Hak ettiği ve yaşattığı her duygunun bilinmesini istedim. İyi bir insan ve bu da ona son mektup.
Ne kadar oldu ayrılalı?
- Matematiğe girersek içinden çıkamayız. Bölmeli, çarpmalı, toplamalı, çıkarmalı.
Ona hâlâ âşık mısınız?
- İlişkinin aşk adına olan bölümü sona erdi. Ama bunun yeni yaşanan olaylarla (İddia edilen Cem Yılmaz ve Ebru Şallı aşkı) bir alakası yok. Bizimki aylar önce sona ermiş bir süreçti. İnsanlar ayrıldıktan sonra rol yapar ama ben gerçekten içimde bir kötülük, art niyet olmadan onun sadece mutlu olmasını istiyorum. Mektubumda da yazdığım bütün o duyguları bana yaşattığı için de teşekkür ediyor, hatalarım için özür diliyorum.
Bugün geri dönse yeniden birlikte olur musunuz?
- İkimiz adına da bir açık kapı görmüyorum.
Cem Yılmaz’la ilgili haberler çıktıktan sonra, sinirlenip bir sürü mesaj gönderdiğiniz ve Yılmaz’la geçmişte de aranızda problemler olduğu yazıldı...
- Hepsi yalan. Zamanında birbirimize sinirle yazdığımız mesajlar oldu ama bu dönemi kapsamıyor. Ayrıca geçmişte birebir tanışmadığım bir insanla da sıkıntı yaşamış olmam mümkün değil.
Peki üç senenin ardından siz de başka birine kısa süre içinde âşık olabilir misiniz?
- Yeni bir aşka yelken açabilirim ama denizin ortasına gelmeden o tekne alabora olur. Çünkü tekrar o yelkeni şişirecek rüzgârın bana gelmesi uzun zaman alacaktır. Biraz zaman ihtiyaç var.
Ebru Şallı’nın yeni ilişkisinin gerçekliğine inanmıyor musunuz?
- Bu konuda yorum yapma hakkım yok. Haddim de değil.
"Hadise dövmesini sildirdim
ama Ebru'yu sildirmem"
Biten bir ilişkinin ardından eski sevgiliyi başkasıyla görmek can acıtıyor mu?
- Normal birinin aşkı dört kişi tarafından bilinirken bizimki milyonlar önünde yaşanıyor. Tabii bunun da baskısı daha çok üzülmene neden oluyor. Ama sen ne kadar üzülüyorsan karşı tarafı da ne kadar üzdüğünü unutmaman lazım. Bu yüzden her şey hayatta dengeleniyor.
Mektubunuzda hatalarınızdan bahsediyorsunuz; “Dört mevsimi bana yaşatırken ben beşinciyi aradım” diyorsunuz... Neden daha özverili davranmadınız, bu aşkla yetinmeyip daha fazlasını istediniz?
- Ruhumda bunun bir cevabı yok.
Peki ileride bu şekilde nasıl evleneceksiniz?
- Düğüne psikoloğumla gideceğim herhalde... (Gülüyor)
Hiç aldattınız mı?
- İçimde bir şeyler bitmeden başka bir ilişki yaşamamaya hayatım boyunca özen gösterdim.
Hadise ile birlikteliğiniz sırasında tanıştığınız tarihi dövme yaptırmış, sonra onu mızrak figürüne çevirmiştiniz. Ebru için de sağ kolunuza onun gözüne benzeyen bir dövme yaptırmıştınız... Onu da değiştirecek misiniz?
- Hayır. Bir hırsla değiştirmem. Onun da ensesinde ‘S’ harfi var. Bence bu dövmeler hayatımızda güzel bir anı olarak kalmalı.
En büyük aşkınız kim?
- En son yaşanan aşk, en büyük aşktır!
Söyleşinin tamamı için tıklayın